Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Çizgi Ötesi Topluluğu tarafından düzenlenen konuşmacılığını Yazar Mümin Munis’in yaptığı “Semerkand’dan Mostar’a Alperenler” konferansı GAÜN Eğitim Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleşti.
‘Mostar’ isminin Türk-İslam kültüründeki yeri açısından önemli olduğunu belirten Munis, Arabistan’da ortaya çıkan İslam’ın Türklerin İslamlaştıktan sonra fetihler yönünden Semerkand’dan başlayıp Mostar’a doğru müthiş bir yükselişinin görüldüğünü söyledi. Munis, Mostar’ın bir köprü olduğunu fakat sadece bir köprüyü ifade etmediğini, Avrupa’ya doğru bir geçiş noktası olduğunu vurguladı.
Munis, “İslam fetihlerinde Yesevi erenlerinin Orta Asya’dan kalkıp Anadolu’ya gelmeleri daha sonra Avrupa’ya doğru geçmeleri tarihi parça parça olarak değil de bütün olarak bakıldığında daha net görürsünüz. 1071’de Sultan Alp Arslan İslam fetihleriyle Anadolu’nun kapılarını açtı deriz. Osmanlı ile beraber fetihler Viyana’ya kadar uzanmıştır. ‘Semerkand’dan Mostar’a Alperenler’ derken bu ruhu, fetihleri sağlayan maneviyatı kitabımızda izah etmiştik” diye konuştu.
“Alperenlik, sadece kılıç ehli olmak değil gönül ehli olan bir kılıç ustası olmaktır” diyen Munis, “Alperenler, kılıcı öldürmek için sallamaktan ziyade insanlığı adaleti sağlamak için sallamıştır. Türklerin bu konuda çok çok daha önde olduğu malumdur. Türklerin İslamlaştıktan sonraki tarihine bakıldığında çok büyük çaplı devletler görürsünüz. Anadolu Selçuklu, Büyük Selçuklu, Osmanlı gibi zaten Osmanlı bu konuda tartışılmaz. Bütün İslam dünyasını tek bir sancak altında toplamıştır. Gayrimüslimler bile Osmanlı’nın adaletine güvenmiştir. Türklerin tarih boyunca İslam’ın yayılmasına olan katkısını daha net görürsünüz. Bu yüzden Alperenliği Yesevi geleneğine bağlı, bir devamı olarak görmek mümkündür” şeklinde konuştu.