İnsan Hakları ve Güvence Hesabı Mağdurları Dayanışma Derneği (Güvence Der) Başkanı Bekir Kaya, her alanda Avrupa Birliği ile uyum seviyesini yakalamaya çalışan Türkiye'nin, sigortacılık sektöründe Avrupa seviyesinin çok gerisinde kaldığını söyledi.

Türkiye'de sigortacılık sektörünün yeterince gelişmediğini ve sektöre güvenin kalmadığına dikkat çeken Güvence Der Başkanı Bekir Kaya, Türkiye'nin, bu alanda Avrupa'nın çok gerisinde kaldığını söyledi. Avrupa'nın sigortacılık sektöründe standartları yakaladığını belirten Kaya, “Sigorta bir güven kaynağı olmak zorundadır. Çünkü sigortacılık ana prensiplerinden birincisi azami hüsnüniyet ve güvendir. Fakat bu prensip ülkemizde sigortacılık sektöründe yer bulamamaktadır. Ne sigortalılar sigorta şirketlerine, ne de sigorta şirketleri kazazedelere güveniyor. Sigortasını yaptırmış olan kişiler bu hususta sıkıntı almamalıdır.” dedi.

İş yeri yanan bir vatandaşın, sağlam eşyalarına da sigorta şirketi tarafından el konulduğunun bilgisini veren Kaya, “Vatandaş şaşkın bir halde yangına mı üzülsün, hasarsız mallarının gitmesine mi üzülsün. Devamında hakkını arayan kişiye sigorta şirketi şahsi zorluklar çıkarır. Ülkemizde hukukun ağır işleyişi de hesaba katılırsa kişi tam olarak mağdur ediliyor.” diye konuştu.

"SİGORTA ŞİRKETLERİ ANLAŞMA YOLUYLA ÖDEDİKLERİ TÜM TAZMİNATLARI EKSİK ÖDÜYOR"

Kaya, sigorta şirketlerinin yaptığı hataları şu şekilde sıraladı: “Kazalarda istenilen evraklar belli değildir. Bazen karşı aracın bilgisi sizden istenebilir. Karşı taraf zaten sizinle husumet pozisyonundadır. Sigorta şirketleri anlaşma yoluyla ödedikleri tüm tazminatları eksik ödemektedirler. Bu yüzden sigorta davaları çok fazladır. Eksperler sigorta şirketlerinin elemanı pozisyonundadırlar, bu da sıkıntıları artırmaktadır. Sektörde kanunlar ile çelişen bir çok genelge ve yönetmelik mevcuttur. Kanun kapsamını değiştirmek hiç bu kadar kolay olmamıştır. Adalet Bakanlığı, bu genelgeleri vesair mevzuatları denetlememektedir. Halbuki Adalet Bakanlığı'nın bu tür mevzuatları takip edecek ve kanunlarla çelişen kanun ya da diğer mevzuatı ilgili kuruma iade edecek bir sistem kurması gereklidir.”