Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği ve Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Enformasyon Dairesi, kendini Sürgün Hükümeti olarak tanıtan kişiler hakkında Türkiye ve Dünya kamuoyunu FETÖ tehlikesi konusunda uyardı.

Türkçe Konuşan Ülkeler Uluslararası Gazeteciler Derneği ve Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Enformasyon Dairesi, ortak basın açıklamasında bulundu.Yapılan açıklamada, "Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti tüm dünya kamuoyunca bilinen Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Hükümet Üyeleri ve yetkilileri açık ve net şekilde kamuoyuna açık olan bir teşkilatlanmadır. Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı tanınmış Uygur milli şairi Ahmetjan Osman, Cumhurbaşkanı Yardımcısı tanınmış Kazak yazar Hızırbek Gayretullah, Başbakan ise gazeteci yazar İsmail Cengiz’dir. Hükümetin ilk Cumhurbaşkanı 20 yıl Çin zindanlarında yatan mücahit Ahmet İgemberdi, Kurucu Parlamento Başkanı ise Prof. Dr. Sultan Mahmud Kaşgarlı’dır” denildi.

Açıklamada ayrıca, “Son aylarda kendilerini Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti temsilcileri olarak tanıtan kişiler başta Enver Yusuf Turani olmak üzere hükümetimizle hiçbir bağı yoktur. Enver Yusuf Turani 1983-1985 yılları arasında İstanbul’da Fethullah Gülen’in yurtlarında özel eğitim gördüğü ve bu yurtlarda ikamet ettiği camia tarafından bilinmektedir. ABD’de Rüştü Kalyonccu aracılığı ile FETÖ örgütü ile tekrar bağlantı kurduğu medyada yayınlanmıştır. Yine kendilerini sözde Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti temsilcisi tanıtan kişilerin 15 Temmuz sonrası kamuoyuna yansıyan darbe karşıtı açıklaması ve çalışması bulunmamaktadır. Yine Enver Yusuf Turani 15 Temmuz darbesi öncesi Fetö bağlantılarını kullanarak Richard Kennedy adlı pasaportla Türkiye’ye giriş vizesi aldığı tahmin edilmektedir. Dışişleri Bakanlığımıza ve Washington Büyükelçiliğimize vizenin araştırılması için bilgilendirme notu gönderilmiştir. Bu şahıs 2006-07 döneminde Çin’e gizlice vize alarak gittiği için Sürgün Hükümet’teki görevinden azledilmiştir. Bizler tüm Türk Dünyası’nı ve Doğu Türkistanlıları FETÖ etkisinde olan kişi ve kurumlardan uzak durmaları milli çizgide Türkiye Cumhuriyeti devleti ve demokrasinin yanında olmaya çağırırken dünyanın her yerinde bu yapıyla mücadeleye devam edileceğini bir kez daha yineliyoruz” değerlendirmesinde bulunuldu.