CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yeni Torba Yasa'daki düzenlemelerle muhalif iş adamlarının mal varlığına el koymanın yolunu açan hükümetin, iş dünyası üzerinde büyük bir baskı kurduğunu iddia etti.

Öztrak, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye ekonomisinde 2007’den bu yana keyfi yönetimin bir kural haline geldiğini; hükümetin son torba yasada yaptığı mal varlığına el koymayla ilgili düzenlemelerle iş dünyasını kıskaca aldığını kaydetti.

Son Torba Yasa'da Ceza Muhakemesi Kanunu’nun mal varlığına el koymayı düzenleyen maddesinde önemli bir değişikliğe gidildiğini aktaran Öztrak, şöyle devam etti:

“Hükümet, mal varlığına el koyma gerekçelerine “Hükümete karşı suç”, “Yasama organına karşı suç” gibi ne olduğu tam anlaşılmayan, müphem ve muğlak yeni suçlar ekleyerek, hoşuna gitmeyen iş adamlarının mal varlıklarına el koymanın altyapısını hazırlamaktadır. Hükümet bununla da yetinmeyerek, savunma hakkını kısıtlamak üzere bir takım yeni düzenlemeleri torba kanuna eklemiştir. Getirilen düzenlemeyle savunma makamının soruşturma dosyasını inceleme yetkisi kısıtlanmaktadır. Bu teklifin yasalaşması halinde, iş adamlarının mal varlığına soruşturma kapsamında el konabilecek, mal varlığına el konan işadamının kendini savunması zorlaştırılacak, ne kadar süreceği belli olmayan soruşturma süresince mal varlığı üzerinde tasarrufta bulunamayacak, bu da ciddi zararlara yol açacaktır.”

"İŞ ADAMI YANDAŞ OLMAYA ZORLANIYOR"

Bu düzenlemeyle iş adamlarının yandaş olmaya zorlandığını ifade eden Öztrak, “İş adamları “Mal varlığımızı korumak için AKP’ye üye mi olmalıyız?” deme noktasına getirilmektedir. Bir zamanlar sermayenin rengi olmaz diyenler artık sermayeyi tek renk olmaya zorlamaktadır.” dedi.

"GÜVEN OLMAZSA, NE YATIRIM OLUR NE İŞ "

“Küresel ekonomide likiditenin daraldığı, ülkelerin finansman bulmakta zorlanmaya başladığı bu dönemde hukuk tanımazlığın, kurallı ekonominin dibine dinamit koymanın Türkiye’ye faturası ağır olur.” diyen Öztrak, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Adalete güvenin yıpratıldığı, düzenleyici ve denetleyici kurulların bağımsızlığının tartışıldığı, yatırımcının mal güvenliğinin temin edilemediği, özetle yatırımcının hukuki ve ekonomik güvenliğinin olmadığı bir ülkeye yatırımcıların güven duymasını, kalıcı ve nitelikli yatırımların gelmesini beklemek mümkün değildir. Kaldı ki 2012 yılından bu yana uygulanan yanlış politikalar nedeniyle yatırımlar hızla azalmaktadır. Son iki buçuk yılın iki yılında, özel sektör yatırımlarının büyümeye katkısı negatiftir. Yatırım ve iş yapma imkânlarının daraltıldığı bir ülke, gençlerine iş imkânı yaratamaz. Çift hanelere dayanan işsizlik bunun ispatı niteliğindedir. Yatırımın, işin olmadığı ülkede vatandaşın geliri artmaz, ekonomide sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme sağlanamaz. İşte hatalı ekonomi politikalarının, yanlış yönetimin, yasa kural tanımamanın Türkiye’ye ve vatandaşlarımıza faturası budur.”