Özbekistan Başbakan Yardımcısı Cemşid Kuçkarov, “Türkiye’nin Rusya ve İran’la mutabakata vardığı milli para ile alışveriş konusunda, biz bu istikameti doğru olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın siyasetine göre, bizim de bunun üzerine çalışmamız gerekiyor” dedi.

Özbekistan Başbakan Yardımcısı Cemşid Kuçkarov ile Özbekistan Senato Başkan Yardımcısı Svetlana Artikova, Türkiye’den Özbekistan’a giden basın mensuplarının sorularını cevapladı. Düzenlenen basın toplantısında Türkiye-Özbekistan ilişkilerine dair önemli bilgiler aktarıldı.

Ekonomik reformların gerçekleştirilmesinde esas dikkat ettikleri ilkelerden birinin yatırımların cezbedilmesi olduğunu aktaran Kuçkarov, “Bu konuda da milli para birimizin serbest konvertebilite edilebilmesine dikkat çektik. Cumhurbaşkanımızın kararnamesiyle 5 Eylül 2017’den itibaren milli paramızın serbest konvertebiliteye açılması doğrultusunda kararlar alındı. Bu para reformlarını İMF ile mutabakata vararak, onu haberdar ederek bu reformları gerçekleştiriyoruz. Biz orada, Özbekistan’da yapılmakta olan reformları ve önümüzdeki dönemde yapılması gereken reformları konuştuk” şeklinde konuştu.

Özbekistan ve Türkiye arasındaki ticaret ve yatırımların hızlıca canlanacağını umduğunu ifade eden Kuçkarov, Türkiye yatırımlarına olan beklentilerinin büyük olduğunu, Türkiye’den gelecek yatırımların sadece meblağ şeklinde değil, teknoloji şeklinde de olacağı beklentisi içinde olduklarını kaydetti.

“Türkiye’nin milli para ile alışveriş tutumunu doğru karşılıyoruz”

Kuçkarov, Türkiye’nin milli para birimleri üzerinden ticaret konusunda attığı adımlar hakkında şunları söyledi:

“Türkiye’nin Rusya ve İran’la mutabakata vardığı milli para ile alışveriş konusunda, biz bu istikameti doğru olarak görüyoruz. Biz herhangi bir ülkeye örneğin Rusya ile olsa dahi ki Rusya bizim en büyük ticari ortağımız, milli para ile ticaret yapmıyoruz ama buna ‘doğru’ demiyoruz. Cumhurbaşkanımızın siyasetine göre, bizim bunun üzerine çalışmamız gerekiyor.”

“Daha çok temas etmemiz, daha çok oturup konuşmamız gerekiyor”

İki ülke arasındaki ticareti canlandırmak için hükümetler arasında daha somut adımların atılması gerektiğine vurgu yapan Kuçkarov, “1.3 milyar dolar ticaret çok az. Bu kadar dış ticaretten ne Özbekistan’ın, ne Türkiye’nin payı yok. Bu sadece girişimcilerin eriştiği bir rakam. İlişkilerimizi yeni geliştiriyoruz. Daha çok temas etmemiz, daha çok oturup konuşmamız gerekiyor. Birbirimiz hakkında çok şeyi bilmiyoruz. Eğer sektörel bazda konuşacak olursak, biz genel olarak Türk işadamlarıyla konuştuğumuzda sektör-sektör olarak kısıtlama yapmadık.Birinci öncelikli sektör tarım. Biz tarım alanında taze meyve ve sebzenin ihracatına yönelik yatırım araçları arıyoruz. Buna yakın bir diğer sektör de ormancılık, biz tarım ve ormancılığın geliştirilmesi için Türkiye’den teknik yardım talebinde bulunduk. Çünkü Özbekistan’da binlerce hektarlık ormanlar ya hiç kar getirmiyor, ya da az karla devam ediyor” diye konuştu.

“Türkiye ve Özbekistan potansiyelinden tam anlamıyla yararlanmış değil”

Özbekistan Senato Başkan Yardımcısı Svetlana Artikova, Türkiye ve Özbekistan’ın mevcut potansiyellerini tam olarak ortaya koyamadıklarını kaydederek, “Biz anlıyoruz ki Türkiye ve Özbekistan potansiyelinden tam anlamıyla yararlanmış değil. Günümüzde parlamentolar arası işbirliği gurubunun oluşturulması Türkiye Parlamentosu ile yeni, somut ve gerçek işbirliğini tesis ettiğimizin bir göstergesidir. Şuanda Türk tarafından işbirliği muhtırası için çalışmalar yürütülmektedir. Bu muhtıra imzalanırsa tabi ki milletvekilleri parlamentolar arasındaki potansiyeli çalıştırmış olacağız. Güven tesis etmiş olacağız” açıklamasında bulundu.

“Büyümek için yeterli potansiyelimiz var” diyen Artikova, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim ilişkileri hangi yönde ilerletmemiz lazım? Turizm konusunda, kültür konusunda, her iki ülkenin karşı karşıya kaldığı tehditler, riskler konusunda işbirliğimizi pekiştirmemiz gerekiyor. Her iki ülkede de Müslüman halk yaşıyor. Din konusunda, tecrübe, dini eşyalar veya tarihi kültürel şeylerin telakkisi konusunda tüm potansiyelimizi çalıştırmamız lazım.”