Tarihimiz, fetihler, kahramanlıklar ve zaferler tarihidir. İslam'ın cihat şuurunu idrak ederek, dünyanın en büyük ordularını ortaya çıkaran bu milletin, zaferlerini ve gerçekleştirdiği fetihleri saymak mümkün değildir. Ancak kime sorarsanız sorun fetih denince akla ilk gelen, İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmed Han’dır.

 

Fethin ruhunu, maneviyatını idrak edemeyenler İstanbul’u, diğer şehirlerimiz ile mukayese etmekten kendilerini hiçbir vakit alıkoyamayacaktırlar. Hâlbuki bu kutlu şehir aydınlığın karanlığa, ilmin bilgisizliğe, hakk'ın batıla üstünlüğünün, en önemlisi de, Efendimiz’in (S.A.V.) övgüsüne mazhar olmuş bir şehirdir. Bu sebeple  feth-i mübin'e hazırlanan Fatih: “Ya Bizans beni alır, ya ben Bizans'ı alırım.” diyordu.

 

**

 

Fethin sembolü olmuş Ayasofya, Bizans’a tanıklık etmiş, Osmanlı’yı yaşamış, Cumhuriyet’te ise zulüm görmeye devam etmektedir. Ayasofya bir tek Türkler ve Müslümanlar nezdinde değil tüm insanlık ve dinler için önem arz etmektedir. Fethin simgesi/sembolü olan bu eser, ibadete açılarak o eski günlerinde ki ihtişamına kavuşturulmalıdır.  Bu durumun Fatih’in şahsına olan vefa borcunu yerine getirmiş olmasının yanı sıra İslam Ümmetinin’de, manevi sancağına kavuşmasına vesile olmak demektir.

 

**

 

Son olarak, İstanbul Fethi’nin 561. Sene-i Devriyesi münasebetiyle bugün, Okçular Tekkesi’nde “II. Geleneksel Fetih Kupası Okçuluk Müsabakası’ ismini taşıyan program yapılacaktır. Buna ek olarak, 31 Mayıs Cumartesi günü Anadolu Gençlik Derneği, Fetih kutlamalarına Ayasofya Camii önünde Sabah Namazı’nı icra ederek başlayacaktır.

Twitter.com/yusuf_imamoglu