‘Dizgin 2018’ adı verilen tatbikatın içinde yer alan ABD, BAE, İngiltere ve İtalya son dönemde Batı’da Türkiye karşıtı söylemlerin odağı haline gelmeleriyle dikkati çekiyor.
Emperyalist güçlerin Türkiye’nin güney sınırına PKK devleti kurma amaçlı petrol çıkarma hattı, Türkiye tarafından Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla çöpe gitti. Fırat Kalkanı operasyonuyla Cerablus ve El Bab’ta hayat normale dönerken, Suriye’den savaş sebebiyle Türkiye’ye gelen muhacirler evlerine kavuştu.

Güneyden başaramadılar, denizden deniyorlar!

18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde Afrin için yürütülen Zeytin Dalı Harekâtı da zaferle sonuçlanınca Emperyalist güçler ve onların destekçileri terör örgütleri yeni oyun kurma eğilimine girişti.

Zeytin Dalı Harekâtı ile Afrin şehir merkezinin TSK ve ÖSO kuvvetlerinin kontrolüne geçmesinin ardından kaçan ABD destekli YPG’li teröristler, diğer bölgelere giderken Türkiye, hedefinin Münbiç olduğunu günler öncesinden açıkladı.

ABD, güney sınırında Türkiye’ye yönelik tehdit unsuru olan PKK ve kollarıyla ortaklığa devam ederken çöken stratejilerini yenilemek üzere plan yapıyor. Bu planların arasında Ege Denizi’nde tacizlerini sıklaştıran Yunanistan’da yer alıyor. İsrail ve darbecilerin yönetimindeki Mısır’ın gözlemci olarak katıldığı ‘Dizgin 2018’ tatbikatı, Türkiye’ye yönelik tehditlerin ne denli önemli olduğunu gösterdi. ABD, bu tatbikatta Atina’ya J-SOW füzesi verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan uyarmıştı!

Yunan Cumhurbaşkanı’nın yaptığı tehdit dolu açıklamalara yanıt gecikmemiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından cevap verilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafıza tazelemek isteyenler yakın tarihlerine baksın. Boylarından büyük laf edenler gitsinler masal yerine iyi bir tarih kitabı okusunlar” diyerek tepki göstermişti.

Osmanlı hoşgörüsüne yanlış yaptılar!

Yunanistan’da dillerin ve kültürlerin yaşamasına önem veren, asimilasyon politikası gütmeden Yunan devletinin kurulması için gerekli hamurun kaybolmamasına neden olan dört yüzyıllık Osmanlı egemenliği, Yunanistan’ın kadim Anadolu topraklarını işgali sırasında yaptığı çirkinlerle çelişiyor. Ege Denizi’nde Türkiye’ye yönelik tacizlerin ayyuka çıktığı dönemde Yunan devletinin ne yapmaya çalıştığı merak konusu olmaya devam ediyor.

Batı’nın emniyet kemeri!

‘Dizgin 2018’ tatbikatı, literatüre giren “Batı’nın şımarık çocuğu” söylemini bir kez daha akıllara getirdi. Ekonomik anlamda iflasın eşiğinde bulunan Yunanistan, AB ülkelerinden kredi dilenirken, Türkiye’ye karşı kullanılabilecek bir maşa olarak devreye sokuluyor.

Bağımsızlığını İngiltere, Fransa ve Rusya koalisyonuna borçlu olan Yunan devleti, zaman zaman bağımlı olduğu batıya görev ve sorumluluğu gereği Türkiye ile gerilimi tırmandırarak bundan prim elde ediyor.

Kıbrıs sorunu, kıta sahanlığı, adalar

Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için ada halkının güvenlik endişelerine aldırış etmeyen devlet, ada da yaşayan Türkler’i görmezden gelerek AB’ye girmek istiyor. Kıbrıs’ı “Helen toprağı” olarak gören Yunanistan, adaya gelecek her türlü barışın kendi çıkarlarına çomak sokuyor.

Ada’da barış için konfedere bir yapının mantıklı olacağı, herkesin malumuyken Yunan devleti, bu konuda Türk tarafının hassasiyetlerine dikkat etmekten çok uzak görünüyor. Batılı devletler (ABD ve AB), Kıbrıs’tan elini çektiği gün Ada’nın refahının artıp Türkiye’ye yakınlığı nedeniyle huzurun gelmesinden korkuyor.

Ege Denizi’nde yılardır çözülemeyen kıta sahanlığı da Yunanistan’ın sık sık tacizlerinin başlangıcı olarak göze çarpıyor. Türkiye, yıllardır Ege’de hakkaniyet ilkesinin dayandığı şekilde Yunanistan’la bu konuda görüşmeye hazır olduğunu uluslararası sahalarda vurgularken, süreci baltalayan ve konunun çözümüne yanaşmayan yine Yunanistan oluyor. Ayrıca Türkiye, sorunun çözümüne yanaşmayan Yunan devletinin 6 milin ötesine geçmesini savaş sebebi sayıyor.

Kaynak: Diriliş Postası (İbrahim Seçkin Talaş)