‘Dünya Otomotiv Konferansı’nda otomotiv, lojistik ve teknoloji sektör yöneticileri İstanbul’da bir araya geldi.
Bu yıl Türkiye’de 3.’sü düzenlenen ve iki gün sürecek konferansta ilk gün, Dünya’dan Mega Trendler ve Türkiye’deki Otomotiv Sektörüne Etkileri, Dijitalleşme, Endüstri 4.0 ve Üretimin Geleceği, AB Gümrük Birliğinde Yeni Düzenlemeler ve Transatlantik (TTIP) Ortaklık Senaryoları, Iran Otomotiv Sektöründen Gelişmeler, Tedarik Zinciri ve Lojistik Trendleri, Akıllı Ulaşım, Elektrikli Araçların Türkiye’de Geleceği ve Dünya’dan trendler, Sürücüsüz ve Haberleşen Araç Teknolojileri konuları konuşuldu.
“Nüfus yaşlanıp, şehirleşme artacak”
Konferansa konuşmacı olarak katılan Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik, “Dünyadaki gelişmeler baş döndürücü bir şekilde ilerliyor. Baktığımız zaman geleceği tasvir ederken beş ana akımın ön planda olduğunu görüyoruz. Bunların içinde en önemlisi demografik değişimler, insan hayatı uzuyor ve dünya nüfusu yaşlanıyor. 65 yaş insanların oranı 2030’lara vardığımızda toplam dünya nüfusunun yüzde 30’un üzerinde bir oran elde edecek. Onun dışında şehirleşme çok önemli bundan 20 sene önce dünya nüfusunun yüzde 30’u şehirlerde yaşarken şuanda dünya nüfusunun yüzde 50’si şehirlerde yaşamakta. Önümüzdeki 20 yılda bunun yüzde 60’a çıkması bekleniyor. Şehirlerde mal ve insan hareketi oluşacak ve değişecek. Bunun dışında teknolojik atılımlar, dijitalleşme, nesnelerin interneti, yapay zeka konuları gündemdeki önemli değişiklikler. Dünyanın yaşadığı sorunlarda geleceği şekillendiren konuların arasında. Özellikle iklim değişikliği ve enerji kısıtlamaları önümüzdeki, en büyük aşılması konular olarak duruyor” dedi.
“Konforlu araçlar geliyor”
Otomotiv sektörünün ana akımların etkilediği tasarım dünyası olacağını söyleyen Gedik, “Yaşlanan nüfusunun artan ihtiyaçlarına göre fonksiyonları daha da artmış, konforlu yolculuklar sunan otomobiller olacak. Otonom sürüş bunlardan biri. Otonom sürüş ile birlikte yolcuyla sürücünün ortadan kalktığı, kabin içersindeki tasarımını tamamen değiştiği şehirdeki hızlı ve sık ulaşım ihtiyaçları sebebiyle beklide toplamdan tüm tasarımların değiştiği klasik bildiğimiz dört kişili arabalar yerine birli ikili taşıma ünitelerinin gündeme geldiği yeni bir dünya bekliyor bizi” diye konuştu.
Türkiye olarak otomotiv üretiminde yaklaşım 1,5 milyon araç üreteceklerini ifade eden Gedik satış rakamlarının da 1 milyonun üzerine çıkacağını belirtti. Türkiye’nin AR-GE merkezlerinin gelişimiyle dünya içerisinde şuandaki bulunduğu konumdan daha iyi bir konumda olmak zorunda olduğunu da dile getiren Gedik, bunun için konferans katılıp çok çalıştıklarını söyledi.
Konferansa Silikon Vadisinden gelen ve Türkiye’deki küçük akıllı şirketlerin büyümesinden yana çok mutlu olduğunu dile getiren Panasonic Executive Direktör Hakan Kostepen ise, “Teknolojiye bakıldığı zaman enerji, güvenlik ve akıllı sistemler çok önemli oluyor bu konuda Türkiye’de büyük gelişmeler var. Biz Panasonic olarak yeni gelen şirketlerle çalışıyoruz. Bu konferansta yeni şirketlere yer verilmesinden de çok zevk aldım” dedi.
“Akıllı otomobiller 15 yıla İstanbul’da olur”
“Türkiye’de böyle dünya çapında bir konferansın olması çok güzel bir şey olduğunu ve İstanbul’a 15 yıl içerisinde akıllı otomobillerin geleceğini söyleyen Kostepen sözlerine şöyle devam etti; “Otomobile baktığınız zaman oto-mobil, mobil kısmı çok çok daha önemli oluyor yani bizim akıllı telefon dediğimiz arabanın içindeki sizin kişisel yeriniz bir yerde hepsi bir araya gelmiş oluyor. Bunun içinde de teknolojiye bakıldığı zaman enerji, güvenlik ve akıllı sistemler çok önemli oluyor bu konuda Türkiye büyük gelişmeler var. Bizim Panasonic olarak yeni gelen şirketlerle çalışmalarımız var. Bu konferansta yeni şirketlere yer verilmesinden de çok zevk aldım. Akıllı şehirlere insanların yaşam şekillerine bakıldığı zaman otomobillerin çok çok değişime uğradığı ortada mesela akıllı otomobiller kendi kendini kullanan otomobillerin dışında esas enerji bölümü yani motor bölümüm değişiyor. Motor bölümü değiştiği zaman otomobil elektronik bir robot haline gelmiş oluyor. Böyle bir ortamda sistemin güvenliği, enerji akımı, maden ki bu konuda Türkiye çok çok zengin mesela pil dediğimiz zaman lityum ve Türkiye’deki bir takım gelişmeler çok değerli. Bizim Panasonic olarak Türkiye’de aradığımız üretimin dışında teknoloji transferiyle beraber çalışabileceğimiz küçük ve hızlı gidebilen şirketlerin olması. Bu bakımdan çok mutluyuz. Akıllı otomobilde insanların trafikteki sıkıntısı azalacak. Aracı park etmek çok daha kolaylaşacak. Daha verimli olacak otomobili illa park etmenize gerek yok belki başka bir yere gidip başka bir şey yapacak”
“Güzel bir gelecek bizi bekliyor”
Türkiye’nin otomotiv sektöründe hızla geliştiğini ifade eden Kostepen, “Sistem olarak baktığımızda A’dan B’ye B’den A’ya giderken insanların yaşam tarzındaki değişiklik daha bir özel daha kişisel olacak. Özellikle İstanbul trafiğinde çok güzel gelişimler olacak. Türkiye’de otomotiv sektöründeki gelişmeler çok çok hız ve giderek bu gelişmeler artıyor. Burada en önemli şeylerden biri hem insan kalitesi hem de yeni yeni oluşan şirketlerin çok hızlı gitmek istemesi. Panasonic gibi şirketlerin en büyük ihtiyacı olan bu sürat, dinamiklik akıllı şirketlerin çalışmalarıyla ben 15 sene de akıllı otomobillerin İstanbul’da olacağını zannediyorum. Bu tür olaylar yeni nesille de birleşince bilgi değişimi etrafında bunun üzerine otomotiv gibi İstanbul gibi hayat tarzını bir araya koyduğunuz zaman tamamen hayat tarzımız değişecek. Çok çok güzel bir gelecek bizi bekliyor” diye konuştu.