ABD’nin “PKK’yı desteklemiyoruz”, “PYD’yi DAEŞ’le mücadele için destekliyoruz”, “desteğimiz Fırat’ın batısıyla sınırlı”, “silahları geri alacağız”, “SDG, PKK/PYD değildir”, “Rakka’da Türkiye ile hareket edeceğiz”, “PKK’yı Afrin’de desteklemiyoruz”, “FETÖ liderini iade edebiliriz”, “Türkiye stratejik ortak ve müttefikimiz” diye uzayıp giden yalanlar zincirine bir yenisi daha eklendi. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, PKK teröristlerinden kurdukları orduyu inkar ederek “Herhangi bir sınır güvenlik gücü kurmuyoruz” dedi. Bu açıklama da, yalan imparatorluğunun başındaki ABD’nin, Türkiye’yi oyalamaya yönelik yalanları arasına girdi. Diğer taraftan Rusya’nın da yalan konusunda ABD’den geri kalmadığı, İdlib ve Afrin’de bir kez daha görüldü.

SURİYE DEĞİL, TÜRKİYE İÇİN SAVAŞIYORLAR

Suriye'de Esed'e karşı özgürlük mücadelesi olarak başlayan, ABD, İran ve Rusya'nın müdahil olmasıyla iç savaşa dönüşen hadiseler zinciri, Türkiye'nin dünyanın tek dürüst, vicdanlı ve ahlaklı ülkesi olduğunu ispat etti. Batıda; ABD, Rusya, Almanya, İngiltere ve yanı başımızda onların düşman görünümlü kardeşleri; İran, İsrail, Suudi Arabistan, BAE, Mısır gibi şahsiyetsiz kişilerin yönetimindeki ülkelerin insanî değerlerden uzak yönetimleri, Suriye üzerinden Türkiye'yi zayıflatma mücadelesini sürdürüyor.

YALAN MAKİNASINA BAĞLASAN MAKİNA İSYAN EDER

Yalan demek, batı demektir. Amerika, Rusya, İran, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda, Avusturya, Belçika demek. Yalan Demek NATO, BM, AB, Dünya Bankası, IMF demek. Hepsinin başında da Rusya ve ABD demek. Türkiye'nin yaklaşan Afrin hamlesi için konuşan ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson “Herhangi bir sınır güvenlik gücü kurmuyoruz” diye yeni bir yalan söyledi. Daha doğrusu rutin bir cümle kurdu ve yalanlarını şöyle sürdürdü: "Suriye'nin kuzeyinde sınır koruma birlikleri kurulacağı haberleri gerçek değil. Türkiye'ye bir açıklama borcumuz var. Bu, tamamen yanlış resmedilmiş ve yanlış tanımlanmış bir durum ve bazı kişiler yanlış konuşmuş. Herhangi bir sınır güvenlik gücü kurmuyoruz.

TİLLERSON'UN HATIRLATTIĞI YALAN RÜZGÂRI

‘Obama'nın Suriye politikası yanlış, değiştireceğiz' dediler Obama'yı arattılar. ‘SDG ayrı, PKK ayrı' dediler yalan çıktı. ‘PYD, Fırat'ın batısına geçmeyecek' dediler yalan çıktı. PYD'ye silah vermiyoruz ‘ dediler yalan çıktı. Trump bizzat, ‘PYD'ye silah vermeyi durdurdum' dedi yalan çıktı. ‘DAEŞ sorunu çözülünce silahları geri alacağız' dediler yalan çıktı. DAEŞ'i Rakka'dan Türkiye ile birlikte çıkaracağız dediler, DAEŞ'le anlaşarak Rakka'yı PKK'ya devrettiler, ‘FETÖ liderini iade edebiliriz' dediler etmediler. Belge yok dediler, gönderilen belgeleri mahkemeye vermedikleri ortaya çıktı. ‘15 Temmuz'un ardından biz yokuz' dediler bizzat kendileri çıktı. Düşman olmak için daha ne yapmak lazım?

HERKESİN HESABI BAŞKA, HEDEFİ AYNI

Rusya her zaman kontrolünde olacak bir Suriye'nin peşinde. ABD, İsrail, Almanya, İngiltere, BAE, Suudi Arabistan ve Mısır, Türkiye'nin Arap dünyası ile irtibatını koparacak bir PKK terör devleti için çalışıyor. Aynı amacı kısmen desteklese de İran, Irak'a benzer bir şekilde kendi kontrolünde Nusayri azınlığın iktidarını istiyor. İsrail ise hem kendi güvenliği, hem su ve enerji kaynakları, hem de Allah adına uydurduğu ‘arz-ı mev'ud' masalı için Suriye'yi parçalayıp, ‘yeni İsrailcikler' peşinde koşuyor.

DOST VE MÜTTEFİK GÖRÜNÜMLÜ ŞEYTANLAR

70 yıl Türkiye'yi stratejik ortağı ve müttefik masalıyla kendi vilayeti gibi kullanarak sömüren, Türkiye'nin güçlenmesi ve bağımsız hareket etmesinden dolayı baş düşmanı haline gelen ABD. Yakın komşu ve gelişen yeni sözde dostlukla Suriye ve bölge meselelerinde ortak hareket eden ancak 10 asırdır ayılıktan hiç vazgeçmeyen bir ‘müttefik' Rusya. 5 asırdır savaşmadığımız Müslüman ve dara düştüğünde hem yanında olduğumuz, yangın bizde iken yangına benzin taşıyan komşu, ‘dost' ve ‘dindaş'ımız İran ve diğer “dostlarımız”…

Kaynak: Yeni Söz