Antalya’da mahkemeye sevk edilen 7 polis tutuklandı. Polislerin avukatı, müvekkillerinin hiçbir somut delile dayanmadan tutuklandığını söyledi. Avukat, Osman Yengil, polislerin tutuklanma kararının mahkeme başlamadan hazırlandığını, hakimin savunmaların ardından bir dakika bile ara vermeden tutuklama kararı verdiğini belirterek, karar için ‘hukuk kazası’ dedi.

Antalya’da savcılık sorgularının ardından nöbetçi 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen istihbaratçı 7 polisin tümü tutuklandı. Tutuklanan polisler, adliyenin kapalı otoparkın yanaşan bir minibüse bindirilerek, gazeteclerin görüntülerini alması engellendi. Sabahtan beri adliye önünde bekleyen aileler, eşlerini cezaevine götürecek aracın adliye binasından çıkışı sırasında ‘Hırsızlar dışarıda, polisler içeride’ diye bağırdı, alkışlarıyla yakılarına destek olmaya çalıştı.

Adliye bahçesinde gazetecilere açıklama yapan avukat Osman Yengil, müvekillerinin somut bir belgeye dayanmadan tutuklandığını kaydetti. 29 Eylül’de gözaltına alınıp bugün mahkemeye çıkarılan müvekkillerinin örgüt suçlamasıyla mahkemeye sevk edildiklerini öğrendiğini ifade eden Yengil, “Dosyada hakimden istediğimiz somut delil, belge nedir dememize rağmen ve bunu duruşmada bulunan bütün meslektaşlarımız ısrarla talep etmesine rağmen, ne bir belge, ne bir delil, hiçbir şey gösterilememiştir. Netice olarak 2,5 saat duruşma sürdükten, bütün arkadaşlar savunmaların yaptıktan sonra aşağıdan bir anda karar çıktı, tutuklanmalarıyla alakalı. Saat 17.30 gibi sulh ceza hakimliğindeki yargılama başladı ve savunmalar yapıldıktan sonra mahkeme bir dakika dahi olsun ara vermeden, duruşmaya başlamadan önce hazırlanmış olan matbu tutuklama kararı ekrana getirildi ve karar verildi.” diye konuştu.

"HAKİM DOSYAYI OKUMAYA MAHKEMEYE SEVK EDİLMEDEN ÖNCE BAŞLAMIŞ"

Avukat Osman Yengil, duruma sırasında yaşananlarla ilgili şunları anlattı: “Duruşma içinde hakim bey ‘Bu vereceğim karadan ben çok eminim, çünkü sabahtan beri bu dosyayı okuyorum, inceliyorum. Bu dosyaya vakıf oldum’ demiştir. Halbuki ceza usul yargılamasında sulh ceza mahkemesine savcılık kendi tahkikatını tamamlayıp sevk etmeden hakimin kendisine dosyanın gelip gelmeyeceğini bilmesi mümkün değil. Böyle bir dosyanın kendisine geleceğini bilmeden neden gerek duyarda sabahtan bir inceleme yapılır? Bunlar tabi izaha ihtiyaç konular.”

"HAKİMİN KARAR VERMESİ 1 DAKİKA SÜRMEDİ"

Müvekkilleri hakkında, yasaya uygun olarak yaptıkları faaliyetler dışında ortaya somut bir delil konulamadığını anlatan Yeğin, buna rağmen tutuklama kararı çıkmasını ‘hukuk kazası’ olarak değerlendirdi. Hakimin karar vermesinin bir dakika bile sürmediğini paylaşan Yeğin, “Hakim beye ‘Bu kadar hızlı karar verecekseniz, kararı hazırlamışsanız duruşma öncesinde, bari savunma yapmasaydık, yorulmasaydık’ dedim. ‘Kırıcı oluyorsunuz avukat bey’ dedi. Yapılmış faaliyetlerin tamamı mahkeme kararlarıyla gerçekleştirilmiş yasal işlemler. İsnat edilen suçlamalarla ilgiliyse üç gündür emniyette ve adliyede önümüze bir delil konulmuş değil. Konulduğu söylenen deliller normal mahkeme dosyalarını içine girmiş, hakim kararlarına dönüşmüş olan evraklar. Hakim kararına dönüşmüş evrakta mahkeme kararını uygulayan bir kamu görevlisinin mahkeme kararını uygulamasından ötürü sorumlu tutulması hukuki garabet.” diye konuştu.

Avukat Osman Yeğin, tutuklama kararıyla ilgili yarın 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunacaklarını da sözlerine ekledi.

"TÜRK POLİS TEŞKİLATI ÖRGÜTÜNE MENSUBUZ"

Tutuklanan emniyetçilerden 3. Sınıf Emniyet Müdürü B.E.'nin eşi Şengül E., eşlerinin bir örgüte mensup olmakla suçlandıklarını anlatarak, “Evet bir örgütü mensubuz. Türk Polis Teşkilatı örgütüne mensubuz.” ifadelerinde bulundu. Eşlerinin suç işlemediğine inandıklarını, bu nedenle onların arkasında olduğunu ifade eden Şengül E. , “Biz başımız dik arkalarında durabiliyoruz. Peki onlar kendi çocuklarının arkasında bu kadar dik durabildiler mi? Duramadılar. O hırsızların hepsi başı eğik bir şekilde girip, çıktılar. Ne babaları, ne anaları, ne bacıları hiç birisi arkalarında duramadı. Ama biz kendimizden, Allah’ımızdan, Allah’ın birliğinden emin olduğumuz kadar onların suçsuzluğundan eminiz.” şeklinde konuştu.

"SAVCIYA: BOMBALARI YAKALAMASAYDI ANTALYA’DA AVM KALMAYACAKTI"

Bu yüzden eşlerinin arkasında dimdik durabildiklerini ifade eden Şengül E., şöyle devam etti: “Diğerleri gibi arkalarına saklanmıyoruz. Çünkü utanıyor onlar. Utandıkları için arkalarında durmuyorlar. Ama bizler asla utanmıyoruz. Dimdik ayaktayız. Allah’ın izniyle buradan da hiçbir şey olmadan çıkacaklar, buna eminiz. Bizim polislerimiz terörist, hırsız avcısı. Eşim savcıya, ‘Ben o bombaları yakalamasaydım burada bir tane alışveriş merkezi kalmayacaktı’ demiş. Buna savcı cevap verememiş. O yüzden Allah büyük. Allah’ın adaletine inanıyoruz.”

Tutuklanarak cezaevine gönderilen polisler şunlar: 3. Sınıf Emniyet Müdürü B. E., 4. Sınıf Emniyet Müdürü G.T, komiserler İ.Y, A.D., R.Ç. ve Ş.O.