Köyünde yapılan TV çekimleri sırasında ilk kez drone ile karşılaştığında sorduğu "Bunun biraz daha büyüğünü yapıp beni Hicaz’a götürebilir misin?" diyen Ganalı Abdullah’ın hayali gerçek oldu. Ganalı Al Hassan Abdullah, hac vazifesini yerine getirmek üzere Atatürk Havalimanından Medine’ye hareket etti.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada çığ gibi büyüyen ve birçok devlet adamı ile iş adamının kendisini hacca göndermek için girişimde bulunduğu Ganalı Al Hassan Abdullah’ı kutsal topraklara göndermek Erzurum’da görev yapan bir polis memuruna nasip oldu. Abdullah, İstanbul Atatürk Havalimanında Medine’ye hareketi öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Ganalı Abdullah, hacca gitme hayali olduğunu belirterek "Allah’a, Türk halkına ve bunu mümkün kılan herkese çok teşekkür ederim. Kendimden önce bunu mümkün kılan Samet kardeşime dua edeceğim. Bunu mümkün kılan Türkiye ve Türk insanına dua edeceğim. Buradaki misafirperverliğiniz çok kıymetliydi. Kendimi burada çok rahat ve mutlu hissettim" dedi.

Abdullah, "Çok uzun yıllardır hacca gitmeyi hayal ediyorum. Kendi köyümde Müslümanlığımı rahat yaşayamadığım için İslamiyet dinini rahat yaşamak için köyümden kaçtığımdan beri hacca gitmek hep hayalimdi. Ortak dilimiz yok ama davranışlar ile değil birbirimize gösterdiğimiz sevgi ile birbirimizle muhabbet kurduk. Hem Samet için hem Türk insanı için çok dua edeceğim" ifadelerini kaydetti.

"Rüyamda gördüm"

Anadolu’da görev yapan ve ismini vermek istemeyen polis memuru Samet Ş. de, bu yaşananları rüyasında gördüğünü belirterek, "Eşim vasıtasıyla öğrendim bu konuyu. Daha sonra fotoğrafı görür görmez sosyal medyada Gana Büyükelçiliğine internet yolu ile mesaj attım. Onlar da 15 gün sonra Abdullah amcayı buldular ve bana bulduklarını ilettiler. Abdullah amcayı bulduklarını söyledikten sonra ben de eşime Abdullah amcayı hacca göndermek istediğimi ve böyle bir şeye vesile olduğumu söyledim. Onlar da bu duruma çok sevindiler" dedi.

Polis memuru, bu durumu rüyasında gördüğünü Bakana söylediğini belirterek, "Dışişleri Bakanlığımız vasıtasıyla Abdullah amcanın kimliği ve pasaportu çıkartıldı. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu durumdan haberdar olmuş ve kendi imkanıyla göndermek istemiş ancak ben Sayın bakanımıza bunun benim bir hayalim olduğunu rüyamda defalarca gördüğümü bahsettim. Sayın bakanımız da anlayışla karşıladılar. Bana mani olmadılar. Allah’a şükürler olsun ki 6 aydır bu zamana geldik. Bazen uykusuz kaldım ama şükürler olsun ki bugün onu kutsal topraklara yolcu ediyorum" diye konuştu.

Kendisinin ve ailesinin henüz hacca gitmediğini bunun için para biriktirdiklerini belirten polis memuru Samet, "Kendim henüz daha gitmedim, birikmiş bir paramız vardı. Fotoğrafı görmeden 1 hafta önce eşime demiştim ki hac için o kadar paramız yok, şubat gibi umreye gidelim. Daha sonra bu amcayı görünce böyle bir şey var. Müslüman sonuçta. Biz sonuçta gidemeyeceğiz, o gitsin dedik. Allah bize ömür versin daha sonra gideriz inşallah dedik. Para önemli değil dedik, bir Müslüman kardeşimiz sevinsin dedik. Dolayısıyla tüm birikmişimizi ona verdik. Gitmeye niyetimiz vardı ancak Abdullah amcaya nasip oldu. Bu konuda hassasiyet göstererek bana anlayışlı davranan Dışişleri Bakanımıza çok teşekkür ediyorum" dedi.