İdealist insan yetiştiremiyoruz

İdealist insanların yetiştirilmesi için gerekli sistemin mevcut sistem olmadığını ifade eden Siyasal Bilgiler Dekanı, önemli bilgiler verdi.

EĞİTİM 13.02.2018, 18:29
İdealist insan yetiştiremiyoruz
 Türkiye’den yurtdışına eğitim almaya giden öğrencilerin kullanıldığını belirten Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı “Milletimizin 200 yıldır ekmeğinden, sağlığından, eğitiminden keserek Türkiye için Batı uzmanı olsun diye gönderdiği kimseler, bizim paralarımızla Batı için Türkiye uzmanı oluyor!” ifadelerini kullandı.

GENÇLERİMİZ DE İDEALİST DEĞİL

Bir dönem Başbakanlık Müşavirliği ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı görevlerini de yürüten Prof. Dr. Kudret Bülbül ile Türk eğitim sistemini analiz ettiği kitabı ‘Küresel Çağda Nasıl Bir Gençlik’ hakkında konuştuk. Diriliş Postası Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Prof. Bülbül, Türkiye’den yurtdışına eğitim almaya giden öğrencilerin kullanıldığına dikkat çeken Bülbül, hukuk sektörünün dünyaya kapalı olmasını eleştirdi.

Gerek mesleki görevlerim, akademik ilgim ve gerekse insanlığın geleceğine dair endişe taşıyan bir insan olarak, gittiğim her yerde yolumu bir şekilde gençlere düşürüyorum. Bu çerçevede Türkiye’de ve Avustralya’dan Almanya’ya, Amerika’dan Azerbaycan’a, yurtdışında çok farklı ülkelerde, çok farklı düşünceden gençlerle bir araya geldim. Evet, bütün dünyada bugünün gençliği, bizim yetişme dönemimize göre çok daha iyi imkânlara sahip. Ama bugünün gençliği böylesine geniş imkânlar arasında yolunu daha fazla kaybediyor sanki. Çok daha fazla rehberliğe ihtiyaçları var.

Bugün, genel olarak gençlerimize bakıldığında idealist gençlerimiz kariyer sahibi değil, kariyer sahibi gençlerimiz de idealist değil. Diğer taraftan, gençlerimizin önemli bir kısmı, ağır ve yakıcı iş bulma baskısı altında kaldıklarından, kendileri ile uyumlu bir mesleğe sahip değil. İşte bu çalışma bir taraftan idealizme ve kariyere ayrı ayrı değil aynı anda sahip olan ve diğer taraftan kendisiyle/kişiliğiyle uyumlu meslekler edinebilen bir gençlik ihtiyacından doğdu.

2 ASIRDIR BOZUK OLAN EĞİTİM SİSTEMİ

Bugün Batı dâhil eğitim sistemi nerede ise tüm dünyada sorunlu. Batı dışı toplumların kendi tarihlerine, kültürlerine, medeniyetlerine yönelik bir eğitim felsefesi ve bu felsefeyle uyumlu bir eğitim politikası geliştirememiş olmaları ontolojik bir mesele. Bu durum Latin Amerika’nın, Uzak Doğu’nun, Afrika’nın ve bizim de belki iki yüz yıldır karşı karşıya olduğumuz varoluşsal meselelerden birisi. Tüm dünyanın karşı karşıya olduğu ve bunca zamandır bizim de arayış içinde olduğumuz bir meseleyi, bugünün gençlerine yetişecek şekilde çözmek çok mümkün görünmediğinden, kendilerini daha iyi yetiştirmeleri için gençlerimize daha fazla yüklenmekten başka çare kalmıyor. Eğitim sistemimizin bütün yükü yine gençlerimize kalıyor.

“EĞİTİM SORUNLARI SADECE MEB VE YÖK’LE ÇÖZÜLMEZ”

Eğitim, kültür, sanat gibi konuların kısa, basit ve hızlı çözümleri yoktur. Ama şunları söyleyebiliriz. Milyonlarca öğrencisi, öğretmeni, akademisyeni, okulları ve üniversiteleri ile MEB ve YÖK üzerinden, sadece devlet kurumlarıyla, Türkiye’nin eğitim sektörünün ihtiyaçlarının altından kalkabilmesi imkânsızdır. Bu konuda yakın dönemde atılan adımlar hızlandırılmalı, sağlık sektöründe gerçekleştirilen dönüşüm eğitim alanında da gerçekleştirilmelidir. Gelişmiş ülkelerin girdiği yön ve vakıf medeniyetimizin gereği de budur. MEB ve YÖK eğitim alanındaki doğrudan uygulayıcı kurum olmaktan çıkarılarak, Sağlık Bakanlığı örneğinden hareketle, tedricen daha fazla planlama, denetim ve koordinatör kurumlara dönüştürülmelidir.

“UZMAN YETİŞTİREMİYORUZ”

Sadece öğrenciler gitmiyor yurtdışına. Pek çok kamu kurumumuz, bakanlıklarımız ve üniversitelerimiz nerede ise iki yüz yıldır araştırma, bilgi görgü, akademik amaçla çalışanlarını Batı’ya gönderiyor. En fazla da Fransa’ya gönderiyoruz. Ama bugün bir Siyaset Bilimci olarak bana ülkemizin Fransa’nın emperyal vizyonunu bilen beş tane uzmanı var mı diye sorsanız size kolaylıkla evet diyemem. Mutlakıyetten Meşruiyete, Meşrutiyetten Cumhuriyete, Cumhuriyetten Demokrasiye geçiyoruz. Rejimlerimizi değiştirebiliyoruz. Ama uzman yetiştirememe özelliğimiz hep baki. Peki, niye böyle oluyor? İki nedenle böyle oluyor. İlki, kurumlarımız yurtdışına gidenleri yeterince yönlendirmediği için gidenler tembellik edip Türkiye’yi çalışıyorlar. İkincisi ve daha önemlisi gidilen ülkelerdeki emperyalist vizyona sahip hocalar onları geldikleri ülkeyi çalışmaya yönlendiriyorlar.

“BATI İÇİN TÜRKİYE UZMANI OLUYORLAR!”

Bu durumun sonucu olarak, milletimizin 200 yıldır ekmeğinden, sağlığından, eğitiminden keserek Türkiye için Batı uzmanı olsun diye gönderdiği kimseler, bizim paralarımızla çoğunlukla Batı için Türkiye uzmanı oluyorlar. Çoğunlukla çalıştıkları konular bizim ihtiyacımız olan değil, onların ülkemize daha fazla nüfuz edebilmelerini sağlayıcı konular oluyor. Türkiye için ABD, Almanya, Fransa, İngiltere uzmanı değil, o ülkeler için Türkiye uzmanı oluyorlar. Batıya gönderdiğimiz insanların 200 yıldır kendi toplumuna yabancılaşmasının, “aydın”ların toplumumuzdan kopukluğunun önemli nedenlerinden birisi de budur. Emperyalizm, kaba, kolay anlaşılan değil, ince çok sofistike bir süreçtir.

“TÜRKİYE ÇALIŞMALARINA İZİN VERİLMESİN”

Çözüm çok basit aslında. Yurtdışına akademik, araştırma vb. her ne adına gönderilirse gönderilsin, gönderilenlerin zorunlu olmadıkça Türkiye çalışmalarına izin verilmemesi. Karşılaştırmalı analizler açısından bazen ihtiyaç duyulabilir. Bu durumda gönderilen kurumdan izin alınması. Bu kadar basit bir düzenleme yapılmadığı için, ülkemizin sınırlı kaynakları ile yurtdışında yapılmış bazı çalışmaları duydukça inanın yüreğim sızlıyor. Maalesef bu acı örneklerle sürekli karşılaşıyoruz. Daha acısı da yurtdışına gidenlerimizden bazılarının bu durumu içselleştirmeleri.

“HUKUÇULARIMIZ DIŞ DÜNYAYA KAPALI”

Türkiye’de hukuk piyasası gerek kamuda gerekse özel sektörde fazlası ile doyurucu durumda. Herhalde bu durumun bir yansıması olarak hukukçularımız yeterince dış dünyaya açık değil. Diğer fakültelerle kıyaslandığında en az yabancı dil bilenler hukuk mezunları gibi geliyor bana. İhtiyaç hissetmiyorlar çünkü. Oysa hukuk hava gibi, su gibi bir toplum için en gerekli unsurlardan birisidir. Dünyadaki gelişmelerden kopuk bir hukuk camiası ülkemize yakın dönemde çok şeyler kaybettirdi. Dünyadan, özel sektörden, sivil toplumdan kopuk bir hukuk anlayışı ile yakın dönemde nice hukuk garabetleri yaşadık. Parti kapatma davaları, başörtüsü yasağında olduğu gibi, sivil yaşamı kısıtlayan gerici yorumlar, 367 kararı gibi akla ziyan pek çok kararla karşı karşıya kaldı maalesef ülkemiz. Oysa bölgesinde ve İslam dünyasındaki nadir demokratik ülkelerden biri olarak, hukukçularımıza sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada çok fazlası ile görev düşüyor. İslam karşıtlığının, insan hakları ihlallerinin, ırkçılığın arttığı bir dünyada, göçmenlerin, Müslümanlar’ın, Türkler’in haklarını savunan hukukçular Türkiye’den çıkmayacak ise nereden çıkacak? Hukukçularımız bence hızla bu alanlara eğilmeli.

“ULUSLARARASI MEDYADA SINIRLI DÜZEYDE VARIZ”

Türkiye 80 milyonluk bir ülke. Ama uluslararası görünürlüğü hak ettiğinin çok gerisinde. Uluslararası kurum ve kuruluşlara baktığınızda, Türkiye’den çok daha küçük ülkelerin insanlarının, buralarda daha aktif görev aldığını görüyorsunuz. Elbette bu sonuçta Cumhuriyet döneminde yaşanan devlet-millet ayrışmasının çok büyük etkisi var. Yakın dönemde içeride devlet-millet kaynaşması açısından inanılmaz mesafeler kat edildi. Ama bu gelişme dış dünyaya yeterince yansımış değil. Uluslararası kurum ve kuruluşlarda, hükümet dışı örgütlerde, STK’larda, uluslararası medyada hâlâ sınırlı düzeyde yer almaktayız. Uluslararası toplumdaki hiç de hak etmediğimiz eleştirilerin nedenlerden biri de budur: Oralarda yeterince temsil edilmememiz. Küreselleşme çağında, ülkemizin uluslararası arenada daha doğru bilinmesi, ülkemize karşı yürütülen algı operasyonlarına karşı daha etkili olabilmek için insanımızın daha fazla bu alanlarda yer almasını sağlamalıyız.

Prof. Dr. Kudret Bülbül kimdir?

2010-2017 yılları arasında Başbakanlık Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşar Vekilliği/Yardımcılığı, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, Başbakanlık Müşavirliği görevlerinde bulundu. Halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi SBF Dekanı olarak görevini sürdürmektedir.

Farklı alanlarda yayınlanmış pek çok çalışması bulunmaktadır. Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda programlar yapmakta, TRT Dış Yayınlar için yazdığı haftalık makaleleri 34 dile çevrilmektedir.

Kaynak: Diriliş Postası (Atakan Irmak)

Yorumlar (1)
Abdullah 6 yıl önce
hocam doğrusunuz tespitlerinize katılmamak mümkün değil ancak asıl eksiğimiz manevi duygularımızın körelmesi bence bu noktanın daha çok vurgulanması gerek çok bireyselleştirdi maneviyatımızın törpülenmesi
15
açık
Namaz Vakti 19 Mart 2024
İmsak 05:37
Güneş 07:02
Öğle 13:17
İkindi 16:40
Akşam 19:22
Yatsı 20:41
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13
Günün Karikatürü Tümü