Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, su sıkıntısı ve kuraklık konusunda verilen soru önergelerine verdiği cevapta, suyu fazla tüketen bitki ekiminin artması, bilinçsiz su tüketimi dolayısıyla Konya Havzası'nda yaşanılan kuraklığın tehlikeli boyutlara ulaştığını açıkladı. Ziraatçiler Eroğlu'nun açıklamaları üzerine üretimi tehdit eden kuraklığa karşı başka havzalardan su takviyesi yapılmasını ve sulamaya ihtiyaç duymayan buğday üretiminin cazip hale getirilmesini istedi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Konya havzasının uluslararası kuraklık kriterlerinden biri olan 'hidrolojik kuraklığa' resmen girdiğini açıkladı. Söz konusu açıklamayı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bakanlığa yöneltilen soru önergelerine verilen cevapta yapan bakanlık, bu aşamada sadece meyve bahçelerine su verilmesi, rotasyonla sulama, ikinci ürün ekilmemesi, az su tüketen bitkilerin ekilmesi gibi önlemlerin uygulamaya konulduğunu bildirdi. Bakan Eroğlu'nun cevabıyla resmiyet kazanan kuraklık, Konya Ticaret Borsası ile KOP İdaresi Başkanlığı'nın yıllardır uyarısını yaptığı bir tehlikeydi. Her iki kurumun yöneticileri de yıllarca; su kaynakları sınırlı, yağış miktarı düşük Konya Ovası'nda suya daha çok ihtiyaç duyan şeker pancarı, ayçiçeği ve yem bitkileri gibi ürünlerin ekiminin yaygınlaştığını belirtti ve bunun ovanın su kaynaklarını kuruttuğu uyarısını yaptı. Her yıl daha çok sayıda çiftçi, daha çok alanda, sadece daha çok para ettiği için buğday üretmekten vazgeçip şeker pancarı, ay çiçeği, yem bitkisi üretmeye yöneldi. Sonuçta, susuz Konya Ovası'nda suya daha az ihtiyaç duyan buğday üretimi azaldı, suya daha çok ihtiyaç duyan ürünlerin üretimi arttı. Zaten az olan su kaynakları da zaman içinde kurumaya yüz tuttu. Gelinen noktada Konya Ovası'nda hidrolojik kuraklık' ilan edildi.

Bakanlığı 'hidrolojik kuraklık ilan edildi' duyurusu üzerine görüşlerini açıklayan tarımcılar, mevcut su kaynaklarının azamı tasarrufla kullanılması, başka bölgelerden su takviyesi gibi tedbirlerin hızla alınması gerektiğini kaydetti. Selçuklu Ziraat Odası Başkanı Faruk Çöklü, 2013 yılının yaz, sonbahar ve kış döneminde bölgede yeterli seviyede yağış gerçekleşmediğini hatırlattı ve "Özellikle kar yağışı gerçekleşmediği zaman yer altı su kaynaklarında ciddi sıkıntılar meydana geliyor. Üretici sulu arazilerde yağış açığını kapatmak için özellikle yer altı su kaynaklarına çok yüklendi. DSİ'den aldığımız bilgilere göre malesef su kaynaklarımız ihtiyacımızı karşılayacak düzeyde değil. Çiftçi mağdur olmamak için ilan edilen tasarruf tedbirlerine titizlikle uymalı." dedi.

Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, Konya Ovası'nda sulu tarım yapılan alanların bölgenin iklim özelliklerinin bilinmesine rağmen her geçen yıl arttığını vurguladı. Açıklamasında "Bölgemizde ürün çeşitleri artıyor. Ayçiçeği, mısır, şeker pancarı ve yem bitkileri gibi ürünler suyu daha çok tüketiyor. Bu ürünler aslında Konya Ovası'nın ürünü değil. Ancak çiftçi, üretimde katma değeri yüksek olan ve daha çok sulama isteyen bu ve benzeri ürünleri tercih ediyor. Bu yüzden yer üstü ve yer altı su kaynakları hızla tükeniyor." diyen Ataiyibiner, bu aşamada kuraklığa karşı alınması gereken tedbirlerin öncelikle ele alınması gerektiğini kaydetti. Ali Ataiyibiner açıklamasında, "Dış havzalardan Konya'nın rezervini takviye edecek su getirme çareleri aranmalı. Çiftçilerimiz suyu az tüketen buğday ekmeye yönlendirilmelidir. Bu da bu ürünün katma değerinin yükseltilmesi ile olacaktır." dedi.

Uluslararası literatürde kabul edilen üç kuraklık aşaması var. Bunlar sırasıyla meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklık, hidrolojik kuraklık. Meteorolojik kuraklık; belirli bir zaman periyoduna ait normallerden (genellikle en az 30 yıllık) meydana gelen sapma olarak tanımlanır. Tarımsal kuraklık; bitkinin kök bölgesinde, büyüyüp gelişmesi için yeterli nem bulunmaması durumu olarak ifade edilir. Hidrolojik kuraklık; uzun süre devam eden yağış eksikliği neticesinde ortaya çıkan yer üstü ve yer altı sularındaki azalmayı ifade eder.