Çocukluğunda marangozhanede ağaç oymacılığı işi yaparak hem aile ekonomisine katkıda bulunduğunu hem de ağaçlara şekil verdiğini belirten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Hayati Akbaş, estetik plastik cerrahi alanında da insanlara şekil verdiğini söyledi.

“Doktor olup sizi iyileştireceğim”

Çocukluk hayalinin doktor olmak olduğunu belirten FBM Estetik Tıp Merkezi Kurucusu Doç. Dr. Hayati Akbaş, “Bazen günümüzde, gençlere ne olmak istediklerini soruyorum. Aldığım cevaplar ise beni şaşırtıyor. ‘Hocam, daha karar vermedim’ diyebiliyorlar. Benim hayatım biraz daha farklıydı. Öncelikle rahmetli babaannemi saygı ve rahmetle anıyorum. Hiç unutmuyorum, ilkokula başlamadan 4-5 yaşlarındayken babaannem çok sık hasta olurdu. Çok öksürürdü. Sigara da içerdi. İnanılmaz bir sevgi bağı vardı aramızda. İlginçtir ki, annem de çok sık hasta olurdu. Sürekli hastaneye gider ve muayene olurlardı. O dönem ‘Babaanne, anne ben doktor olacağım ve size iyileştireceğim. Öksürmeyeceksiniz artık. Size bakacağım’ derdim. Gerçekten ben kafama doktor olmayı 4-5 yaşlarındayken koymuştum. O kararımı hiçbir zaman değiştirmedim. İnsanlar ne olacağımı sorduklarında hep aynı cevabı veriyordum. O dönem şehirde de değildik, Yozgat’ın bir köyünde yaşıyorduk. O psikoloji çocukluğum boyunca benimleydi. Daha sonra Ankara’ya taşındık, eğitim-öğrenim süreçlerim devam etti ve ben doktor oldum. Şükürler olsun ki, annem ve babaanneme verdiğim sözü tuttum. Babaannem tıp fakültesini kazandığımı göremeden vefat etti ancak annem benim doktor olduğumu gördü” dedi.

“Ağaç oymacılığından, insan oymacılığına geçmeye karar verdim”

Üniversite yıllarında hem çalışıp hem de okuduğunu ifade eden Akbaş, “Doktor olduktan sonra, ‘ne doktoru olacağım’ konusu doğmuş oldu. Ankara’da okul hayatım devam ederken, bir taraftan da sitelerde ağaç oymacılığı işinde çalışıyordum. İlkokuldayken, yaz tatillerinde 3 ay ve sömestr tatillerinde haftalık maaşla bu işi yapıyordum. Ağaç oymacılığı mesleğini yaparak ailemin ekonomisine katkıda bulunuyordum. Buna mecburdum ancak bu meslek hoşuma da gidiyordu. Yani işimi severek yapıyordum. İlkokuldayken, haftalık 5 lira ile başladığım bu oymacılık işinde, lise son sınıfa geldiğimde ustası oldum ve 3 bin lira haftalıkla çalışmaya başladım. Tıp fakültesini kazandıktan sonra ise okula başladım ve daha sonra doktor oldum. Plastik cerrahiyi seçmemde, o çocukluk dönemimdeki ağaç oymacılığı mesleğim belirleyici oldu. ‘Ben ağaca şekil verdim. Ağaca desen yaptım. Ağacın şeklini değiştirdim. Figürler yaptım. Neden insanda da böyle bir şey yapmayayım’ dedim. Plastik cerrahinin de böyle bir branş olduğunu öğrenince, insan bedeni üzerinde şekil vermeye karar verdim. Yani dolayısıyla ‘ağaç oymacılığından, insan oymacılığına geçmeye’ karar verdim” diye konuştu.

“Kullandığım aletler bile aynı sadece isimleri değişik”

Tıp alanında Estetik Plastik Cerrahiye yönelmesinin en büyük etkeninin çalıştığı dönemdeki ağaç oymacılığı işi olduğunun altını çizen Akbaş, “Ağaç oymacılığı bir sanattır. Estetik plastik cerrahi ise hem tıptır hem de bir sanattır. Yani estetik plastik cerrahinin diğer branşlardan farklı özelliği, bir sanat niteliği taşıması ve de sanatsal bazı yetenekleri gerektiriyor olmasıdır. Ben bu yetenekleri biliyordum. Çünkü benim babam ve amcalarım, köyümüzde sanatla ve sanatlarıyla ön plandaydı. Babamla ilgili bir örnek vereyim, babam bugünden 55 yıl önce çocukluğunda köyde ağaçtan iki tekerlekli bir bisiklet yapıyor ve köyün meydanında bu bisikleti sürüyor. Kısacası sanata, bizim ailemizde genetik olarak bir yatkınlık var. Ben şimdilerde estetik çalışmalarımı yaparken bile, ağaç oymacılığında kullandığım aletleri kullanmaya devam ediyorum. Bazı aletlerin gerçekten sadece isimleri değişik, fonksiyonları ve kullanım amaçları aynı. İyi ki, branş olarak plastik cerrahi seçmişim. Bu mesleği yapmaktan çok muyluyum. Mesleğim, genetik yetenek gerektiriyor, beceri gerektiriyor, sevgi ve sempati gerektiriyor. Tüm bunları başardığımı düşünüyorum. İyi ki bunlar benim hayatımda yaşanmış ve ben bu yola iyi ki girmişim” şeklinde konuştu.