Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Türk-Gürcü ilişkilerinin çok sağlam bir zemine oturduğunu belirterek iki ülke arasındaki ilişkilerin bin 500 yıl öncesine dayandığını kaydetti.

2 gün sürecek olan ’Uluslararası Türk Gürcü ilişkileri Sempozyumu’ Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde bugün başladı. KTÜ Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Okur, Türk-Gürcü ilişkilerinin 15. Yüzyıl’a kadar zaman zaman şiddetli mücadeleler zaman zaman da dostluk ve işbirliği şeklinde cereyan ettiğini belirtti. Okur “Türk-Gürcü ilişkileri üzerine ya da iki ülkeyi ilgilendiren dönemsel ve bölgesel olaylara dair bir takım çalışmalar kaleme alınsa da genel anlamda Türk akademi dünyasının özellikle Gürcü kaynaklarının kullanımı hususunda bir hayli yol kat etmesi gerektiği açıktır. Zira Gürcistan’daki Türkoloji uzmanlarına karşılık Türkiye’de akademik anlamda uzmanlaşmış Kartvelolog bulunmaması önemli bir eksiklik olarak kabul edilmelidir. Ancak bu konuda şu anda Gürcistan’da eğitim - öğrenim gören ve uzmanlaşmaya başlayan gençleri görmenin memnuniyet ve ümit verici olduğunu da ifade etmek isterim. Zira Türk-Gürcü ilişkilerinin gerek eski gerekse modern dönemi ile ilgili olarak çok değerli kaynakların karşılıklı olarak paylaşılması dostluğu pekiştirilmesinde, sorunların aşılmasında büyük önem arz etmektedir. Yakın dönem üzerine çalışan bir araştırmacı olarak kaleme aldığımız Kafkasya ve Gürcistan coğrafyasına dair yazılarda bizzat gözlemlediğim üzere Genelkurmay Arşivi, Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi ve Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Arşivi’nde Gürcüler ve Gürcistan’a dair çok sayıda doküman bulunduğu gibi Gürcistan El Yazmaları Merkezi ve Gürcistan Milli Kütüphanesi’nde de Türk tarihine dair kıymetli eserler, özellikle Çarlık Rusya’nın son yıllarda Kafkasya’da cereyan eden ve Türkiye’yi de yakından ilgilendiren olaylara dair çok sayıda, gazete, kitap ve dergi bulunmaktadır” dedi.

KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz ise yaptığı konuşmada "Barış denizi olarak nitelendirdiğimiz Karadeniz’in etrafındaki 6 ülke içerisinde bulunan Türkiye ve Gürcistan’ın mevcut olan dostluğunu bu tür bilimsel etkinliklerle daha ileri noktalara taşınacağı temennilerimiz arasındadır. Gürcistan’ın bağımsızlığını ilan edilişinin hemen akabinde 30 Temmuz 1992 tarihinde Türk hükümeti ile Gürcistan hükümeti arasında bilim, teknik, sanat ve spor alanlarında bir işbirliği antlaşması imzalanmıştı. Bu bilimsel etkinliğin bu çerçevede düzenleniyor olması imzalanmış olan antlaşmanın gereğini yapma noktasında Karadeniz Teknik Üniversitesi adına bir misyonu yerine getirmiş olmamızdan dolayı da bizlere ayrıca gurur vermektedir” diye konuştu.

Daha sonra söz alan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan da Türk-Gürcü ilişkilerinin çok sağlam zeminde oturduğunu kaydetti. Turan “Şu andaki görünümüyle Türk-Gürcü ilişkilerinin çok parlak bir manzara ifade ettiğini söylemeliyim. Türk-Gürcü ilişkilerindeki beraberlik ve dostluk çok sağlam bir zemine oturmaktadır. Bu sağlam zeminin dört temel unsuru var. Birisi tarih, biri coğrafya, birisi ekonomik beraberlikler, birisi de ortak gelecek. Bunlardan en önemlisi tarih. Çünkü tarihi parayla, imkanla, güçle, kuvvetle satın alamazsınız, ele geçiremezsiniz. Tarih sadece ve sadece yaşanılarak elde edilen bir zenginliktir, elde edilen bir temel unsurdur. Türk-Gürcü ilişkilerinde de bu tarihi zeminin öncelikle varlığını idrak etmede çok önemli bir gerçek vardır. Türk- Gürcü ilişkileri bin 500 yıl geçmişe kadar uzanmaktadır. Türk-Gürcü ilişkilerinin devamında sağlıklı şekilde gidişatında tarih bilimi bize bir çığır açıyor, yol gösteriyor. İki milletin bilim insanları olarak bu yolda bilinçle yürüyoruz. Gelecekte çok daha güzel parlak zamanları murad ediyoruz. Dolayısıyla bu toplantıların devamını diliyorum” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Öksüz katılımcılara çeşitli hediyeler takdim ederken, sempozyumu az sayıda izleyicinin takip etmesi dikkat çekti.