Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Batman'da Beyaz Şato'da düzenlenen toplantıda konuştu.

    Selahattin Demirtaş, toplantıya katılan halk temsilcilerine, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, sendika temsilcileri ve kanaat önderlerine 'Yeni Yaşam Çağrısı'nı anlattı. Konuşmasının başında Filistin ve Rojava'da yaşanan saldırılara değindi. Demirtaş, "Dünyanın neresinde yaşanırsa yaşanın mazlumdan, ezilenden yana tavır almak insani değer taşıyan herkesin boynunun borcudur. Ayrımsız, aralarına fark koymadan btün ezilenlerden yana tavır almak onurlu devletlerin haysiyetli toplumların görevidir. Zalim İsrail devletinin mazlum Filistin halkının meşru direnişi karşısında duracağız bir an önce durması da hem İsrail'in hem Ortadoğu toplumlarının yararına alacaktır. İnşallah en kısa zamanda yapılan ateş kes çağrıları karşılık bulacak İsrail Filistin görüşmelerinde şu anki katliam öncesine katliam öncesine dönülmüş olacak. Buradan bir kez daha mazlum Filistin halkının yanında olduğumuzu dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. İki buçuk yıldır direnen Rojava halkı ve son bir buçuk aydır IŞİD karşısında direnen Kobani halkı da bu dayanışma duygumuzun en güçlüsünü hak ediyor. Zalimler kendi aralarında zalimlik yaparken ayrımcılık yapmıyorlarsa mazlumlar da direnirken ayrımcılık yapmamalıdırlar." dedi.

    Demirtaş, "Bir buçuk aydır Kobani kuşatma altında bir buçuk aydır Kobani'ye saldırı yapılıyor. Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı Dışişleri bakanı Kobani ile IŞİD ile ilgili tek bir laf etmiş değil. Elbetteki Filistin mazlum Filistin halkı ile dayanışma içinde olacağız Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı'nın Filistini gündemine alması normaldir. anormal olan yanı başındaki barbarlığa Rojava'ya Kobane'ye sessiz kalmasıdır. İki üç gündür Türkiye'de IŞİD'i protesto edenlere karşı amansız bir müdahalesi var. Türkiye'de IŞİD'i protesto etmek yasaktır. Rojava ile dayanışma göstermek yasaktır. Neredeyse 2 bine yakın gaz fişeği atılmış. Araçlar güvenlik güçleri tarafından pert ediliyor. Gazza'ye ağlarken Roboski'ye Kerkük'e Musul'a ağlamazsanız herkesin sizi sorgulama hakkı doğar." diye konuştu.

    Ceylanpınar'da önceki gün yaşanan ve iki askerin ölümü ile sonuçlanan olayı da değerlendiren Demirtaş, "Öncelikle askerlere Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Konu henüz tam olarak aydınlatılmamasına rağmen Genekurmay Başkanı'nın alel acele açıklama yapıp PYD ile yaşanan çatışmada bunların öldüğünü belirtmesi ilginçtir. PYD yaptığı açıklamada yaşanan olayla hiç bir ilgilerinin olmadığını ifade ediyor. Bu konu da alel acele açıklama yapma yerine detaylı bir araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra açıklamasında fayda görüyoruz." ifadelerini kullandı.

    CANLI YAYINDA TARTIŞMAYA DAVET ETTİ

    Demirtaş, Recep Tayyip Erdoğan'a aynı TV programında tartışma teklifinde bulundu. Demirtaş şunları söyledi: "Tek bir şey istiyorum senden. Canlı yayında başbaşa, halkın huzurunda tartışalım. Huzurunuzda söz veriyorum tek bir program, iki saat canlı yayına çıkalım gazeteciler soru sorsun. Ondan sonra televizyonlar beni tek bir defa yayınlamasın. Ondan sonra devletin imkanları sana kurban olsun. Kendinden yana olmayanları ezerek 12 yıl geçirdiler. İşte bu çarpık siyasi anlayışa son vermek için yeni bir yaşam öneriyoruz. Bizim anlayışımızda ezilen kim varsa hakkını savunmak var. Cumhurbaşkanı seçildiği taktirde ilk işimiz yeni bir sivil demokrasi yapmak olacaktır. Ve ilk kısıtlayacağımız yetki cumhurbaşkanlığı yetkileri olacaktır. Türkiye’de öyle bir yetkisi var ki cumhurbaşkanının istediği zaman parlamentoyu feshedebilir. Seçilmiş bir parlamentoyu bir tek kişi feshedebiliyor. Bu Ortaçağ dönemini hatırlatıyor. Kraliyet dönemini, monarşi dönemini hatırlatıyor. Bizim şimdiki anayasamız gibi. Kim getirdi bunu Kenan Evren getirdi. Kenan Evren şimdi darbe yapmış olmaktan sabıkalı eski bir general. Onun yaptığı anayasaya dayanarak, ‘Ben bu yetkiyi kullanacağım’ demek darbenin nimetlerinden faydalanmaktır. YÖK, MGK gibi kurumların hepsi darbenin kurumlarıdır. Cumhurbaşkanı bunların hepsinin başkanıdır. Bütün bunlar demokrasiye aykırıdır. Ben cumhurbaşkanı olursam bunların hiçbirini kullanmayacağım. Bu yetkilerin hepsini yerele devredeceğim."