TÜRKONFED tarafından Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliğiyle düzenlenen “Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde Kadının Rolü” Zirvesi’nin sonuç bildirgesi yayınlandı.

Kadının her alanda güçlendirilmesinin, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesinin ve kadın-erkek fırsat eşitliği sağlanmasının sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada önemi incelendiği zirvede, Birleşmiş Milletler’in toplam 17 adet olan ve 5’i kadınlar ve kız çocuklarıyla ilgili olan ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden 4 önemli başlık detaylı şekilde ele alındı. Gerçekleştirilen panellerde nitelikli eğitim, sanayi, yenilikçilik ve altyapı, sorumlu üretim ve tüketim ile barış ve adalet alanlarında kadınlara yönelik alınabilecek aksiyonlar belirlendi.

Zirve sonucunda, katılımcılar ve TÜRKONFED çatısı altında güçlerini birleştiren kadın derneklerinin katkısı ile Türkiye’de sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleşmesi için kadınlara yönelik aşağıdaki politika önerilerinin hayata geçirilmesi gerekliliği ortaya kondu. Sürdürülebilir Kalkınmada Kadının Rolü Zirvesi’nin sonuç bildirgesindeki 15 önemli hedef, ülkemizin kalkınmasına olduğu kadar, demokrasisine de katkı yapacaktır. Bu hedefler şöyle sıralandı:

Toplumsal cinsiyet eşitliği öncelikli hedef olmalıdır: Kadınların sosyal, siyasi ve ekonomik hayata katılımı olmadan dünyada kalkınma hedeflerini, özellikle “sürdürülebilir kalkınma hedeflerini” gerçekleştirmek mümkün değildir. Bu nedenle cinsiyet eşitliğini tüm ülkelerde plan, program ve hedeflerin temeline oturtmak öncelik haline gelmelidir.

Kadın çalışan kotası konmalıdır: Kadınların sosyal, siyasi ve ekonomik hayata katılımlarını artırmak için, yerelde ve kamuda bir takım kotaların konması gerekmektedir. Dünyada kimi ülkelerin hayata geçirdiği kadın çalışan kotasının ülkemizde de bir an önce yasal bir altyapıya kavuşturulması önemli bir farkındalık oluşturacaktır. Üst düzey mesleklerde her iki cinse de eşit fırsat ve yer verilmesi cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması, kadının güçlendirilmesi yolunda önemli etkiler yaratacaktır. Belediyelerde üst düzey yönetim veya orta düzey yöneticiler arasındaki kadın çalışan oranlarının yüzde 40’a çıkarılması gibi somut hedefler belirlenmelidir.

Kadın girişimcilerin desteklenmesi teşvik edilmelidir: Kadın girişimcilerin önundeki en buyuk sorunlardan biri sermayeye erişimdir. Kamu kurumlan ve finans kuruluşları tarafından verilen desteklerde, mal varlığının teminat olarak verilmesi gibi zorunluluklar konusunda kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması, vergi ve faiz indiriminden daha fazla yararlanma imkânı sunulması, kadınların girişimciliğe daha rahat başlaması için kolaylık sağlayacaktır.

Kadın istihdamında kayıt dışı oranı azaltılmalıdır: TÜİK 2016 verilerine göre Türkiye’de çalışan her 2 kadından 1’i kayıt dışı görünmektedir. Prim teşviklerinin, işgücü maliyetinin ve kayıt dışı istihdamın yüksek olduğu sektörlere daha yüksek miktarda verilmesi, kayıt dışı istihdamı azaltacaktır. İlk defa iş kuran kadının primlerini düzenli ödemesi kaydıyla primlerinin yarısı Hazine tarafından karşılanabilir.

Doğum borçlanması primleri devlet tarafından ödenmelidir:Doğum borçlanmasının kadın istihdamını teşvik edebilmesi için doğum yaptığı ana kadar hiç çalışmamış kadınlarda ilk çocuk için daha sonra sigortalı çalışmak kaydı ile doğum borçlanması primlerinin devlet tarafından ödenmesi, işgücü piyasasına hiç girmemiş ya da girmiş ve ayrılmış kadının tekrar işgücü piyasasına girişini kolaylaştırabilir.

Çocuk bakım hizmetleri ve kreş yardımı sgk kapsamına alınmalıdır: “Çocuk Bakım Hizmetleri ve Kreş Yardımı” birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi SGK kapsamına alınmalıdır. Ülkemizde, çalışan ve çocuğu olan kadının, devlete ödeyeceği vergi yükünden düşülerek oluşturulacak bir fonla kreş katkısı oluşturulmalıdır. Büyük sanayi siteleri ve belli sayıda personel çalıştıran özel sektör şirketlerine de kreş açma şartı konulmalıdır.

Kadın ve aile dostu işletmelerin sayısı artırılmalıdır: Kadın ve Aile Dostu İşletmelerin sayısının artırılması için ilgili bakanlıklarla farkındalık yaratacak ortak kampanyalar düzenleneceği gibi bu noktada vergisel teşvik ve desteklerle ilgili düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

Bakım sigortası oluşturulmalıdır: Bakım sigortası oluşturularak evde yaşlı, engelli çocuk bakım hizmeti sunumu, bu alanda eğitim almış SGK’lı kişiler aracılığıyla yapılmalıdır.

Nitelikli bakım personeli yetiştirilmelidir: Nitelikli bakım personeli yetiştirmek için meslek lisesi, ön lisans ve lisans düzeyinde programlar açılmalı, kurumsal bakım için nitelikli personel sayısı artırılmalıdır.

Eşit işe eşit ücret uygulaması hayata geçirilmelidir: Kadınların toplumun tüm alanlarında ve karar alma mekanizmalarında etkin bir şekilde yer alabilmeleri için kadın emeğine vasıf kazandırılmalıdır. Çoğu zaman kadınlar kendileriyle aynı işi yapan erkeklere göre daha az ücret almaktadır. İstihdamda adalet kadar ücrette de adalet dengesi gözetilmelidir. İstihdam edilen kadınlar için “eşit işe eşit ücret” uygulaması getirilmelidir.

Kadınların mesleki ve teknik eğitim almaları sağlanmalıdır: Kadınların daha fazla mesleki ve teknik eğitim alabilmeleri için önleri açılmalıdır. Bu kapsamda, kadınlara uygulamalı girişimcilik derslerinin de verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM, özel sektör işbirliği geliştirilmeli, stratejik hedefler doğrultusunda planlar oluşturulmalıdır.

Kadınların eğitim hayatında devamlılığı için yasal mevzuatlar devreye alınmalıdır: Dünya dijital ekonomik bir dönüşüm yaşarken, kadınların bilişim ve mühendislik ağırlıklı sektörlerde istihdamı için yönlendirme ve özendirme yapılmalıdır. Ülkemizde zorunlu eğitime rağmen kadınların ortalama eğitim hayatı halen istenilen düzeyde değildir. Özellikle orta öğretimden sonra kadınların eğitim hayatına devam etmesi için yasal düzenlemeler ve uygulamalar hayata geçirilmelidir.

Toplumun zihniyet değişimi ve dönüşümü için adımlar atılmalıdır: Kadınların sadece iş gücüne katılımı değil, toplumsal hayata katılımları açısından bir zihniyet değişimine ve dönüşümüne ihtiyaç vardır. Kadın yapamaz görüşünün değiştirilmesi, kadınların farklı iş kollarına yönlendirilmesi ve cazip hale getirilmesi için kamu ve özel sektör işbirliği önemsenmelidir. Bu zihniyet dönüşümünü gerçekleştirecek eğitimler verilmeli ve toplumun tüm katmanlarına doğru bir iletişim çalışmasıyla anlatılmalıdır.

Çocuk gelin sorunu yasalarla çözülmelidir: Türkiye’de halen çocuk gelinler toplumumuzun kanayan bir yarasıdır. Çocuk yaşta evlilikler, eğitim başta olmak üzere kadınların sosyal ve toplumsal hayata katılımında çok önemli sorunlar doğurmaktadır. Kız çocuklarının 18 yaşından önce evlenmemeleri yasal bir düzenleme ile güvence altına alınmalıdır. Benzer bir uygulama Azerbaycan’da kanunlarla güvence altına alınmıştır. Türkiye’de bu kapsamda kanun ve kuralların uygulamaya geçirilmesinde kamunun ve iş dünyasının aktif rol alması gerekmektedir.

Rol model başarılı kadınların sayısı artmalıdır: Kamu ve özel sektörde başarılı kadınların rol model olarak sayısının artırılması, girişimci kadınlar arasında kurulacak networklerin yaygınlaştırılması, mentörluk eğitimleri ve uygulamaları ile yeni girişimci kadınların ortaya daha cesur bir şekilde çıkacağı bir iş ortamının yaratılması açısından gereklidir.