Sunar Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Nuri Çomu, ihracat performansında markalaşmanın önemine dikkat çekerek, "Ticarethane de olsa, üretim tesisi de olsa, mutlaka inovasyon ve markalaşmaya yatırım yapılmalı” dedi.

Çomu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Adana Şubesi’nin düzenlediği toplantıda tecrübelerini paylaştı. Kendi şirketlerinin pek çok kademesinde 30 yıldan fazla süredir çalıştığını belirten Çamu, “Sunar, Müslüman olmanın bir gereği olarak hayatının hiçbir döneminde emekliliği arzu etmeyen, 83 yaşında olmasına rağmen her gün tesislerimize gelen bir insanın liderliğinde faaliyetlerine devam eden şirketler topluluğudur. Babamdan bahsetmek, açıkçası bize büyük bir mutluluk veriyor, çünkü babam gerçekten farklı olarak ne yapılabilir diye arayan-araştıran bir insan. Çukurova’da mısırın hem ekimi konusunda, hem de işlenerek endüstrinin ana girdilerden biri olması hususunda çok büyük emekleri ve öncülüğü olan babam Nuri Çomu’nun izinden giderek bizler de Sunar Mısır şirketimizde Türkiye’de birer ilk, dünyada ise üretimi sayılı yerde bulunan sorbitol ve maltitol gibi düşük kalorili doğal tatlandırıcıları ürettik. Bugün şirketlerimizin ürettiği ürünler ile 5 kıtada 100’den fazla ülkede dünya devleri ile rekabet halindeyiz” diye konuştu.

"İhracat olmazsa olmaz"

Hüseyin Nuri Çomu, ihracat performansında markalaşmanın önemine dikkat çekerek, “İhracat yapan ülkeleri sınıflandırdığımızda; hammadde, iş gücü veya enerjinin ucuz olması sebebiyle ellerindeki malları ihraç eden ülkeler sınıfı vardır. Gelişmekte olan ülkeler düzeyinde ise inovasyona doğru bir atılım söz konusudur. Bu ülkeler ne sattığını biliyor ve ürünü biraz daha geliştiriyor. Ülkemiz de bu sınıf içerinde yer almaktadır ve ben inanıyorum ki ülkemiz bir üst sınıf konumundaki teknolojiyi kullanan, inovasyon ruhunu taşıyan ve markalaşmasını tamamlamış güçlü ülkeler sınıfına doğru atılım halindedir. Ülke olarak mevcut durumumuza baktığımızda şükürler olsun biz sadece, girdileri ucuz olduğu için mallarını satan ülkeler sınıfından çıktık. İnovasyon ve markalaşma noktasında ciddi başarılar yaşamış firmalara sahip olan Finlandiya, Romanya, Macaristan gibi Avrupa ülkeleriyle bile artık baş etmeye başlayan bir statüye kavuşmuşuz ama daha çok yolumuz var, daha çok koşmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Türk malının imajı

Devletin ihracata çok güzel destekler verdiğini vurgulayan Çomu, şunları kaydetti:

“Niteliği açısından dünyada bir ilk olan Turquality Programı, gerçekten markalaşmayı ve neticesinden ihracatı destekleyici yapısıyla oldukça önemli. Bu programın amacı, Türk markalarının desteklenerek, Türk malı imajının güçlendirilmesi. Yani bir taşla iki kuş vurmak gibi. Hem firmalarım güçlensin, hem ülke reklamım olsun, hem de devletimin gücü o ülkelerde tanınsın diye. Kısaca özetleyecek olursak ihracatı çok önemsiyoruz. Her bir üreticimizin, hatta her bir tüccar arkadaşımızın alıp sattığı mal için ihracatı mutlaka düşünmesi lazım. Firmalarımızın gelecek nesillere sağlam geçmesi için kurumsal yapılarının güçlü olması elzem. Ticarethane de olsa, üretim tesisi de olsa, mutlaka inovasyon ve markalaşmaya yatırım yapılması gerekir” dedi.

Etkinlikte konuşan ASKON Adana Başkanı Recep Çalışkan ise faizin haram, ticaretin helal olduğunu benimseyen bir kuruluşu, temsil ettiklerini belirterek, “Güzel dinimiz İslam, hayatın bütün alanlarını kapsamış, ticareti ve çalışmayı da ibadet olarak değerlendirmiştir. İnsanın en başta gelen vazifelerinden biri helal dairesinde yaşamak, helal kazanmak ve helal harcamaktır. Kazancımız muhakkak helal olmalıdır. Ayrıca kazancımızın nereye harcandığının da bilinci içinde olmalıyız” dedi.

ASKON Adana Başkanı Recep Çalışkan ve Başkan Vekili İmam Gazali Hıradağı, günün anısına Hüseyin Nuri Çomu’ ya tablo takdim etti.