Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Afet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Deprem Afet Farkındalığı ve Afet Bilinci Oluşturma” adlı bir seminer düzenledi.

SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen seminere konuşmacı olarak SAÜ Afet Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Utkucu, Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Gülen, İnşaat Mühendisliği eski öğretim üyesi Prof. Adil Altundal ile Sakarya İl Afet ve Acil Durum Müdürü Hüseyin Kaşkaş yer aldı. Seminere Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan Torkul ve öğrenciler de katıldı. Seminerde ilk olarak söz alan Jeofizik Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Utkucu, 12 Kasım 1999 tarihinde meydana gelen ve 700’den fazla kişinin hayatını kaybettiği, 3 bine yakın kişinin de yaralandığı Düzce Depremi hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. İnşaat Mühendisliği eski öğretim üyesi Prof. Adil Altundal da depremin nasıl meydana geldiği ve depremden nasıl korunulması gerektiği konularında katılımcıları bilgilendirdi. Tedbir alınması durumunda bile depremin engellenemeyeceğini ve etkisinin azaltılamayacağını söyleyen Prof. Altundal, “Aldığımız tedbirler ve önlemler sayesinde yalnızca depremin meydana getirebileceği zararları önleyebiliriz” dedi.

İnşaat mühendislerinin en önemli görevinin depreme dayanıklı binalar yapmak olduğunu belirten Prof. Dr. Altundal, depremin oluşturacağı zararları azaltma yöntemi ile ilgili olarak Newton’un ikinci hareket yasası olan “f=ma” formülünü örnek gösterdi. Altundal, “Depreme dayanıklı bina tasarımında başlıca iki kural vardır. Birincisi, yapacağınız binanın hafif olması kuralıdır. İkincisi ise binanın kütlesinin iyi ayarlanması kuralıdır. Depreme dayanıklı bir yapı yapmak istiyorsak simetrik bir yapı yapmalıyız” diye konuştu.

Deprem konusunda yönetmeliklere uyulması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Altıundal, “Deprem yönetmelikleri zamanla değişiyor. Kurallar nasıl insanlar için ise yönetmelikler de mühendisler içindir. Teknolojideki gelişmeler, gerçekleşen depremlerin incelemeleri yönetmelikleri değiştirir” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Altundal, günümüze kadar değişen yönetmelikler hakkındaki süreci ve bugün kullanılan mevcut yönetmeliği anlatarak, yönetmeliğe uyulmayan binaların deprem sonrası görüntüleri eşliğinde önemli bilgiler verdi.

Sakarya İl Afet ve Acil Durum Müdürü Hüseyin Kaşkaş ise AFAD hakkında bilgiler verdi ve önceliğin her zaman ‘ölmeden önceki riskleri önlemek’ olduğunu söyledi. ‘Afet öncesi’ kavramına dikkat çeken Kaşkaş, “Bazı ülkelerde 7 ve üzeri şiddette bir deprem olduğunda ölenlerin olmadığını ya da çok az olduğunu görüyoruz. Ama Türkiye’de 7 şiddetinde bir deprem olduğunda ölen insan sayısı çok fazla oluyor. Bunu için afet öncesine daha çok önem vermeliyiz. Kurum olarak amacımız, insanları bilgilendirmek ve afetler olmadan bilinçlendirmektir. Bu yüzden her an bir afet olacakmış gibi hazırlıklı olmamız, tedbirimizi almış olmamız gerekiyor. AFAD olarak ilkemiz, sıfırıncı dakikada müdahale etmekti” ifadelerini kullandı.

"En ucuz şey hayattır"

AFAD’ın hayat kurtarma bilinci ile hareket ettiğini belirten Kaşkaş, “İnsan için en önemli şey hayattır. Aynı zamanda insan için en ucuz şey de hayattır. Her şeyin bir riski var ancak tespit yapıp önlem alınması gerekiyor. Öncelikle bir ev alırken deprem yönetmeliğine uygunluğunu kontrol etmeliyiz. Alacağımız evin geniş olması, güzel olması bizim için ikinci planda olmalı. Evlerimizde eşyalarımızı mutlaka sabitlemeliyiz. Çünkü depremlerde ölen insanların büyük bir çoğunluğu binanın yıkılması yüzünden değil, sabitlenmeyen eşyalar yüzünden ölmüştür. Her evde bir yangın tüpü, bir afet çantası olmalıdır. Bunlar çok pahalı şeyler değiller. Öyle olsa bile yaşamak için ne kadar gerekiyorsa vermemiz gerekir. Önceliğiniz her zaman can olsun” dedi.

"Türkiye hareketli bir zemine sahip"

Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Gülen de depremlerin meydana gelme nedenleri hakkında teknik bazı bilgiler verdi. Plakaların ve levhaların dünyanın üzerini bir yapboz gibi kapladığından ve depremlerin bunların hareketleri sonucu meydana geldiğini söyleyen Prof. Dr. Gülen, “Türkiye’nin topografya haritasına bakılacak olursa; Türkiye oldukça hareketli bir araziye, tektonik deformasyona sahip. 84 milyon yılda Arabistan plakası kuzeye doğru 500 kilometre hareket etti ve Türkiye deforme oldu. Bu da depremlere yol açtı” diye konuştu.