Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve Heykel Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bulat ile aynı bölümde Araştırma Görevlisi olan eşi Serap Bulat’ın, Sanko Sanat Galerisinde 13 Nisan’da açtığı sergi, 4 Mayıs’a kadar gezilebilecek.

Ekonomisi gelişmeyen toplumlarda sanatın gelişmesinin de mümkün olmadığını belirten Prof. Dr. Bulat, bir sanatçının ne kadar iyi yetiştirilirse yetiştirilsin, eğer sanatını uygulama alanı ve olanağı bulamıyorsa, diğer ekonomileri gelişmiş ülkelerdeki gibi, o bölgede sanatsal bir gelişimin de düşünülemeyeceğini söyledi. Sanata arz talep olmadan, toplumların sanatçılarının çoğalamayacağını ve sonuçta o dalın özgün, çağdaş ürünlerinin de ortaya konulamayacağını kaydeden Prof. Dr. Bulat, plastik sanatlarının içinde, en zor ve en ağırının heykel sanatı olduğunun altını çizdi.

“1+1 Serap ve Mustafa Bulat heykel sergisi”

Heykel yapmanın bir yaşama biçimi ve var oluş nedeni olduğunu anlatan Prof. Dr. Bulat, “Heykel yaşamımda çok önemli bir yere sahip. Heykel sanatı 3 boyutlu olmasından dolayı daha tatmin edici. Biz bir aileyiz. İki kişi olduğumuzdan dolayı 1+1 dedik. Bu iki göz, iki kalp, iki düşünce, bir erkek, bir dişi iki sanatçı 1+1” diye konuştu. Sanatın kurumsallaşması adına mücadele verdiğini ve 25 yıl sonrasında heykelleri kabullendirebildiğini anlatan Prof. Dr. Bulat, “Erzurum’da 30’un üzerinde açık eser var. Heykel sanatseverin bilinçaltında kalıyor. Sanata yapılan yatırım geleceğe yapılan yatırımdır. Toplumların ve kentlerin çağdaşlığını belirlemede sanat çok önemli bir yer tutar. Eğer yaşadığınız kentin meydanlarında sanat eserleri yoksa o kentin çağdaşlığından söz etmek mümkün değildir” dedi.

Toplumun olguları çok önemli

Yeni eserler ortaya koyarken, içerisinde yaşanılan toplumun olgularının çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Prof. Dr. Bulat, "Sanatçı yaşadığı toplumun kültüründen beslenir, bundan dolayı, sanatçıyı içinde yaşadığı toplumdan ayrı düşünmek olanaksızdır. Bir sanatçı içinde bulunduğu toplumunun lokomotifi durumundadır. Ortaya konulan sanat yapıtlarının, alıcıyla daha organik bir etkileşime geçmesi gerekir. Yaptığımız heykellerin bir konusu, hikâyesi ve anlamı varsa onu araç olarak kullanabiliriz.Sempozyumlarda yaptığım serbest anıtsal çalışmalar beni çok mutlu ediyor. Ulusal ve uluslararası sanatçılarla aynı ortamda çalışıp yapıtlar ortaya koymak, sanatçı ve asistanlarla, birikimleri paylaşmak, beni son derece onurlandırmıştır. Sanat eğitimi, insanoğlunun estetik duygusunu geliştiren, çağının kültür düzeyini zenginleştirmesine katkıda bulunan, hayatı olumlu yönde geliştiren kutsal bir uğraştır" diye konuştu.

Sanatçının üzerinde yaşadığı coğrafyanın etkisi

Sanatın bir etkileşim ve etki aracı olduğuna dikkati çeken Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Araştırma Görevlisi Serap Bulat ise heykelin, sanatın evrensel değerleriyle biçimine ulaşırken, özünü onu yapan sanatçının üzerinde yaşadığı coğrafyanın belirlediğinin altını çizdi. “Yaşanılan coğrafya, üzerinde bulunulan toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel birikimlerinin bütünüdür” diyen Serap Bulat, doğal olarak bu coğrafyada yaşayan insanın da bütününe işaret ettiğine vurgu yaptı. Mustafa Bulat’ın 35, Serap Bulat’ın 4’lü gruptan oluşan 4 eserinin yer aldığı heykel sergisi, bölgede sanatın ve sanatçının buluşma adresi haline gelen Sanko Sanat Galerisi’nde 4 Mayıs’a kadar her gün 10.00 – 22.00 saatleri arasında gezilebilecek.