Kurban Bayramı'nda kırmızı et tüketimi, diğer günlere göre daha fazla artış gösteriyor. Sindirimi zor besinler içerisinde yer alan et, yanında fazla miktarda karbonhidratla yenildiğinde, kolesterol ve kan şekeri düzeyinde ani yükselişlere sebep olabiliyor. Uzmanlar, kırmızı et tüketirken özellikle yüksek risk grubu içerisinde olanlar ve 40 yaş üzerindeki bireylerin dikkatli olmasını önerdi.

Memorial Hizmet Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Bedia Sander, Kurban Bayramı’nda sağlıklı beslenmek için açıklamalarda bulundu. Taze ve yağlı et sağlığı bozabilir diyen Sander, "Sağlıklı bir yaşam sürmenin temel unsurlarından biri dengeli beslenmedir. Dengeli beslenmenin ilk basamağı olan protein ve güçlü bir protein kaynağı olan et ise özellikle çocuklar, gençler ve doğurganlık çağındaki kadınlar için son derece önemlidir. Kırmızı etin kalori değeri, yağ miktarı, et kaynağının doğal ortamda beslenip beslenmediği, nasıl pişirildiği ve tazeliği altı çizilmesi gereken önemli noktalardır. Taze ve yağ oranı fazla olan etler, sağlığa daha çok zarar vermektedir." dedi.

Fazla et tüketiminin kalp ve tansiyon hastaları için riskli olabileceğini söyleyen Dr. Bedia Sander, "Kolesterol açısından zengin ve kalorisi yüksek olan kırmızı etin aşırı tüketilmesi kalp ve tansiyon hastaları için risklidir. Özellikle koroner kalp hastası, 40 yaşın üzerinde, az hareket eden, kilolu, kolesterolü ve tansiyonu yüksek olan hastaların kırmızı et tüketimine dikkat etmeleri gerekmektedir. Kırmızı et tüketimi ile birlikte sakatat tüketimi de ürik asit yüksekliğine neden olduğu için gut ve böbrek hastalığına yol açmaktadır." diye konuştu.

Mangalda pişen etin kanserojen üretebileceğini ifade eden Dr. Sander şunları ifade etti: Kırmızı et tüketirken yağsız ve fazla tuz eklemeden pişirilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Eti pişirirken ateşe yakın tutmamalı ve yanması önlenmeli, tercihen fırında ya da sebze ile birlikte pişirilmelidir. Etin mangal yöntemi ile ateşe yakın pişirilmesi kanserojen maddelerin oluşmasına neden olmakta ve bu durumun kalın bağırsak kanserine sebep olabileceği bilinmektedir. Tüm bayram süresinde protein ihtiyacımız göz önüne alındığında günlük 200 mg geçmeyecek şekilde protein alınmalıdır. Bu genel vücut ihtiyacının üzerinde olsa da kurban bayramı için nisbeten güvenli bir sınırdır. Ayrıca etin tüketim miktarının kişinin yaşına, boyuna, kilosuna ve kronik bir hastalığı olup olmadığına göre değiştiği unutulmamalıdır.

Tatlılara da dikkat diyen Dr. Bedia Sander, "Bayram sofralarının vazgeçilmezi tatlılar konusunda da seçici olmak gerekmektedir. Sadece kolesterol ya da diyabet hastaları değil, sağlıklı insanlar da tatlı tüketiminde dikkatli olmalıdır. Kan şekerini dengede tutmak için o öğünde ki yemek miktarını azaltıp tatlıyı ara öğün şeklinde tüketmek daha doğru bir yaklaşımdır. Sofralarda şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar ya da meyve tatlıları tercih edilmelidir." şeklinde konuştu.

Gün içerisinde taze sebze ve meyve tüketiminin önemli olduğunu vurgulaya Dr. Sander, "Bayramlarda zamansız tüketilen şeker ya da tatlılar, beslenme saatlerinin değişmesine neden olmaktadır. Gereğinden fazla et ya da tatlı yenildiyse günün geri kalanı meyve, salata ve sebze gibi besin değeri yüksek ancak kalorisi düşük besin gruplarından tercih edilmelidir. Taze meyve ve sebzeler, tok tutma özelliğine sahip olduğu için kurtarıcı olduğu unutulmamalıdır." dedi.

Her gün yenen kırmızı etin, hayati riskler doğurabilecek hastalıklara neden olabilir diyen Dr. Bedia Sander, "Harvard Üniversitesi’nin araştırmasına göre her gün kırmızı et yemek, ölümcül hastalıklara yakalanma riskini artırmaktadır. 30 yıldan fazla süren araştırma, kırmızı et tüketiminin kanser ve kalp krizini tetiklediğini ortaya koymaktadır. Her gün salam, sosis ve jambon gibi işlenmiş et tüketenlerde erken ölüm riskinin yüzde 20, işlenmemiş et tüketenlerde ise yüzde 13 olduğu gözlenmiştir. Günlük tüketilen et miktarını 40 grama düşürmenin; erkeklerde 10, kadınlarda ise 13 erken ölümden birini engelleyebileceği ifade edilmiştir." ifadelerini kullandı.