Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Eskişehir İl Müdürlüğü tarafından KYK/Akademi etkinliği kapsamında düzenlenen ’Zoru başaranlar’ konulu söyleşinin konuğu olan konuğu Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, öğrencilere kendi kariyeri ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Sinema Anadolu’da gerçekleştirilen ve 15 Temmuz olaylarının anlatıldığı bir belgeselin izletilmesiyle başlayan etkinlik, KYK Eskişehir İl Müdürü Eyup Erkut’un açılış konuşmasıyla devam etti. Erkurt ’Zoru başaranlar’ gibi birçok etkinliğin Türkiye’nin farklı illerinde devam ettiğini belirterek “Zoru başaranlar bir kariyer programı ve bu programda da kariyerinde zoru başaran simalarla sizleri buluşturmak istedik. Buna en uygun kişi olarak da Anadolu Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Naci Gündoğan’ı düşündük. Yoğun programına rağmen davetimizi kabul ettiği için kendisine teşekkür ediyoruz. Rektörümüz bir röportajında kendi ifadeleriyle yaramaz bir çocuk olduğundan söz etmiş. Hatta ilkokul öğretmeni bu çocuk okumaz demesine rağmen o çok iyi bir öğrenci, iyi bir akademisyen, eşinin açıklamalarına göre harika bir eş, çocuklarına göre harika bir baba ve diğer işlerine bizlerin de şahit olduğu üzere harika bir öğretim üyesi olmuş” dedi.

“Kahraman şehitlerimize layık olmaya çalışacağız”
Konuşmasının başında gösterilen belgesel ve 15 Temmuz olayları ile ilgili düşüncelerinden söz eden Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Az önceki görüntüleri izleyince hepimiz duygulandık, gözlerimiz doldu. Çok yakın zamanda böyle bir olay yaşadık ama milletimiz büyüklüğünü gösterdi ve hainlere izin vermedi. Bu millet, nasıl Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale’de mücadele edip bağımsızlığını, özgürlüğünü teslim etmediyse, 15 Temmuz’da da yine aynı iradeyi göstererek bu hain gruba izin vermedi ve bu ülkenin bölünmesine izin vermedi. Bundan sonra da bizler hep birlikte kahraman şehitlerimize layık olmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.

“Devlete olan borcumuzu yaptığımız iyi hizmetlerle ödeyebiliriz”
Rektör Prof. Dr. Naci Gündoğan, öğrencilerle gerek yemekhanede gerekse kendi odasında görüşüp sıkıntılarını dinlediğini belirterek öğrencilerinin dertlerine çözüm bulmaya çalıştığını söyledi. Kendi hayatı ve kariyeri hakkında konuşan Prof. Dr. Gündoğan “Ben doğma büyüme Eskişehirliyim. 1986 yılında üniversite sınavına girdim ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesini kazandım. Hayalimin okuluydu, orada okumayı gerçekten çok istiyordum. Bundan 30 yıl önce üniversite okumak büyük bir ayrıcalıktı. Hatta ben üniversiteyi kazandığım gün uyuyamamıştım. Sonuçların belli olduğu günün ertesi sabahında hiç kimseye haber vermeden Ankara’ya gidip okulumu görmek istemiş ve ilk trenle Ankara’ya gitmiştim. Okulun kapısından girmiş, koridorlarında dolaşmış ve oradakilerle konuşmuştum. Top oynamaktan eve girmiyordum. Mutlaka birinin camını kırardım ama çok mutlu bir çocukluk yaşadım. Babam marangozluk yapıyordu 1970’li, 1980’li yıllar Türkiye için zor bir dönemdi. Babam iflas edip dükkânını kapatmak zorunda kaldı. Anadolu Üniversitesinde marangoz olarak çalışmaya başladı. Annem ise ev hanımıydı. Bizim ailemizde üniversite okuyan ilk kişi ben oldum” sözleriyle konuşmasına devam etti.

"Devlete ve millete olan borcumuzu ülkeye yapacağımız iyi hizmetlerle ödeyebiliriz"
Üniversiteyi kazandığı zamanlarda yaşadığı maddi zorlukları aktaran Prof. Dr. Naci Gündoğan şunları söyledi: “1986 yılında fakülteyi kazandığımda hayatımın ilk şokunu yaşadım. Babam tek maaşla ev geçindiriyordu ve benim dışımda iki küçük kardeşimi de okutuyordu. Ben heyecanla hayalimdeki okulu, istediğim yeri, ilk tercihimi kazandım diye eve geldim. Babam çok sevinmesine rağmen ben bu çocuğu nasıl okutacağım burukluğuyla bir tepki gösterdi. Neyse bir şekilde yolu bulundu ve üniversiteye başladım. İlk yılımda KYK yurdu çıkmadığı için özel yurtta kaldım daha sonra ise evde kaldım. Ulus’tan Cebeci’ye ulaşmak çok zordu o dönemlerde. Daha sonra aynı odada kaldığım arkadaşlarımızla Cebeci’de bir eve çıktık. Ev hayatı başta çok güzeldi ama daha sonra zorlukları çıktı. Bir sene sonra devlet yurduna çıkmaya karar verdik ve başvurduk. Bu sefer yurt çıktı.” şeklinde konuştu. KYK’nın kendisi için özel bir yeri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gündoğan, KYK ile sıcak, samimi ve güvenli bir yerde eğitim almanın ne demek olduğunu anladığını söyledi. Devletin sağladığı imkânlara minnettar olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Gündoğan, “Hiç okuma fırsatım yokken devlet bana kucak açtı, harç kredisi verdi, burs verdi, yurtlarında barındırdı. Bunlar basit şeyler değil. Hep bu borçları nasıl ödeyeceğimi düşündüm.” dedi. Prof. Dr. Gündoğan, devlete ve millete olan borcumuzun ülkemize yapacağımız iyi hizmetlerle ödeneceğini belirterek bu konuda elinden geleni yapamaya çalıştığını ifade etti.

“Öğrencilikte çektiğim sıkıntılardan yola çıkarak hizmet sunmaya çalışıyorum”
Prof. Dr. Gündoğan, mezun olduktan sonra Sayıştay Denetleme Sınavlarına girerek kazandığını ancak tesadüfen Anadolu Üniversitesinde asistanlık sınavına girmesiyle akademisyenlik hayatının başladığını anlattı. "Bundan 26 sene önce hiç akademisyenlik düşünmememe rağmen Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde araştırma görevlisi olarak göreve başladım. Daha sonra akademisyenlikte bir şekilde yolumu çizdim ve 2014 yılında Anadolu Üniversitesi rektörü oldum.” diyen Prof. Dr. Gündoğan, kişinin görevi ne olursa olsun önemli olanın yaptığı işi iyi yapmak olduğunu belirterek "Öğrencilik bana çok şey öğretti, çok kıymetli arkadaşlıklar kazandım. Benden daha kötü durumda olan insanların olduğunu gördüm. Allah’a şükür, babamın elimden geleni yapması sayesinde ben çok ciddi bir maddi sıkıntı yaşamadım. Birçok arkadaşım KYK’nın sabah kahvaltısı ile hayata tutundu. Ben kahvaltı yapmayı seven biri değildim, kuponlarımı yakın bir arkadaşıma veriyordum o iki kuponla öğünlerini yiyordu. O arkadaşım, şimdi çok büyük bir ilimizin valisi. Bence, zoru başarmak budur” dedi.

Prof. Dr. Naci Gündoğan, öğrencilikte çektiği sıkıntıları göz önünde bulundurarak hizmet sunmaya çalıştığını, bu yüzden de öncelikle beslenme, ders çalışma ortamı ve barınma konularında çalışmalar yaptığını dile getirdi. Kampüsün içinde KYK yurdu bulunması sebebiyle barınma konusunda bir sıkıntı yaşanmadığını belirten Prof. Dr. Naci Gündoğan, ders çalışma mekanı sıkıntısı için kütüphanenin 7/24 açık kalmasının, beslenme sıkıntısı için ise akşam yemeği ve sabah kahvaltısı hizmetlerinin, öğrenciler için önemli olduğunu vurguladı.

“Kendinizi geliştirin ve kendinizi küçümsemeyin”
Öğrencilere kariyerleri ve kendilerini geliştirmeleri hakkına tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Hepinizin gelecek planları vardır. Sizden, bu yıllarınızın kıymetini bilmenizi ve elinizden geleni yapmanızı rica ediyorum. Gezin, eğlenin ama mutlaka geleceğinize yatırım yapın. Kendinizi farklı alanlarda geliştirmeye çalışın. Yabancı dil öğrenmeye gayret edin. Farklı beceriler edinin. Üniversitenin sunmuş olduğu şartlardan sonuna kadar faydalanın. Kulüplere üye olun, etkinliklere katılın, Mevlana ve Erasmus programlarımızdan yararlanın. Bizim dünyanın birçok ülkesinde öğrencimiz var. Oralarda öğrencilerimizi görmek, üniversitemizin böyle bir kültürü olması bizi gururlandırıyor. Önemli olan kendinizi yetiştirmeniz, kendinizi küçümsemeyin. Yetenek önemlidir ama çalışmak, azmetmek en az yetenek kadar ayırt edicidir. Aynanın karşısına geçin ve ben bu ülke için ne yaptım ve karşılığında ne bekliyorum diye sorun” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
Etkinliğin soru cevap kısmında hem Anadolu Üniversitesi hem de Osmangazi Üniversitesi öğrencilerinin istek ve sıkıntılarını dinleyen Prof. Dr. Naci Gündoğan, sorunların çözümü ve yapabilecekleri hakkında öğrencilerle konuştu. Etkinlik, KYK Eskişehir İl Müdürü Eyup Erkurt’un Prof. Dr. Naci Gündoğan’a teşekkürlerini takdim etmesiyle sonlandırıldı.