Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, yoğun iş temposunda hizmet sunan sağlık çalışanlarının işlerine endişe ve korku ile gittiklerini ve bu vakaların devam etmesi durumunda sağlık çalışanlarının görevlerinden uzaklaşabileceklerini dile getirdi. Sağlıkta şiddet olaylarının kamuoyunda yeteri kadar tartışılmadığı söyleyen Kahveci, bu konuda devlet makamlarında herhangi bir temel çalışmanın bulunmadığından yakındı.

Sağlık çalışanlarının maruz kaldığı şiddet olayları Kanaltürk'te yayınlanan Bana Bir Şey Olmaz! adlı programda ele alındı. Programa sağlık alanında özel sektör temsilcisi niteliğindeki Özel Hastaneler Birliği (OHSAD) Genel Başkanı Yrd. Dr. Sema Akgün ve yaklaşık 100 bin sağlık çalışanının bağlı bulunduğu Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci konuk oldu.

Programda özellikle sağlık alanında son zamanlarda gündemden düşmeyen sağlıkta taciz ve şiddet olayları masaya yatırıldı. Önder Kahveci, sağlıkta yaşanan sorunların başında bu alandaki çalışanların özlük haklarının yeterince iyileştirilemediğinin ve şiddet olaylarının artarak devam etmesi olduğunu değerlendirdi. Özellikle şiddet olayları hakkında; yoğun iş temposunda hizmet sunan sağlık çalışanlarının işlerine endişe ve korku ile gittiklerini ve bu vakaların devam etmesi durumunda sağlık çalışanlarının görevlerinden uzaklaşabileceklerini dile getirdi.

Kahveci, sağlıkta şiddet olaylarının kamuoyunda yeteri kadar tartışılmadığının ve bu konuda devlet makamlarında herhangi bir temel çalışmanın bulunmadığından yakındı. Şiddet olaylarının azalması adına kamu spot filmlerinin hazırlanması, tv dizilerinde bu konuya dair mesajların verilmesi, diyanet vasıtasıyla cuma namazlarında halkın uyarılması ve halkın önde gelen insanlarının toplumu sağduyuya çağırmasını beklediklerini aktardı.

OHSAD Genel Başkanı Yrd. Dr. Sema Akgün de sağlık alanında özel sektör payının giderek artığının ve sektöre başta poliklinik faaliyetlerinin yüzde 30'undan fazla olmak üzere ciddi manada hizmet ve kalite sunduklarını söyledi. Akgün, "Sağlık alanında yaşanan gelişmelerin devam etmesi durumunda Türkiye’nin sağlık turizmi çok ciddi boyutlara ulaşacak. Avrupa’da bu alanda marka ülke olacağız." dedi.

Sağlık alanında yaşanan sorunlara da değinen Akgün, özellikle hali hazırda sağlık sektöründe yeterli kalifiye eleman ihtiyacının karşılanmadığının ve daha çok nitelikli ve bilinçli personel ihtiyacının devam ettiğini vurguladı. Şiddet olayları hakkında özel hastanelerde görev alan güvenlik personelinin yetkilerinin çok kısıtlı olduğunu ancak buna mukabil kamuda güvenliği sağlayan polislerinde bu duruma mani olamadığını ve şiddete maruz kaldıklarını gördüklerini söyledi.

İş Güvenliği Uzmanı Mehmet Tunç da sağlıkta en büyük sorunun şiddet olaylarından önce iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının ihmal edilmesi olduğunu ve sağlık çalışanların hem iş güvenliği hemde özel sağlık işletmeleri başta olmak üzere Sosyal Güvenlik konuların olan çalışma süreleri, mesai sorunları, çalışma düzenleri ve ücret konuları gibi ciddi sorunların yaşandığını aktardı. Özellikle kamu ve özel sektör farkı gözetmeksizin sağlık alanında taşeron çalışmaların yüzde 40 oranında olduğunu ve taşeron sisteminin çalışanları her konuda mağdur ettiğini savundu.

Sağlık çalışanlarında görülen yaygın iş kazalarının başında şiddete uğrama ve taciz olayları geliyor. Ayrıca sağlık sektöründe kesici-delici aletle meydana gelen yaralanmalar, kan-vücut sıvılarıyla bulaşan hastalıklar, hastaları ve objeleri kaldırma, ağır kaldırmaya bağlı sırt yaralanmaları, düşme, çarpma, takılma, kayma vb. nedenlere bağlı kas-iskelet sistemi yaralanmaları, şiddet, alerjik reaksiyon ve yanıklarda başlıca yaşanan iş kazaları arasında. Kimyasal madde ve ilaçla maruziyete, zehirlenmeye, trafik kazasına, radyasyona, iğne batıklarına ve termal konfor şartlarına bağlı olarakta iş kazası ve meslek hastalıkları meydana gelmekte.