MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Afrin operasyonlarına ilişkin açıklama da bulunurken, öte yandan ana muhalefeti de sert bir dille eleştirdi.

HALT ETMEKTEDİR

Kılıçdaroğlu, bekamıza diş bileyen Türkiye düşmanlarıyla diplomasi yoluyla mücadeleyi önermekle, halt etmektedir. Herhalde, 1920'li yıllarda yaşasaydı, yine diplomasi diyecek, yine çakacak, yine maskesi düşecekti. Bununla birlikte diplomasi devrede değil miydi? Ne gerekiyorsa yapılmadı mı? Halen de yapılmıyor mu?

BASBAYAĞI ZİLLETTİR

CHP Genel Başkanı'nın bu PYD-PKK hoşgörüsü, operasyonu sulandırma hevesi basbayağı zillettir, alnına sıçrayan kara bir lekedir. Sorumsuz ve gayri milli siyaset işte tam da budur. Dalından kopan, kökünden savrulan CHP'nin hız ve yönünü bundan böyle Türkiye düşmanlarının estireceği rüzgar belirleyecektir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ihanet edilmiş, mirasına kurt düşürülmüştür.

CHP ETEĞİNDEN TUTAN "İP'LİLER"

Kılıçdaroğlu Afrin'i kastederek diyor ki, 'Oraya asker sokacaksınız, seni kefenle karşılayan arkadaşlarını gönder önce. Bu milletin fakir fukara çocuğunu oraya gönderme.' CHP Genel Başkanı konuşur da yedekleri durur mu? Elbette durmaz, durmamışlardır. HDP beklendiği gibi operasyona karşı çıkarken, CHP'nin eteğinden tutan İP'liler de şöyle demiştir: 'Madem operasyona bu kadar heveslisiniz kendi çocuklarınızı gönderin bu kadar basit. Kendi çocuklarınızı bu harekatın ön saflarında, birliklerin içerisinde görmek istiyoruz.'

AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE

Alın birini vurun ötekine. Bir madalyonun iki yüzü gibidir biri CHP, diğeri HDP ve İP. Afrin harekatına karşı çıkmak, millet evlatları arasına nifak sokmak FETÖ dili, PKK ağzıdır. Bunlar milletimize öylesine yabancıdır ki, bağımsızlık için 80 milyonun aynı anda kefen giyecek kadar imanlı, iradeli ve bayrak sevdasına sahip olduklarını bilmeyecek kadar da cahillerdir.

PYD, PKK, FETÖ KUKLALARI

Afrin harekatını yıpratıp altını oymaya çalışanlar düşmanın içimizdeki kolu, PYD, PKK, FETÖ kuklalarıdır. Yazıklar olsun bunlara. Haine hain diyemeyen, düşmana tavır gösteremeyen ne milletin gönlüne girebilecek, ne de Türkiye'nin gündeminde olmayı hak edecektir. Bunların sonu hüsran, gidecekleri yer ise tarihin çöplüğünden başka bir yer olmayacaktır.