İstanbul’da iken Ergenekon ve KCK soruşturmalarında görev alan eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, polislere yönelik sahur operasyonuna tepki gösterdi. Bu operasyonla asıl amacın; Uğur Mumcu, Bahriye Üçok ve Ahmet Taner Kışlalı suikastleriyle gündeme gelen İran irtibatlı Selam Tevhid örgütü soruşturmasını akamete uğratmak olduğunu söyleyen Ergüder, “Türkiye’nin önündeki en büyük tehdit; Selam Tevhid’dir.” dedi.

Bugün TV’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Tufan Ergüder, yolsuzluk, KCK, Balyoz ve Ergenekon’u soruşturan polislere yönelik sahur vakti yapılan operasyonu değerlendirdi. Ergüder’in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Siyasi ihtiyattan kaynaklanan bir algı operasyonudur. Hiçbir hukuki gerekçesi yok. Gözaltına alınanlara bakın Anadolu insanı, kendi evladını görüyor gibi. Çoğunun şivesi bile değişmemiş. Bakan çocukları gibi meşhur ecnebi markaları giymiyorlar. Varlık sahibi değiller. Neden şimdi? 2011'den beri kendisini iktidara taşıyan kadrolara sırtını döndü Başbakan. İdris Naim Şahin vakası yaşandı. İdris Naim Şahin, İstihbarat Daire Başkanını almadığı için gitti.

2011'den beri yeni ittifaklara gitti hükümet. Hükümetin için de bir kanat İran devriminden besleniyor başından beri. 2007-2011 yürütülen operasyon hedefleri ile duygusal ve organik bağlantıları var. Sürecin bitmesin müsaade etmediler. Ergenekon ve Balyoz operasyonları boyunca duygusal ve organik bağı olan zevat hiçbir delili imzalamadılar. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Ergenekon raporunu imzalamakta direnç gösterdi. Bana göre Selam Tevhid örgütünü bir an önce temize çıkarma çalışması. Devletin derinliklerine giren yabancı örgüt ajanlarından bahsediyoruz. Büyük kampanya yaptılar 7 bin dediler, 5 bin dediler büyük bir örtme kampanyası yaptılar.

‘ARKADAN KELEPÇELEMİŞLER’

Delilleri örtmek istiyorlar. Başarılı olabilirler mi? Mümkün görmüyorum. 2007-2011 operasyonlarının intikamını almak isteyen iktidara eklenmiş grup kaybedilecek bir Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra bu hesabın görülemeyeceğini düşünüyor. Sonradan eklenen intikamcı ekibin hesapları çelişiyor. Bunlar bir an önce hesap görmek istiyor Diğer taraftan da algı yönetimi açısından geç kalmış bir operasyon. Çok sıkıntılı. Suçlularda bile kelepçe takmıyoruz. Kelepçe takılma şekilleri var. Yurt Atayün'ün ellerini arkadan kelepçelemişler. Bu normal şartlarda çok sıkıntılı psikolojik vakalarda yapılır. Tehlikeli suçlu olması durumunda. Buradaki arkadaşlar, zaten Atayün telefon çağrısı ile gitti. Telefon çağrısı ile gelen adama kelepçe takıyorsun sen. Birilerinin intikam duyguları ile verdikleri talimatlarla izah edilebilir.

‘BİZE GELEN TEHDİTLERİN HADDİ HESABI YOKTU’

Geldikleri yerlere hakkı ile iş yaparak gelmişler. Yaptıkları polislik ortada. Kimsenin yapamadığı işleri kelle koltukta iş yaptılar. 2007 başlarında Ümraniye el bombaları nedeniyle bir astsubay gözaltına alınırken bu ülkede kıyamet kopmuştu. Şimdi rahat konuşuluyor ama o zaman bize gelen tehditlerin haddi hesabı yoktu. Pek çok kişi selam vermiyordu.

Bu casusluk genel torba ifadeler. Yaz tutarsa. Algı yönetme ifadeleri. Hiçbirinin altı dolu değil. Bir şeyler uydurarak, yakıştırarak suçlamalar yapılıyor. Ben bunların hiçbirisinin sonuç vermeyeceğini düşünüyorum.

‘YANLIŞ HESAP HALKTAN DÖNER’

Ömer Köse çok çalışkan, dirayetli. Ankara Terörle Mücadelede çalışmış kabiliyetli bir arkadaş. Hukuksuz bir iş yaptıramazsınız Köse'ye. Çok fedakar. Poyrazköy rastgele bir tarla değildi. Nizamiyeden geçmeniz gerekiyordu. Pek çok prosedür uygulandı. 6-7 saat uygulandı. Yukarıdan izin alınması gerekiyordu. İşleri takip eden hep Ömer Köse idi. Ergenekon-Balyoz süreçlerinde TEM Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. KCK operasyonlarında Selam Tevhid operasyonunda da şube müdürü olarak çalıştı. Birileri kendi suçlarını kapatmak için bir acelecilikle bana göre bu defteri kapatmaya çalışıyor. Yanlış bir hesap. Halktan dönecektir bu yanlış hesap.

2007-2011 süreci var, işbirlikleri var. Kimler nerelerden nerelere geldiler. Dün bakıyorsunuz ulusalcılık yapmış bir kanalda operasyonun lehinde konuşuluyor. Bir taraftan da pek çok kişi haksızlık görüyor ama konuşamıyor. 2007-2011 süreçlerinde kafalarında kalan duygular engelliyor o arkadaşlarla birlikte. Pek çok cepheyi birleştiren bir adım atılmış gibi gözüyor. Ortak rövanşist bir adım söz konusu.

2000 yılının başına kadar gidiyor. 2007 yılında bu işe kendini adamış polislerin gelmesini beklemiş bu süreç. Bazı girişimler oldu. Fakat hiçbiri soruşturulabilir duruma gelmemişti. Bu işi soruşturabilecek polislerin gelmesini beklediler. 2007 den beri siyasi cinayet yok. Velev ki hukuksuzluk olsa, 17-25 Aralıkla ilgili kaç kişi görevden alırsınız 300 hadi bilemediniz 500. Hakkari’ye kadar geldi. Ne ilgisi var? Hakkari dediğiniz yer çok ilginç dengeler üzerinde giden bir yer.

TERÖR ÖRGÜTÜ HANGİ SÖZÜNÜ TUTTU?

Ergenekon zordu. Balyoz daha zordu. KCK bu ikisinden de zordu. KCK yeni proje idi. KCK’nın kimin projesi olduğunu herkes biliyor. KCK’ya biz dokunduğumuz zaman zıpladılar. KCK operasyonlarında devletin içinde ‘biz proje yürütüyoruz’ diyenler vardı. Ciddi direnç oluştu. Başbakan’ın tensipleri aşıldı. Süreç yürüyor. Terör örgütü ne yaptı? Hangi sözünü tuttu? Silah bırakacaktı. Yurtdışına çıkacaktı. Devlet sürekli vermeye devam ediyor. Görüyorsunuz üç şehidimiz var bunları nasıl izah edeceğiz? Ters giden şeyler var. Hakkari kırsalında konuşlanmış gruplar var. Bırakalım Kandili. Yolları kesiyorlar. Lice’de olan olaylar.

‘SELAM TEVHİD, İRAN’IN TÜRKİYE’NİN KILCALLARINA KADAR YERLEŞTİĞİ ÇOK TEHLİKELİ BİR ÖRGÜT’

Selam Tevhid de zor bir operasyon. İran’ın Türkiye’nin içerisinde kılcallarına kadar yerleşmiş çok tehlikeli bir örgüt. TRT içerisinde TRT de bazı Müsteşarlıklarda eski milletvekili grubun içinde. Bana göre bu operasyonların içerisinde en zoru Selam Tevhid Operasyonu. İlk kez bu kapsamda Selam Tevhid ile ilgili net deliller bulunmuştur.

‘SELAM TEVHİD OPERASYONU KARARTILDI’

Savcılara bırakmadılar, ne dediler ‘7 bin kişi dinlendi’ dediler. Nedir bu karartmaca? Ciddi bir organizasyon var karartma için. Selam Tevhid’e yapılacak operasyon Türkiye’nin önünde en büyük problem budur. Bütün deliller yargının önünde. Selam Tevhid örgütü şüphelilerinin ifadeleri çağırılarak alınıyor Emniyet mensupları sahur vaktinde evlerinden alınıyor. Bütün yapılanlar bunu engellemek için yapılmıştır. Organik ve duygusal bağı olanlar kurumlar da yerleşmiş durumda. Operasyondan haberdar oldular. Nasıl oldular. O ayrı bir konu. Çok zor bir operasyon. Kontr takip her tür bomba malzemesi yapma bütün bu kursları görüyorlar İran’da. Belgeleri var. Bir buluşmayı tespit etmek bazen 6 ayı buluyor. Adam sürekli kontr takipçi kullanıyor. Sekiz otobüs değiştirerek gidiyor buluşmaya.

Beykoz’da çıkan Hizbullah belgeleri dokümanlar var. O yaptıkları sorgularla ulaştıkları bilgiler var. Polis bazı belgelere ulaştı. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçük bunlara polis buradan elde ettiği belgelerle ulaştı. Hem bu cinayetleri aydınlattı, cezaevine koydu. Yakalanan İran’a iade edilen ajanları var. O dönemde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı terör örgütü olduğuna dair tespit etti. Yargıtay ‘silahlı terör örgütü’ diye onadı.

‘SIZMALAR TESPİT EDİLDİ’

Şimdi tekrar bu örgüt nerelere kadar sızmış ise tespit edildi. Karartmanın sebebi bu. 7 bin kişi dinledi maskeleme. Bunlar maskeleme. Aslolan örgütün Türkiye’nin kılcallarına kadar sızdıkları mutalar, mutaşalar falan devlet memurlarına yaptıkları tehditlerle çok üst seviyede devlet memurların angaje ettiler. Türkiye’nin önünde en büyük problem Selam Tevhid’dir. Şu manşetlerin arka planında Selam Tevhid var. Zaten kendileri söylüyorlar.

‘ALİ FUAT YILMAZER, EMNİYET TEŞKİLATI İÇİN BİR ŞANSTI’

Yapamadık bu operasyonu. Biz yapamadık ama birileri gelir yapar. Millet yapılmasına izin verir. Bu arkadaşlar çalıştılar. En zor halkaya geldiler ama engellendiler. Ama bu yine yapılacak.

Ali Fuat Yılmazer, bana göre emniyet teşkilatı için büyük şanstı. Şahsına münhasır bir arkadaş. Çok cesur. Bugüne kadar yapmış oldukları içinde bulunduğu operasyonlar Türkiye’nin kaderini değiştiren operasyonlar. Bugün insanlar rahat konuşabiliyorsa, Ali Fut Yılmazer’in katkısı Bakanlar Kurulundan fazladır. Başbakan ile birebir defalarca görüştü, çalıştı. Her defasında bilgi vererek iş yaptı. Bana göre Yılmazer Türkiye’ye yaptığı içişleri bakanlarından fazladır.

DİNLENEN KİŞİ SAYISI 251

Ünlü basın mensupları sanatçılar var. Savcıyı kimse dinlemiyor dosyanın savcısı var. Takipsizlik 251 kişiye verilmiş demek ki hedef 251. Türkiye’de İran tipi bir Şii devlet yapılmasını oluşturmak istiyorlar. Rejim ihracı. Hedef bu. TRT ve MİT’e kadar sızan bir yapı. Ancak bu dosya hakim önüne gitmesi lazım. Savcı takipsizlik verdi. Hakime gitmedi. Hakim önüne gitmesi lazımdı. Şu hali ile hakim önüne gitse çok ciddi sonuçlar alınır. Selam Tevhid mensuplarını telefonla çağıracaksın, emniyet mensuplarını tutuklayacaksın.”