Alpöge, bu başarıları aynı anda sağlayan ilk öğrenci olarak Harvard’ın tarihine adını yazdırdı. Yazın Fransa’ya giderek lisanını ilerletecek. Ardından İngiltere’ye geçip Winston Churchill Bursu ile Cambridge’de ikinci yüksek lisansını yapacak. Sonra ABD’ye dönecek ve Prinston Üniversitesi’nde doktorasını tamamlayacak.

Okula kabul edildi


Anne Simay Alpöge, Türkiye’den başlayıp ABD’ye uzanan yolculuklarını şöyle anlattı: “Eşim Oğuz Alpöge İTÜ, ben ise Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. Eşim 1977 yılında TEV bursuyla yüksek lisans için ABD’ye geldi. Ben de 1979’da geldim. Daha sonra buraya yerleştik. İki çocuğumuz oldu biri Levent diğeri ise Elif. Levent 3 yaşındayken okuma yazmayı öğrendi. Onun bu yeteneğini görünce özel bir eğitim alması gerektiği sonucuna vardık. Sonra üstün zekâlıların gittiği okula başvurduk. IQ testi yapıldı ve okula kabul edildi.” Simay Hanım’a “IQ kaç çıktı?” diye sorduğumuzda “Bunu açıklamıyoruz” dedi.

Yaz kampına katıldı


Simay Alpöge oğullarının lisede normal bölge okuluna gittiğini belirterek şöyle devam etti: “Matematik ile 9. sınıfta tanıştı. Öğretmenlerinin tavsiyesiyle lise bitmeden Ohio Üniversitesi’nin yaz kampına katıldı. Matematik çalışması o zaman başladı. Daha sonra Harvard’a kabul edildi. Kendisi iki bölüm okumak istedi. Önce matematikten başladı sonra fiziğe geçti. Hep zor dersleri seçti. Hatta Harvard’ın en zor dersi olan ve genelde son sınıfta alınan “Math 55”i ilk yılında aldı ve yüksek puan aldı. Öğretim üyeleri master teklifinde bulundu. 3 alanda aynı anda mezun oldu.”

Koyu bir Beşiktaşlı


Simay Alpöge, “Levent her sabah 5’te kalkar ve koşar. Disiplini spordan geliyor. Maratonlara hazırlanıyor. Ayrıca tenis oynuyor. Futbola ilgisi var. Koyu Beşiktaş taraftarı. Nasıl Beşiktaşlı oldu bilmiyorum çünkü babası Galatasaraylı. İnternetten bütün maçları takip ediyor ” diye konuştu.