Hazırladığı lezzetli yemeklerin tadına bakarak 125 kiloya ulaşan Mehmet Ak (58), ayakkabını bağlamakta zorlanınca tanıştığı çiğ beslenme teknikleriyle 9 ayda 55 kilo verdi.

Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Mahallesi’nde yaşayan Şef Mehmet Ak, hazırladığı lezzeti yemekleri tadarak 125 kiloya ulaşınca, zayıflamak için tanıştığı çiğ beslenme tekniğiyle hayatı değişti. Restoran işletmeciliği yaptığı Amerika’da tanıştığı çiğ beslenme tekniğiyle 9 ayda 125 kilodan 70 kiloya kadar düşen Ak, öğrendiği tekniğini artık mesleği ve yaşam biçimi haline getirdi. Doğup büyüdüğü yer olan Kartepe Arslanbey’de 100 dönümlük alan üzerine doğal beslenme alanı kuran Ak, çiğ beslenme tekniği hakkında eğitimler veriyor.

3 bin yemek tarifini pişirmeden yapıyor

Yaklaşık 3 bin yemek tarifini pişirmeden hazırlayan şef Mehmet Ak’ın mutfağında ise ocak bulunmuyor. Tamamen vegan tariflerle yemek hazırlayan ve tüketen Ak, her çeşit etin tadını kuruyemiş, sebze tohumu, sebze ve meyvelerle ederek sağlıklı beslendiğini söyledi.

“125 kilo olunca ayakkabılarımı bağlayacak bile enerjim kalmamıştı”

8 yaşından beri mutfaklarda olduğunu söyleyen şef Mehmet Ak, güzel yemek pişirmeyi ve yemeyi sevdiği için 125 kiloya ulaştığını ifade etti. Kiloları yüzünden hareket edemez hale gelince doktora gittiğini anlatan Ak, “Çiğ beslenmeyle 2004 yılında tanıştım. O yıllarda oldukça kiloluydum. Bir şef olarak normal diyebilirsiniz. Çünkü bir şef, yemek yemeyi zaten çok sever. Bu yemeklerden dolayı fazla kilolar geldi. 125 kilo olduğum yıllarda kolesterolüm de çok yüksekti, bir sürü sağlık sorunları vardı. Enerji olarak hiç enerjim yoktu, ayakkabılarımı bile eğilip bağlayamıyordum, merdiven çıkamıyordum. Hemen bir doktora gittim. Bana ‘Acil 30 kilo vermen lazım’ dedi. Ben de nasıl kilo vereceğim derken, çiğ beslenme ile tanıştım. Çiğ beslenme ile tanışınca zaten hayatım değişmeye başladı” dedi.

“9 ayda 55 kilo verince hayatım ve mutfağım değişti”

Davet edildiği bir detoks programında çiğ beslenme ile tanıştığını dile getiren şef Mehmet Ak, “Orda anlatılan 1 ay boyunca tamamen yaşayan canlı gıdalarda beslenecektim. Bol bol su içecektim, çay ve kahve yoktu. Alkollü gıdaların hiç birisi yoktu. Oradaki harika protokolü uyguladım ilk bir ayda 9 kilo verdim çiğ beslenerek. Böylece çiğ beslenmeyle tanıştım ve ‘bunu daha fazla yapmak istiyorum’ dedim ve daha çok içine girmeye başladım. Bu şekilde de hayatım ve mutfağım değişmeye başladı. Çiğ beslenme benim için çok güzel bir araç oldu. Ve o araçla yavaş yavaş 9 ayda 55 kilo verdim. Ve kiloları verdikten sonra mekan açma fikri ortaya çıktı. Hem bu işin finansal boyutta bir kazancı olmaya başladı hem yaşamımı sürdürmem kolay oldu, kilolar gitti ve diğer insanlarla da bunu paylaşmaya başladım” şeklinde konuştu.

100 dönümlük organik çiftlikte tamamen organik yemekler hazırlıyor

Çiğ beslenmeyi Kocaeli’ye 100 dönümlük bir alana taşıdığını dile getiren Ak, “2010 yılında Türkiye’ye gelmeye karar verdim. Burada 100 dönüm kadar organik bir çiftliğimiz var. Bu çiftliğin içerisinde 350 metrekare bir alanda mutfağımız var. Ben de burada yaşıyorum ve etrafta güzel sebze ile meyvelerimiz, bahçelerimiz, fındıklığımız, cevizliğimiz var. Hem onlardan yararlanıyoruz hem de bu eğitimi Türkiye’de tüm insanlarla eğitimler yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Kuruyemişlerle sebzelerle, etten aldığımız tadı alıyoruz”

Mutfağında kullandığı malzemelerin tamamen vegan olduğunun altını çizen şef Mehmet Ak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dünya mutfaklarında ne varsa bildiğiniz standart beslenmede et olsun, balık olsun. Bütün etleri mimikleyebiliriz. Lezzetini de verebiliriz, rengini ve kokusunu da verebiliriz ayarlayabiliriz. Kullandığımız ürünler, kuruyemişlerle et ve et mamullerini mimikleyebiliyoruz. Sebzeler var onlarla çok güzel burgerler kebaplar yapabiliyoruz. Yine taze ve kurutulmuş meyvelerin şekerlerinden yararlanıyoruz. Mesela şeker olarak hurmayı kullanıyoruz. Hindistan cevizi yağı, kaliteli zeytinyağı, Himalaya kristalleri kullanıyoruz. Fıstık kesinlikle kullanmıyoruz, içinde aflatoksin barındırdığı için. Buğday ve yan ürünlerini, mısır ve yan ürünleri, patates hiç kullanmıyoruz. Mercimeği çimlendiriyoruz, aklınıza gelebilecek her türlü tohumu çimlendirip salatalarımıza koyuyoruz. Böylece onlardan bitkisel proteinler alıyoruz.”

“Kıymasız, pirinçsiz anne dolması yapıyoruz”

“Süt ve süt mamulleri yok, yumurta yok, peynir yok, et zaten kesinlikle yok. Ama biz et yemiyormuşuz gibi hissetmiyoruz. Biz mesela ete benzer şeyleri yapıyoruz. Bazen biber dolması yapıyoruz, içinde pirinç yok, kıyma yok ama gerçek gerçekten annenizin yaptığı biber dolmayı yiyormuşsunuz gibi biber dolmayı masanıza koyabiliyoruz. Aynı lezzet diyebilirim ama daha sağlıklı alternatif şeyler var dolmanın içerisinde.”