Yolsuzluk, darbe girişimleri ve KCK soruşturmalarında görev alan emniyet personelinin sahur vakti gözaltına alınmasına yönelik başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınanlardan biri de Van'da El-Kaide operasyonunu gerçekleştiren ve ardından görev yeri değişen Van Terörle Mücadele Şubesi eski Müdürü Serdar Bayraktutan. Bir dönem İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcılığı da yapan Bayraktutan, terör soruşturmalarındaki uzmanlığı ve akademik birikimiyle biliniyor. Terör operasyonlarını yöneten Bayraktutan'ın 'Anne Ben Geldim' adlı bir kitabı da bulunuyor. Kitapta Bayraktutan'ın terör şubesinde gözaltına alınanlarla ilgili yaşadığı anılar anlatılıyor.

Bayraktutan, aslında İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nin değişiminin mimarlarından. Uyguladığı insancıl yöntemlerle Bayraktutan, birçok teröristin topluma kazandırılmasına vesile olmuş biri. Teröristlere şubede yemeğini dahi paylaşan Bayraktutan, sorguladığı birçok teröristten daha sonra mektuplar ve hediyeler aldı.

"GÖZALTINA ALINAN İNSANLARI KAZANMA DUYGUSU VAR"

TRT Haber'de 27 Nisan 2012 tarihindeki yayına konuk olan Bayraktutan, burada dikkat çekici açıklamalarda bulunuyor. Gözaltına alınan insanları kazanma bilinciyle hareket ettiklerini belirten Bayraktutan, "Birlik ve beraberliğimizi dinamitlemeye çalışanlara inat, biz her kapıyı açan anahtar sevgidir diyoruz. Gözaltına alınan insanların yüzde 80'den fazlısını kazanıp ailelerine ulaşmasını sağlıyoruz." diyor.

Bu sürecin uzun bir süreç, anlatması ve yaşanması da zor bir süreç olduğunu dile getiren Bayraktutan, "Gözaltına alınan, tutuklanan örgüt mensupları, cezaevlerine gittiklerinde kendileriyle mülakat yapan görevlilere, kendi elleriyle yaptıkları hediyeler gönderiyorlar. Duygu yüklü teşekkür içeren mektuplar gönderiyorlar." ifadelerini kullanıyor.

Terörle Mücadele Şubesi'ndeki değişimin altında gözaltına alınan insanları kazanma duygusu olduğuna dikkat çeken Bayraktutan, şöyle devam ediyor: "Başka bir şey yok. 'Bunu nasıl yapabiliriz' diye arama var. Operasyonlar oluyor, insanlar yakalanıyor, malzemeler ele geçiriliyor, tutuklamalar oluyor. Fakat aynı kişilerin tekrar tekrar eylemlere katıldığını görüyoruz. Demek ki bir yerde yanlış yapıyoruz. Bu çözüm değil; çözüm yakalanan kişinin bir daha bu işi işlemeyecek seviyesine getirilmesinde. Yani şiddet ve teröre mesafe koymasında. 'Bunu nasıl yaparız'ın sorgulaması bizi bu noktaya getirdi."

"YEMEĞİNİ BENİMLE PAYLAŞINCA KENDİMDEN NEFRET ETTİM"

Bir kadın terörist ise gözaltına alındıktan sonra Bayraktutan'ın kendisine yönelik tutumunu gözyaşları içinde şöyle anlatıyor: "Gerçekten burada insan olduğumu hissettim. Orada hayvan bile değilim, daha aşağılığım. Ama terörle mücadele kısmına geldiğimde, hakikaten insan olduğumu farkettim, gerçekten yaşadığımı. Terörle ilgili bir suç ama hiçbir zaman terörist muamelesi yapmadılar. Özellikle sizin yaklaşımınız beni çok etkiledi. Benimle yemeğinizi paylaştınız. Bu benim için çok büyük bir şey. Sizinle o yemeği yedikten sonra kendimden nefret ettim çünkü size doğruları söylemedim. Hatta sizden özür dileyecektim. Suçlu gibi değil, sanki evine gelmiş, misafir gibi davranıldı, herkes öyle davrandı."