Hz. Ömer, şehâdetinden önce yerine oğlunu vekil göstermesini isteyenlere;

“OLMAZ, BİR EVDEN BİR KURBAN YETER” buyurmuştu. Hz. Ömer'in oğlu Abdullah bin Ömer hazretleri ise babasının vefatından sonra, yönetimi kendisinin devralması yönünde kendisine çok fazla baskıyapılmasına rağmen, kesinlikle devlet kadrosunda vazîfe almaktan uzak durmuştu.

Sebep mi? Sebep çok net!

Devlet idaresi esnasında yapılacak zerre-i miskal yanlışta tüm ülkedeki insanların kul hakkını alma korkusu...

Şimdi...

Şu seçim arefesinde gündeme bir bakıyorum da; insanlar devlet kadrolarında yer alabilmek için birbirlerini ezip geçiyorlar.

Torpil bulmak için birilerinin değneğine sürtünüyorlar...

Soruyorum bu akıl fukaralarına; Hz. Ömer'in değimiyle, gerçekten "KURBAN OLMAK İÇİN Mİ" BU YOLA ÇIKTINIZ? YOKSA KARUN OLMAK İÇİN Mİ BU HÜCUM..

Kurban olmak içinse amenna...

Alnınızdan öpüyorum...

Lakin Karun olmak içinse bu çabanız, toprağın altı karunlarla dolu...

Kendinize ve ahretinize yazık etmeyin. Devlet idaresinde görev almak, Sırat Köprüsü'nü geçmeye benzer...

Kıldan ince kılıçtan keskindir..

Zerre-i miskal hata kabul etmez, kul hakkına geçmemek neredeyse imkansızdır.

İmam-ı Azam Ebu Hanife'nin babasının, boğazına kaçan bir damla elma suyunu bir tane bahçe sahibine helal ettirmek için kaç yıl kölelik ettiğini hatırlayın.

Bir de devletin her hangi bir kadrosunda yönetici veyahut çalışan olarak görev aldığınızda, milyonlarca insanın kul hakkına talip olduğunuzun farkına varın isterim...

Bu işler öyle kolay işler değil..

Hatırlatayım istedim..