Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet'in yazısında; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hafta sonu partisinin Ordu kongresinde konuştu, “Genel başkan olduğumda bir metal yorgunluktan bahsetmiştim, artık metal yorgunluk yok” dedi.

Son birkaç on yılı baz alacak olursak, İstanbul seçim sonuçlarıyla Türkiye geneli seçim sonuçlarının birbirine ne kadar benzediğine dair yeterli tecrübeye sahip durumdayız.

Masamın üzerinde İstanbul için yapılmış yeni bir araştırma sonucu var.

16 Nisan referandumunu en az sapma ile tahmin edebilen Konsensüs araştırma şirketinin Mart ayı içerisinde yaptığı İstanbul çalışması.

2 bin kişinin her biriyle ortalama 12 dakika süren görüşme yoluyla elde edilen sonuçlar, bu pazar bir seçim olsa nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalacağımıza dair bir öngörü sunuyor.

Araştırmaya göre, İstanbul’da AK Parti’nin çıkaracağı bir aday yüzde 49,3 oy alabilecek durumda.

CHP’nin adayı ise 8 puan geride, yüzde 41,3 oranında oy alabiliyor.

Bu rakamlar neyi gösteriyor?

Bir yıl içerisinde çok ciddi kırılmalar yaşanmaması halinde, AK Parti’nin 30 Mart 2019’da İstanbul’da yeni bir seçim zaferini çok rahat elde edebileceğini.

Bu konulara girmişken, bu pazar bir genel seçim yapılsa İstanbul’da vaziyet neyi gösteriyor sorusunun yanıtını da verelim:

Hemen belirteyim, genel seçim tahminlerinde bu makas daha da açık görünüyor.

Bu pazar bir milletvekili seçimi yapılsa İstanbul’da AK Parti yüzde 51,9, CHP 31,2, HDP 9,1, MHP 5,1 oranında oy alıyor.

PARTİYE DEĞİL ADAYA GÖRE OY VERME EĞİLİMİ NE KADAR?

İstanbul’da son üç seçimde olduğu gibi 30 Mart 2019’da yapılacak seçimlerde de AK Parti ile CHP’nin rekabet edeceğini biliyoruz.

Ama iki partinin de adaylarının kim olacağı belirsiz.

Bu durumda karşımıza önemli bir soru çıkıyor.

Acaba bu iki partinin göstereceği aday, seçim sonuçlarını ne ölçüde etkileyebilir?

Konsensüs’ün araştırmasında buna dair dikkatimi çeken bir veri var.

Buna göre seçmenlerin yüzde 89’u “Partim kimi aday gösterirse göstersin ona oy veririm” diyor.

Yüzde 11’lik bir kesim ise “Adaya göre oy veririm” diyor.

Peki, bu veri bize ne söylüyor?

Kanımca, şunu söylüyor:

Yüzde 11, küçük bir rakam gibi gözükse de, iki parti arasındaki makasın daralması halinde aday tercihinin sonucu etkileyebileceğini.

Dolayısıyla hem AK Parti’nin hem de CHP’nin güçlü adaylarla seçime gitme ihtiyacı ortada.

Bununla birlikte şunu söyleyebiliriz:

Bugün için yapılan tahminler, AK Parti’de 2014’e göre gerileme olduğuna dair bir veri sunmuyor.

İstanbul ölçeğinde 8 puanlık fark, adaylar kim olursa olsun kolay kapanabilecek bir fark gibi durmuyor.

AK PARTİ 1 KASIM’DAKİ GÜCÜNÜ KORUYOR CHP GERİLİYOR

İstanbul için son tahminler böyle.

Biraz da Türkiye genelinden söz edelim…

Şubat ayı içerisinde yapılmış, birbirine yakın sonuçlar veren birden fazla anket sonucu gördüm.

Bu anketler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Metal yorgunluk dönemi bitti” sözünü teyit eden sonuçlar veriyor.

İktidar partisinin 1 Kasım 2015’teki oy oranını koruduğunu, hatta o rakamların da üzerine çıkabileceğini, MHP’nin Kasım seçimleri sonrası yaşadığı ağır türbülanstan çıkmaya başladığını gösteren veriler bunlar.

Buna karşılık CHP’nin durumu hiç de iç açıcı değil.

Mesela, anamuhalefet partisine yakınlığıyla bilinen bir araştırma şirketinin Şubat ayında yaptığı ankete göre CHP’nin “kemiksiz oyları” yüzde 16’ye kadar gerilemiş durumda.

Kemiksiz oylar dediğim kararsızlar dağıtılmadan önce elde edilen sonuçları yansıtıyor.

Ki, o dağılım yapıldıktan sonra da CHP’nin yüzde 20 seviyelerinde oy alabilecek kadar gerilediğini görüyoruz.

İyi bir “anket okuyucusu” olduğunu bildiğimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanıyorum bu ve buna benzer veriler düzenli bir şekilde önüne geldiği için rahat konuşuyor, “Mart’ta da, Kasım’da da tüm dünyayı şaşırtacak bir netice alacaklarını” söylüyor.

Kaynak: Yeni Şafak