Multipl Skleroz (MS) hastalığı, sebebi ve tedavisi henüz bulunamayan önemli bir sinir sistemi hastalığı. Hastalık, bağışıklık sisteminin anormal olarak, beyin ve omurilikte iletileri taşıyan sinir lifleri etrafındaki koruyucu miyelin kılıfa saldırması ve parçalanan bu kılıfın yerine sertleşmiş dokuların yerleşmesi şeklinde görülüyor. Plak adı verilen bu sertleşmiş dokular sinir sistemi içinde pek çor farklı yerde oluşabiliyor ve miyelin kılıfı hasarı sonucu beyin ve omurilik kontrolünü sağlayan mesajlar gerektiği gibi iletilemiyor. Bu da beyin ve omurilikte fonksiyon kayıpları yaşanmasına sebep oluyor.

Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Bursa Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatma Çiğdem Doğulu, beklenmeyen görme bozukluklarının nörolojik olarak da kontrol edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Dr. Doğulu, “MS hastalığının ilk belirtileri arasında görme bozuklukları yer alıyor. Bu sebeple; ani görme kayıpları, puslu ya da azalmış görüntü, gece görüşünde azalma, renklerde değişme gibi sorunlar yaşandığında, göz doktorunun yönlendirmesiyle bir nöroloğun kontrolünden geçmek önemli.” diyor.

Doç. Dr. Doğulu, MS hastalığının ilk dönem belirtileri arasında sıklıkla görme bozuklukları yer aldığına dikkat çekiyor. Doğulu, şu bilgileri veriyor: “Hastalığın seyri sırasında; bulanık ya da azalmış görüntü, çift görme, gece görüşünde azalma, lekeli görüş, renklerde farklılaşma, nadiren tamamen görme kaybı gibi ciddi görme bozuklukları meydana gelebiliyor. Doğulu, beklenmedik bu bozuklukların MS atakları sırasında meydana gelebildiğini ve nadiren kalıcı olduğunu söyleyerek, “MS hastalığının erken tanısı açısından, bu tip ani bozukluklar yaşayan hastaların göz doktoruyla birlikte mutlaka nöroloğa görünmelerinde fayda var. Bu durumda göz doktoruna da önemli bir görev düşüyor, hastanın bulgularını değerlendirip konuyla ilgili yönlendirme yapması önemli.”

MS hastalığının sıklıkla 20-40 yaş arasında gözlendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Fatma Çiğdem Doğullu, MS hastalığıyla ilgili şu bilgileri veriyor: Ölümcül bir hastalık değil, hastaların ortalama yaşam süreleri genellikle sağlıklı bireylerle aynıdır. Kalıtsal geçişi bulunmuyor. Bulaşmıyor. Önlenebilir bir tedavisi henüz bulunamamakla birlikte erken teşhis ile seyri yavaşlatılabiliyor. Bunun için modifiye edici tedavi olanakları kullanılıyor. Seyri yavaşlatan tedavilerin uygulanmaması durumunda tekrarlayan düzelen tip hastalarının yüzde 50’si 10 yılda ilerleyici tipe dönüşüyor ve bu hastaların yüzde 30’dan fazlası, 20 yıl içinde tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelebiliyor.”

MS’in 4 farklı tip olarak kendini belli ettiğini belirten Doğulu, “Tekrarlayan düzelen tip: Bu seyirde her atağı bir düzelme takip ediyor ve hasta bir sonraki atağa kadar iyi durumda kalabiliyor. Ancak ataklar sırasında oluşan işlev bozuklukları zaman içinde birikiyor. Hastaların yüzde 85’inde bu seyir görülüyor. Birincil ilerleyen tip: Yeni ataklar gözlenmiyor ancak baştan beri ilerleyen işlev bozuklukları gözleniyor ve zaman içinde sinsi bir kötüleşme yaşanıyor. İkincil ilerleyen tip: Tekrarlayan düzelen tip seyirli hastaların yüzde 50-60’ı zaman içinde düzelme görülmemeye başlıyor giderek biriken işlev bozukluklarıyla ikincil ilerleyen tip seyir ortaya çıkıyor. İlerleyici ataklarla giden tip: Başlangıçtan itibaren ilerleyen işlev bozukluğunun gözlendiği seyre, her türlü yeni atak ekleniyor ve ilerleyici ataklarla giden bir seyir ortaya çıkıyor.” şeklinde konuşuyor.