04.04.2018, 11:04

Adnan Oktar, kime ne söylemek istiyor?

Zaman Gazetesi’nde çalıştığım yıllar, hayatımın bir cihetle en parlak, bir cihetle en riskli, tedirgin edici yılları idi. Yaptığım dosyalık çalışmalarla zaman zaman hayatım tehdid altına giriyordu. Bir defasında Metris Cezaevi ile ilgili yaptığım bir çalışma, gazetede neşredilmeye başlayınca, tehdidler tavan yapmış, gazetenin önüne de patlayıcı atılmıştı.

Yeni evliydim, dünyalık hiçbir şeyim yoktu. Gazetenin verdiği ile ay sonunu zar zor yakalıyordum. Her gün belli bir mesafeyi yürümek zorunda idim. Açık hedeftim yani. Ama bir gün olsun yolumu değiştirmedim, tek bir gün olsun gazeteden ayrılmayı aklımın köşesinden geçirmedim. Mütevekkildim. Hayır da, şer de Allah’dan geldiğine göre, rıza göstermek inancımın gereğiydi.

Sadece tehdid değil, menfaatlerine dokunduklarımdan zaman zaman dünyalık teklifler de geliyordu. Tenezzül etsem, genç yaşta zengin olabilirdim. Ama sonradan öğrendim ki, siyâsî bir figürü sıkıntıya sokan bir çalışmam, gazetenin bir imar problemini çözmekte kullanılmış. Geçmiş gitmiş...

Dosyaların yanı sıra, haftada bir de mülâkatlar yapıyordum. İlk sayfada çoğu zaman sürmanşet giren röportajlar arka sayfanın bütününde kendisine yer buluyordu.

Bugün FETÖ’den tutuklu bulunan İlhan İşbilen’in gazetenin başına getirilmesinden iki ay sonra, ağır bir konuşmanın ardından, odasının kapısın çarpıp çıktığımı, o gün birlikte çalıştıklarımdan şahidlik yapabilecekler hâlâ var. Daha o gün İşbilen’in meçhul bir mihrak veya istihbarata çalıştığını yüksek sesle söylediğime, bugün bile yaşayan şahidler gösterebilirim. Her ne ise. Bu fevrilik hayatımın da dönüm noktalarından biri oldu. Yükselmekte olan bir gazeteci iken tökezlemiş ve gazetecilikten kopmuştum.

Dört yıla yakın çalıştığım gazetede sadece iki röportajım neşredilmemişti. Biri, Turan Dursun ile Doğu Perinçek’in odasında, onun da hazır bulunduğu bir anda yaptığım röportaj; diğeri Adnan Oktar’la yaptığım mülâkat. Birincisi, saf zihinleri bulandırmamak; İkincisi, “Bizdendir, çok hırpalamayalım.” mantığıyla rafa kaldırılmıştı. İlk röportajı daha sonra Perinçek kendi dergisinde, biraz da işine geldiği şekilde, kısmen neşretti. İkincisi ise hiç gün yüzü görmedi.

Bu geçmiş zaman tahatturunun sebebi, Oktar’la eskiye dayanan muarefeme bahsi getirmekti. Yanlış hatırlamıyorsam 1990 veya 91 yılıydı. Bugün FETÖ’nün önde gelen firarî isimleri arasında yer alan Abdullah Aymaz, Adnan Oktar’la röportaj yapmamı istemişti. Sanırım taleb de Oktar’dan gelmişti. Kendisini parlatacak bir röportaj olacağından hareket etmiş olmalı. Zirâ, o günlerde henüz bu kadar büyümemişti ve Gülen ile de, gazetesi ile de dostluk imkanları arıyordu.

Röportajı ben yapacaktım ama o gün gazeteden iki de mesai arkadaşım refakat etmişti: Tamer Korkmaz ile Servet Engin. Bir gazeteciden çok, bir savcı gibi sualler sorup Oktar’ı bunaltmıştım. Beklediğinin tam aksiyle karşılaşmanın şaşkınlığı içinde bir türlü toparlanma fırsatı da bulamamıştı. Hattâ o kadar ileri gitmiştim ki, benimle gelen arkadaşlarım âdeta eteklerimi çekiştirmişlerdi, daha yumuşak olayım diye.

Biz daha gazeteye varmadan, Aymaz’ı arayıp röportajın neşredilmemesi için âdeta yalvarmış meğerse. Uzun zaman bende duran ses kaydı, daha sonraki bir ev naklinde sehven çöpe gitmişti. Neyse ki, iki şahidim de hayatta.

Daha sonra gazetecilikten ayrılmam, hattâ kitab yazarlığından kopmam bile Oktar’ı göz ucuyla takîb etmeme mani teşkil etmedi. Hemen her vakit Mehdiliğini ilân için fırsat kolladığını ibretle seyrederken, kuvvetli bir Siyonizm düşmanlığı ile anti Atatürkçülüğüne de şahid olduk. Sonra Atatürk ve Siyonizm düşmanı olarak girdiği hapishaneden Haham dostu ve Atatürkçülük havarisi olarak çıktı.

Kullandığı temel unsur, muttali olduğum kadarı ile son otuz yılda hiç değişmedi: Güzel kızlar ile yakışıklı delikanlılar. Müşterek vasıfları kültürlü, eğitimli zengin çocukları olmak. “Kedicik” dediği kızlarının din ve tebliğ adına zamanla plaj dilberlerine dönüşmesini hayretle seyrettik; seksen milyonun tamamı gibi.

Ayyuka çıkan şikâyetlere rağmen, açık saçıklığına dokunulamayan kedicikler, yakın geçmişte Diyanet İşleri ile Oktar arasında kavga sebebi olunca RÜTÜK de harekete geçti. Henüz olmuş bir şey yok ama bir şeylerin olacağının emareleri basına kadar aksetti.

Tam da bu sırada, bir kaç gün önce posta kutuma bir mail düştü. Maile kısa bir video da iliştirilmiş. Görüntülerde Oktar ile kedicikleri var. Yani bir gizliliği yok, kendileri kaydetmiş. Servis eden de kendileri mi, bilemiyorum. Videoda ne olduğunu, seyredince karar verirsiniz ama kısaca yorumlamaktan da kendimi alamıyorum.

Videonun iki farklı maksada hizmet etmesinin murad edilmiş olması muhtemel görünüyor. Birinci ihtimal, çok geniş ve ileri seviyede insanlarla kurulmuş bir ağın iktidar ile yakın teması ortaya konarak, bir nevi aba altında sopa göstermek gibi.

İkinci ihtimal ise daha masumca: “Bakınız biz, bunca müessir ve zengin insanın hidayetine, faydalı unsurlar olmasına hizmet ettik; bize dokunmak değil, alkışlayıp sahip çıkmanız lâzım.” der gibi.

Akademisyenleri nazarımda sıfırlayan zayıf tarafları, başkasının ne dedikleri ile kitaplar yazıp, tek satırla kendi yorum ve kanaatlerini beyan etmemeleri. Tarafsızlık maskesi geçirilen bu ödleklik, hep midemi bulandırır. Öyle yapmayacağım.

Otuz yılı aşkın bir zamandır, Oktar’a hüsn-ü zanla bakmıyorum. Önceleri bunun sebebi, liyakatsizliğine rağmen Mehdiliğe oynama hevesi idi. Sonraki yıllarda devreye İsrail dostluğu, Atatürkçülük ve kediciklerin açık saçıklığı da girince, o kapı benim açımdan tamamen kapanmış oldu.

Netice-i kelâm; bu video da, zamanlaması da bana çok masum ve tabiî gelmiyor. Hakikat-i hâlin ne olduğunu ise zaman gösterecek. Umarım ağır bir bedeli olmaz!

Video: 
https://www.facebook.com/hicyasanmamisgibi/videos/2002790729749021/
Yorumlar (4)
gamze 6 yıl önce
madem bu kadar önemliydi bu röportaj da nasıl çöpe gidiyorsa artık. adnan oktara saldırılar başlayana kadar neden yazmadınız o zaman böyle bir yazı yeni mi aklınıza düştü?
süleyman hilmi 6 yıl önce
bu adamın islamiyette en önemli unsur olan tesettürü tahrifi ve gayri islami olarak binlerce müslüman tarafından eleştirilen anlayışına rağmen neden hala diyanet ve rtük dil ucuyla dokunuyor. neden gerekeni yapmıyor. yine kedicikleri ile istediğini yapsın ama bir kere bunun hoca falan olmadığını neden ilan etmiyorlar yüksek perdeden.
misilleme 6 yıl önce
millet ekranda görmek istiyor ki pirim veriyor. adnan oktar ve kedicikleri değil eleştirilmesi gereken bir şey varsa o da kendimiz. biz istiyoruz ki onlarda prim elde edebiliyor ekranlarda ve kamuoyunun nazarında...
Sormak lazım 6 yıl önce
Bunlara inananlara bakmak lazım aslında ama daha da önemlisi ismini saydıklarının bugün nerelerde olduklarını değerlendirmek lazım.

Şöyle düşünelim siyaset, medyan ve ekonomi patronlarının ülkemizin kültürü ve inancına yönelik saldırılarının neticesini hepimiz biliyoruz ve yaşıyoruz. Kültür ve inanç erozyonunun en temelinde yer alan bu şahsiyetlerin 3-5-10-15 yıl gibi sürelerde gerçekten bu şaklabandan ders aldıkları doğru mu? doğru ise neden bugüne kadar tespit edilerek ifşa edilmedi.

Eğer doğruysa bu oktar denen adamın verdiği zararın bedelini kim ödeyecek kim ödettirecek, fetö ekonomik ve askeri saldırılar yaparken ve kendi müritlerinin beynini yıkarken bu adam başkalarının beynini yıkayacak ideolojilerine şekil verecek kişilere nasıl hocalık yapmış. Bunu yaparken kimlerden ne gibi destekler almış=
15
açık
Namaz Vakti 19 Mart 2024
İmsak 05:37
Güneş 07:02
Öğle 13:17
İkindi 16:40
Akşam 19:22
Yatsı 20:41
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13
Günün Karikatürü Tümü