ICBA (Kültürlerarası Köprü Derneği) ve İYAD (İstanbul Yeni Asya Derneği) tarafından organize edilen 6 Mart’ta icra edilen program yoğun katılımla gerçekleşti. Bedîüzzaman'ı anma ve anlama çerçevesinde organize edilen "Bedîüzzaman'a göre hürriyet ve istibdad" konusu panelde 4 panelist tarafından ele alındı. Panel Cemberlitaş’ta Fırat Kültür Merkezi’nde gerçekleşirken, Beyaz Gündem ve TV 111’in katkılarıyla salona gelemeyenler için sunulan canlı yayınla, internet üzerinden yüzlerce kişinin de katılımı sağlandı.

GÖZYAŞLARI TUTULAMADI

Mustafa Karaman tarafından okunan Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, Prof. Dr. Ruhi Yavuz’un açılış konuşmasıyla devam etti. Sonrasında ise program kapmasında hazırlanan “ümidimiz var ki” isimli sinevizyon yayınlandı. Sinevizyonu seyredenlerin duygulanarak gözyaşlarını tutamadıkları kaydedildi.

4 PANELİST KATILDI

Prof. Dr. İsmail Hacınebioğlu tarafından moderatörlüğü yürütülen panelin konuşmacıları ve konuları ise şöyle; Mustafa Özcan tarafından "İslam dünyasında hürriyet hareketleri ve Bediüzzaman", Müfid Yüksel tarafından "Türkiye'de hürriyet hareketleri ve Bediüzzaman", Hakan Yalman tarafından "İstibdat'a karşı Bediüzzaman'ın müspet hareket modeli", Nihat Derindere tarafından "Bediüzzaman'a göre "hürriyet-iman" konuları ele alındı.

Hacınebioğlu: Müslümanların hürriyetlerini ele alabilmeleri için nazar edeceğiz

Panelin moderatörü Prof. Dr. İsmail Latif HACINEBİOĞLU panelin perspektifini izleyicilerle paylaştı. Hacınebioğlu, hürriyet ve istibdad kavramlarının insanlık tarihi kadar köklü olduğuna değinerek Osmanlı’nın son yılları ve Cumhuriyet döneminde tartışma alanlarını teşkil ettiğini vurguladı. “Bugün Müslüman dünyasının en temel problemi istibdaddan kurtulup hürriyetine kavuşmasıdır. Asrın başında Müslümanların istibdaddan kurtulup hürriyetlerini eline alabilmeleri için teorik ve pratik çalışmalar yapmış olan Bedîüzzaman Said Nursî’nin fikirleri ışığında değerli araştırmacı ve yazarlar ile hürriyet ve istibdad konusuna nazar edeceğiz.” İfadelerini kullandı.

Özcan: Ruhban Değil Bürhan Var

Panelistlerden Mustafa Özcan hürriyetin İslam dünyasında ki tarihsel sürecinden ve mütefekkirlerden bahsetti. Özcan, “Müslüman batılı hiçbir zaman onaylamaz, hakikati esas alır. Müslüman dünyada ruhban anlayışı yok onun yerine bürhan vardır. Bürhan yerine hissiyata ve statüye dayalı uygulamalar istibdadı ortaya çıkarmaktadır. Dolaysıyla hürriyette kula kulluk değil, Allah’a kulluk vardır. Yönetenle yönetilen arasındaki ilişki mukaveleye dayanır. Bundan dolayı halk neme lazım deyip sorumluluktan kurtulamaz. Bedîüzzaman da “neme lazım, başkası düşünsün” istibdadın yadigârıdır demektedir.” şeklinde konuştu.

Hürriyet ile özgürlük birbirinden farklı kavramlardır diyen Özcan, “Hürriyet, İslam’a göre sınırlı ve sorumlu özgürlüktür. Liberalizm ise mutlak bir özgürlük istiyor. Bedîüzzaman da hürriyetin sınırlarını şeriatın tayin ettiğini söylemektedir. Günümüz İslam dünyasında fıtrattan uzaklaşıldığı görülmektedir yani neme lazım diyerek işler başkalarına havale edilmektedir. Hâlbuki Hz. Ömer “Allah’ın yolundan ayrılırsam beni desteklemeyi kesin” buyurmaktadır. İnşaallah hep birlikte her şey İslam’a dönecek, fıtratına dönecek.” İfadelerini kullandı.

Yüksel: Bediüzzaman’ın Hürriyet Anlayışı Liberalizmden Farklıdır

Türkiye’de ki ve Osmanlı döneminde ki hürriyetçi mütefekkirler ve görüşlerinden bahseden Müfid Yüksel ise, “Bizim toplumumuzda hürriyet hareketlerinin aydınlar arasında başladığını görüyoruz bunda Fransız İhtilali’nin ve Avrupa’nın etkisi vardır. Dolayısıyla hürriyet içeriden başlayan bir hareket değil dışarının etkisine maruz kalmanın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Osmanlı’da istibdad kelimesi 18. yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya başlandı. Osmanlı’da istibdad devrinin en belirgin özelliği hafiyecilik faaliyetleriydi.” dedi.

Bedîüzzaman’ın hürriyet anlayışının liberalizmden farklı olduğuna değinen Yüksel, Bediüzzaman’ın hürriyet anlayışının terk-i sefahat esasına dayandığını kaydetti. Ayrıca, “Osmanlı aydınlarındaki aydınlanmacı öykünmenin tam zıddında yer almaktadır. Adab-ı şeriatla müteeddibe ve mütezeyyine bir hürriyeti tarif etmektedir.” Şeklinde konuştu.

Yüksel, “Son olarak Bedîüzzaman Abdulhamid’in istibdadını zayıf istibdad olarak değerlendirmekte ve atide gelecek olan istibdadı mazide yorumladığı görülmektedir. Özellikle Yeni Said döneminde, Eski Said dönemine ait değerlendirmelerinde bunu görmekteyiz. ‘Maksad doğru, hedef hata’ demektedir. “ ifadelerini kullandı.

Yalman: Müsbet Hareket Modeli ve Metodu Nübüvvet Silsilesinin Bir Meyvesidir

Bir diğer panelist Dr. Hakan Yalman ise, “Hz. Adem’den kıyamete kadar uzanacak olan nübüvvet ve felsefe silsilesi iki ana çizgiyi temsil etmektedir. Müsbet hareket modeli ve metodu nübüvvet silsilesinin bir meyvesi; istibdad ise felsefe silsilesinin bir meyvesidir. Felsefe yada nübüvvet silsilesinde yer alabilmeyi belirleyen şey mekan değil zihniyettir. Doğudayken felsefe silsilesinde, batıdayken nübüvvet silsilesinde yer alınabilmektedir.” İfadelerini kullandı.

Yalman, “Müstebidin psikolojik altyapısına baktığımız zaman her şeyi istediği gibi yönlendirme ve hükmetme vardır. Müstbid olan şahıs hedefine ulaşıp istediği gibi yönlendirme ve hükmetme için fertleri ve şahısları feda eder. Nur talebeleri olarak Müsbet Hareket’i istibdada karşı hayatımıza yansıtma problemiyle yüz yüzeyiz. Bu salonda görev alan ve Şekercihan ruhunu yansıtan kırmızı kravatlı kardeşlerimiz vicdanlarında ve kalplerinde müsbet hareketin çekirdeğini taşımaktalar. İstikbal adına onları tebrik ediyorum.” şeklinde konuştu.

Derindere: Bedîüzzaman’a Göre Sefahet ve Rezaletteki Hürriyet, Hayvanlıktır

Hürriyet ve iman ilişkisini konu alan panelist Nihat Derindere ise şunları kaydetti;

“İman güvenlik ve güvenme kökünde gelmektedir. Istılahi olarak ise sahih iman amentüde ortaya konmaktadır. İman etmek inanmayı hür olarak tercih etmektir. İman etmeyi kul seçer, Allah’ta onu kalbine yerleştirir. Bedîüzzaman İşârâtü’l-İ’câz’da bu durumu izah eden Sad-ı Taftazani’nin iman tarifine yer verir. Ona göre iman ‘kulun cüz-i ihtiyarisini sarfettikten sonra Cenab-ı Hakk’ın o kulun kalbine ilka ettiği nurdur.’”

“Hürriyetin ne batı ne de İslam tefekküründe ortak bir tanımı oluşmamıştır. Hürriyetin sınırını sadece hukuk ve ahkam değil aynı zamanda ahlak sistemi belirler. Namık Kemal’in Rüya makalesi Bedîüzzaman’ın hürriyet ve istibdad anlayışını çok etkilemiştir. Bedîüzzaman’a göre sefahet ve rezaletteki hürriyet, hürriyet değildir, hayvanlıktır. Bedîüzzaman evrensel olabilecek mesajlar vermektedir. Günümüzde Bedîüzzaman nurcuların üstadı olmaktan çıktı artık herkes Risale-i Nur okumaya başlamaktadır. Bedîüzzaman artık bu dönemde evrensel kimliği ile bütün insanlara mesajını söylemeye başlıyor.”

Panelin tamamı TV 111 tarafından hazırlandıktan sonra arzu edenlerin izlemesi için yayınlanacaktır.





ÇOCUKLAR BEDİÜZZAMAN'I ANMA PROGRAMINI ÇOK SEVDİ

Panele katılan ailelerin çocukları içinde özel hazırlanan ek bir programla, Bediüzzaman'ı anma programına katılan çocuklar eğlendi. Bediüzzaman'ı anma programından ayrılmak en çok çocuklara zor geldi.