AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Hazinemiz özellikle kur riskini azaltacak çalışmalar yürütüyor. Geçmiş dönemde döviz borçlanmaları konusunda kısıtlamalar getirmiştik. Aynı mantık küçük işletmeler için de geçerli olacak. Özellikle döviz geliri olmayan ve bu anlamda yüksek risk taşıyan işletmelerin borçlanmalarına sınırlar getiren bir yaklaşım söz konusu” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, ekonomi muhabirleri ile kahvaltını basın toplantısında bir araya geldi. Toplantıda, 2017 yılında meydana gelen ekonomik gelişmeleri ve 2018 yılına yönelik bütçe ve yatırım planlarını paylaşan Yılmaz’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“4. çeyrekte 3. Çeyrek kadar büyüme beklemiyoruz”

Geçen yıl Orta Vadeli Program hazırlanırken 2017 yılı için 4,4 büyüme öngörülmüştü. Şu anda 4. çeyreği sıfır kabul etseniz dahi 5,5 rakamına ulaştığımızı gösteriyor. 4. Çeyrekle birlikte yüzde 7 civarında büyüme hızı bekliyoruz. İlk 9 ayda ortalama büyümemiz yüzde 7,4 olarak yüksek bir rakama ulaştı. 4. Çeyrek ile ilgili öncü göstergelere baktığımızda büyüme performansının devam ettiğini görüyoruz. Ancak, 3. çeyrek kadar yüksek bir büyüme beklemiyoruz. Türkiye’nin, yüzde 7 gibi bir büyümeyle 2017 yılını kapatmasını öngörüyoruz.

2018 yılı Orta Vadeli Program hedefi 169 milyar dolar

İhracatımızda ciddi anlamda bir artış var. 2016 yılında 143 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmişti. İhracatta bu yıl 156 milyar doları aşan bir ihracat hedefi vardı. Gerçekleşme bununda üzerinde olacak gibi görünüyor. Tarihi rekorumuz 158 milyar dolardı. Ona yakın veya onu aşan bir rakam bekliyoruz. Gelecek yılda bu ivmenin devam etmesini bekliyoruz. Orta Vadeli Programımızda 169 milyar dolar gibi gelecek yıl için bir hedefimiz söz konusu.

Bütün sektörlere yaygın bir büyüme var. Turizmde bir toparlanma süreci yaşıyoruz, sanayide kapasite kullanım oranları arttı, tarım genel ortalamanın altında olsa da tarımda da yüzde 2,8 oranında bir büyüme var.

Bu büyüme istihdam dostu bir büyüme. ‘Büyüdükte ne oldu, hayatımıza yansımaları ne oldu?’ diye bir tartışma var. Bunun en güzel örneği istihdamdır. Eylül dönemi istihdam artış verileri 1 milyon 233 bin yeni istihdamdır. Katılım oranlarımızda yüksek bir artış olduğu için işsizlik tek haneli rakamlara düşmedi. Gelecek yıl bir taraftan büyüme, diğer taraftan da istihdam konularında güçlü bir duruş sergilemeye devam edeceğiz.

Yılda ortalama 1 milyon yeni istihdam

2018 yılına baktığımız zaman büyüme patikamızın yüzde 5,5 civarında gelişmesini görüyoruz. 2020’ye kadar yüzde 5,5

ortalama büyüme öngörümüz var. Bunu yine istihdam dostu gerçekleştirme amacımız var. Yılda ortalama 1 milyon yeni istihdam oluşturma hedefimiz var. 2020’ye kadar 3 milyonu aşan yeni bir istihdam hedefi söz konusu.

Kredi Garanti Fonu ile ilgili uygulamalar devam edecek. Önümüzdeki yıl Kredi Garanti Fonu daha nitelikli bir şekilde, ihracatı, imalat sanayini daha fazla destekleyecek bir anlayış içinde devam edecektir.

2018 yılında süper teşvikler geliyor

Çok önemli istihdam teşvikleri getiriyoruz. İş başında eğitim konusunda çok cömert teşviklerimiz var. Bilişim ve imalat sektörlerine yönelik daha ayrıcalıklı teşvikler getirmiş durumdayız. Büyük proje teşviklerimiz uzun süredir çalışılıyor. Belli bir olgunluğa geldi ve 2018 yılı süper teşvikler dediğimiz proje tekliflerinin de hayata geçirildiği bir yıl olacak. Özellikle ithalatın ikame edilmesinde, cari açığın düşürülmesinde büyük teşviklerin önemli bir etkisi olacak. Özellikle 70 milyar TL’lik bir büyüklükten bahsediyoruz. 10 civarında proje söz konusu. Ama bunlarla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bunlardan bir kısmının yakın zamanda olgunlaşacağını tahmin ediyorum. Yeni yılda süper teşviklerle ilgili olumlu haberleri kamuoyumuz duymuş olacak ve Türkiye teşvik sistemi itibariyle yeni bir döneme girmiş olacak.

Ülkemizi belli risklere karşı sigortalayan, özellikle küçük işletmelerimizin daha emin bir ortamda çalışmalarını sağlayıcı düzenlemeler konusunda hazinemiz özellikle kur riskini azaltacak çalışmalar yürütüyor. Geçmiş dönemde döviz borçlanmaları konusunda kısıtlamalar getirmiştik. Aynı mantık küçük işletmeler için de geçerli. Özellikle döviz geliri olmayan ve bu anlamda yüksek risk taşıyan işletmelerin borçlanmalarına sınırlar getiren bir yaklaşım söz konusu. Bir taraftan da bu borçları çeşitli yöntemlerle bu riskleri azaltıcı mekanizmalar söz konusu. Hazinemiz bu konularda çalışmalar yapıyor. Tamamlandığında kamuoyuyla paylaşılacak ama temel yaklaşımımız, döviz kazancı olmayanların dövizle borçlanmasını sınırlamaktır. Çalışma belli bir olgunluğa geldi. Bunlarla birlikte Orta Vadeli Program çerçevesinde bir trilyon doları aşan milli gelir hedefimiz var. 13 bin doları aşan kişi başı gelir hedefimiz var. Bunları gerçekleştirdiğimiz zaman Türkiye, yüksek gelirli ülkeler ligine adım atlamış olacak.

“Şehirlerin Ekonomik Beklentileri”

Ekonomi İşleri Başkanlığı olarak “Şehirlerin Ekonomik Beklentileri” adı altında başlattığımız çalışma kapmasında bugüne kadar 17 ilimizi tamamladık. 81 ili birkaç ay içerisinde tamamlamayı düşünüyoruz. Vatandaşı sürekli dinleyen, masa başında neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermeyen bir anlayışa sahibiz. Çalışma kapsamında, Organize Sanayi Bölgelerinin dolduğunu, bunların genişlemesi gerektiğini birçok ilimizde ortak bir mesele olarak tespit ettik. Bazı konularda yürüyen projelerde gecikmeler tespit ettik. Bunları ilgili kurumlarımıza aktardık.

“Yeşil Ekonomi”

“Şehirlerin Ekonomik Beklentileri” çalışmamızın yanında “Yeşil Ekonomi” çalışmamız da devam ediyor. Son dönemlerde geri dönüşüm sistemleri üzerinde yoğunlaştık. Ekonomideki atıkları ekonomiye kazandırma meselesi üzerinde çalışma yapıyoruz. Geri dönüşüm sistemlerini iyi geliştirebilirsek bir taraftan çevreyi korumuş olacağız, diğer taraftan da cari açığı azaltmış olacağız.