Gaziantep Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ayhan Doğan tarafından 15 Temmuz şehitlerini anma etkinlikleri kapsamında, "Türk Milletinin İstiklal Anlayışı ekseninde 15 Temmuz Ruhu ve Şehitlerimizi Anmak” konulu konferans verildi.

GAÜN Eğitim Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta Doç. Dr. Doğan, “15 Temmuz ruhunu anlamanın yolu 15 Temmuz sonrası meydanlara dökülmüş her kesimden her düşünceye sahip insanımızın ruhunu anlamaktan geçer. Meydanlardaki insanımız 15 Temmuz gecesi ve sonrasında, bayrağına, istiklaline ülkesine ve en önemlisi de irade-i milliye ye yani demokrasisine sahip çıkma coşkusunu mensup olduğu milletin mizacına, karakteristik bir özelliği olan istiklal anlayışına yakışır bir şekilde idrak edilebileceğini gösterdi” dedi.

Doç. Dr. Doğan, “Bilinen ilk Türk devletimiz Asya Hun Devleti zamanında Asya Hun toyunda (meclisinde) yapılan bir konuşmaya atıfta bulunarak söz konusu kurultayda, “Milattan önce 53 senesinde Hun toyunda cesarete karşı hayranlık duymak tabiiyeti yani esareti, bağımlılığı yüz kızartıcı bir durum olarak görmek ve değerlendirmek bizim geleneğimizdendir. Atalarımızdan toprakla birlikte devraldığımız devletimizi, istiklalimizi (Çin ile uzlaşma pahasına) feda edemeyiz. Mücadele edecek savaşlarımız hala mevcutken devletimizi, istiklalimizi korumalıyız” ifadelerine yer verdi.

"Türkiye küresel güç Olma yolunda"

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölgesel bir güç olduğunu, küresel bir güç olma istikametinde hedefleri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ayhan Doğan, ülkenin bugünkü konumunu, dünya tarihindeki yerini, istiklal ve müstakil yaşama anlayışına borçlu olduğunu söyledi. Doç. Dr. Doğan konuşmasında "O ruhun o anda, 15 Temmuz travmasıyla beraber ortaya çıkmış bir durum olmadığını aslında milletimizin genlerinde öteden beri var olagelen bağımsız yaşama arzusundan kaynaklandığını, hangi şartlarda ve zeminde olursa olsun asla ve kat’a başka bir millete ya da devlete teslim olmama, onun payandası olmama, payanda olmak isteyenlere de fırsat vermeme şeklinde değerlendirebiliriz. 15 Temmuz ruhunu ülkemizin, milletimizin başta bayrağımız olmak üzere milli birlik ve bütünlüğümüzü, huzurumuzu her hangi bir şekilde başka bir devletin ya da devletlerin hegemonyasını engellemek adına milletimizin topyekûn gerçekleştirdiği bir mücadele olarak ifade etmek gerekir" ifadelerini kullandı.

"Mankurt bir nesil yetiştirdiler"

15 Temmuz’da ortaya çıkan milli refleksin bu zihniyete karşı net ve milli bir duruş olduğunu anlatan Doç. Dr. Doğan, “Bu ülkede kırk yılı aşkın bir zamandır altın nesil yetiştiriyoruz savına karşın, gerçekte mankurt bir nesil yetiştirdiler. Beşeri sermaye bir ülkenin en önemli varlığı, gücü ve teminatıdır. Bunlar bu kalkışmayla geleceğimizi inşa edecek bir nesli heba etmişler, öte yandan ülkemizin bütünlüğüne, bayrağımıza, istiklalimize ve demokrasi kültürümüze kastetmişlerdir. Bu kalkışma tarih boyunca müstakil yaşamış ve daima da bağımsız yaşama arzusu olan bu milletin en aziz bildiği değerlerini tahrip etme anlayışının bir tezahürüdür.15 Temmuz’un planlayıcısı, Vatikan’ın gizli kardinali diyebileceğimiz FETÖ terör örgütünün elebaşının 15 Temmuzla gerçekleştirmek istediği şey güzel Türkiye’mizi ABD’nin bilmem kaçıncı eyaleti yapmak ya da ülkemizi ABD’nin himayesi altına sokmak, sömürgesi haline getirmek veya ülkemizde bir travma, kaos oluşturarak Türkiyeyi ikinci bir Suriye ve Irak yapmaktır" şeklinde konuştu.

Konferansın açılış konuşmasını yapan GAÜN Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Erhan Tunç Türk milletinin karakterinde milli erdemler söz konusu olduğunu hatırlatarak, "Bu erdemlerinden biri yeri geldiğinde vatanını korumak için canından vazgeçmeyi göze alabilmektir. Türk Milletinin bu erdemli karakterini yüzyıllara uzanan destansı tarihimizde çok kez görmüşüzdür. İşte bunların sonuncusu 15 Temmuz 2016’da tüm dünyaya tek millet olma dersini verdiğimiz demokrasi zaferimizdir” diye konuştu.

Yrd. Doç. Dr. Tunç, şehitlere Allah’tan rahmet dileyerek dua etti.