Aylardır kalp nakli listesine alınmayı bekleyen Muhammet Eren Dönmez’in ailesinin Giessen ve Marburg Üniversite Hastanesi’ne (UKGM) karşı açtığı dava görülmeye başladı. İlk çıkan karara göre Muhammed farklı hastanenin uzmanları tarafından incelenecek ve bu sonuca göre davanın devam edip etmemesi belli olacak.

Türkiye’den kalp nakli için Almanya’ya getirilen ancak beyninde hasar oluştuğu gerekçesiyle nakil yapılmayan Muhammet Eren Dönmez’in ailesinin hastaneye karşı açtığı dava görülmeye başlandı. Geçtiğimiz cuma günü çıkan mahkemenin ilk kararına göre çocuğa nakil yapılıp yapılamayacağı konusunda başka bir hastanenin uzmanları tarafından kontrol edilmesine hükmedildi. Başka hastaneden gelecek olan uzmanlar nakile onay vermesi durumunda Muhammed kalp nakli için sıraya alınacak ve nakil gerçekleştirilecek. Aksi takdirde dava görülmeye devam edilecek.

Aylardır kalp nakli bekleyen Muhammet Eren Dönmez’in ailesi UKGM’ealeyhine tedbir davası açmıştı. Almanya’daki organ nakil yasasına göre Muhammed’in listeye alınması gerektiği kanaatinde olduklarını belirten Avukat Ramazan Akbaş, Muhammed’i listeye almamakla hastanenin Federal Alman Anayasasının 2. ve 3. maddesine aykırı davrandıklarını ifade etmişti. Bu bağlamda Almanya Doktorlar Oda’sının (BÄK) Muhammet Eren’de gözlemlenen pozitif gelişmeleri dikkate almadan hastaneye verdiği desteği yanlış olduğunu söyleyen Akbaş ömür boyu özürlü kalsa bile yaşama hakkın özürlü insanlar için de geçerli olduğunu altını çizmişti.

"HUKUK AÇIKLIK GETİRMESİ GEREKİYOR"

Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin, Federal Anayasası’nda her bireyin yaşama hakkını koruma altına aldığını ve bunun içinde her imkânın verilmesi gerektiğini söylerken bazı hastalıklarda tıp çaresiz kaldığı için bu hakkı devam ettiremediğini belirtti. Kanser hastasının son safhasını örnek olarak gösteren Bilgin, özellikle organ azlığından dolayı, hekimler istediği halde, bazı hastalara organ naklinin de yapılamadığına işaret etti. Muhammet Eren’in oksijen eksiliğine bağlı beyninde bir zarar görme olduğunu hatırlatan Bilgin, bu zararla uzun yaşama ihtimali düşünülmediği için hastaya nakil imkânı sunulmadığını söyledi. Ailenin çocuğu özürlü olsa bile yaşamasını istediği altını çizen Bilgin olayın mahkemeye intikal ederek farklı boyut kazandığına vurgu yaptı.

Bilgin, "Bir yanda yaşama hakkını koruma altına alan anayasa, diğer taraftan ona kısıtlamalar getiren kanun, ortada hayati söz konusu bir çocuk, çocuğunun hayatta kalması için çabalayan anne ve baba ve kanunlarla karar almaları kısıtlanmış hekimler var. Dolayısıyla bu duruma hukuk açıklık getirilmelidir. Ancak hukukta bu konuda karar vermede çok zorlanacaktır" şeklinde konuştu. Konuyla ilgili UKGM soruları cevaplamazken, hastane şimdiye kadar da herhangi bir açıklama da bulunmadı.