Anadolu Üniversitesi’nin Batı Avrupa Programlarından 1991 yılında mezun olan ve 1992 yılında yapılan diploma töreninde öğrenciler adına konuşma yapan Altun Dizlek, mezuniyetin üzerinden 25 yıl geçtikten sonra Köln’de bulunan AÜ (Anadolu Üniversitesi) Batı Avrupa Bürosu’nu ziyaret etti.
Büro görevlileri ile o günlerde çekilen fotoğraflarını ve anılarını paylaşan ve programın ilk mezunlarından olan Altun Dizlek, ziyaret sırasında öğrenim sürecini ve o günlere ait hatıralarını dile getirdi. 1987 yılında 40 yaşlarındayken Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sistemi Batı Avrupa Programı İş İdaresi Programı’na kayıt olduğunu söyleyen Dizlek, "Bu eğitim hizmetinden bir tanıdık vasıtasıyla haberim olmuştu. Önceleri inanamadım. Türkiye’deki üniversite burada nasıl öğretim verecek, diye aklımdan geçirmedim değil, o dönem ki görevliler açıköğretim sistemini öyle bir anlattılar ki, hemen kayıt oldum. Türkiye’ de iken meslek lisesinden mezun olmuş, fakat yükseköğrenime devam edememiştim. Çok başarılı bir öğrenciydim. İmkanlar elverse mühendislik okuyabilirdim. 60’lı yıllarda üniversite öğrencisi olmak, İstanbul’a, Ankara’ya gitmek oralarda yaşamak ekonomik nedenlerle bizim için zordu. Ama Türkiye’de yapamadığım yüksek tahsil imkanı Almanya’da ayağıma gelmişti. Bu fırsatı değerlendirmek istedim. O zaman tek bir fakülte vardı. Açıköğretim Fakültesi, iş idaresi programına kayıt oldum. Ders kitaplarını iş yerinde mola saatlerinde ve akşamları evimde okuyarak ders çalıştım. Hafta sonları akademik danışmanlıklara katıldım. Türkiye’den gelen hocalarımla güzel hatıralarım var. Evde beni ders çalışırken gören kızımın da, oğlumun da okuma heveslerinin arttığına şahit oldum. Açıköğretim Sistemi bu anlamda gerek bana gerekse aileme eğitim-öğretim anlamında çok şey kattı. Bizim evin havasını değiştirdi. Eşim dışında evde herkes öğrenciydi. Öyle ki bazen ders çalışmak için kızım ve oğlumla yarışırdık. Üçümüze bir masa yetmiyordu. Dört yıl sonra başarıyla mezun oldum. Bir yıl sonra Köln’de yapılan diploma töreninde benden öğrenciler adına konuşma yapmam istendiğinde çok memnun oldum” dedi.
Altun Dizlek, Açıköğretim sisteminin kendine kattıklarını ve sosyal hayatındaki etkileri hakkındaysa “Diplomamı aldıktan sonra pozisyon değişikliği ve diğer imkanlar için iş yerine teslim ettim. İş yerine diplomamı verdiğimde o zamanki iş yeri sorumlusu ayağa kalktı ve ceketini ilikleyerek beni tebrik etti. Bu benim için çok anlamlıydı. Hem iş yerinde hem de aile içinde açıköğretim yoluyla kendimi ve ailemi geliştirme fırsatı buldum. Kızım özel sektörde, oğlum ise Alman eğitim sisteminde öğretmen olarak çalışıyor. Ben emekli oldum. Hayatımızı bir zamanlar Almanya’ya gelmeden ve Almanya’ya geldikten sonra diye ikiye bölerken, şimdi ben hayatımı ‘Açıköğretim’den öncesi ve sonrası’ şeklinde ikiye böldüm. Herkesin bu duyguyu yaşamasını isterim. Anadolu Üniversitesi ve özellikle açıköğretim sistemine kendi adıma çok şey borçluyum. Dünden bugüne emeği geçen herkese teşekkür ederim” şeklinde konuştu.