Haber Türk yazarı Çetiner Çetin'in yazısına göre: Planlanan seçim takviminden 17 ay önce, 24 Haziran’da parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağını açıklamak Ak Parti tarafından bakınca akıllıca bir hamle oldu. Muhalefet partileri açısından ise son 9 aydan bu yana yüzde 49’u referans alarak her fırsatta sandığa gidelim feryadına karşın, ne kadar hazırlıksız oldukları ifşa oldu. Şimdi merak edilen soru şu olacaktır: Çok kısa süre içinde muhalefet partileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına güçlü bir aday çıkarabilecek mi? Yoksa daha önce olduğu gibi zayıf adayı güçlü bir aday olarak mı pazarlayacaklar?

Muhalefet partileri köşeye sıkışmış durumda. Ana muhalefet partisi CHP'nin, Erdoğan’a rakip olabilecek biri şöyle dursun henüz resmi bir cumhurbaşkanı adayı dahi yok. Şimdilik sadece taktik hamlelerle zamana oynuyor. Daha önce yüzde 49’u konsolide ettiğini iddia eden CHP’nin bu söyleminin - en azından şimdilik - içinin boş olduğu görülüyor. 

CHP’nin hafta sonu ani bir kararla, hatta partinin etkili kurullarında dahi tartışılmadan apar topar 15 milletvekilini İYİ Parti'ye transfer etmesi ile birlikte siyaset sahnesi hareketlendi. Gözler bir anda İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e çevrildi. O zaman soralım, Kılıçdaroğlu’nun büyük gizlilikle görüşme trafiğini yürüttüğü ortak aday gerçekten Akşener mi? Hayır, çünkü Akşener CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki “B” planını oluşturuyor. 

İktidar partisi, son 9 ay içinde il ve ilçe kongreleri gerçekleştirerek teşkilatlara taze kan pompaladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım katıldıkları tüm kongrelerde “hazır olun” mesajı vererek parti tabanıyla yakın temaslarını da gerçekleştirmiş oldular. Hatta öyle ki siyaset tarihimizde az rastlanır bir şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım bazı kritik ilçe kongrelerine de birlikte katıldılar. İktidar partisi, tabanı ile ilk yakın teması kongreler sürecinde tamamlamış oldu. Şimdi meydanlara hazırlanan Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı net. Cumhurbaşkanı Erdoğan... 

Muhalefetin ısrar ettiği ancak hazırlıksız yakalandığı seçim sürecinin kolay geçmeyeceğini tahmin etmek güç değil. Zira Erdoğan karşıtlığı söz konusu olunca bir araya gelen siyasi yelpazenin farklı kanatlarındaki siyasi partiler, ortak aday belirleme sürecinde farklı hamlelerle birbirinin kapasitesini ölçmeye çalışıyor.

Ana muhalefet partisi CHP, 20 milletvekilinin imzası ile İYİ parti genel başkanı Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığı adaylığına destek verebilecek iken, 15 milletvekilini istifa ettirip İYİ Parti'ye gönderdi. “Zor zamanda samimiyet testi” mesajı Akşener’e verilmiş oldu. Ama bir kez daha söylüyorum; bu Kılıçdaroğlu’nun 3 kurmayı ile yönettiği bir süreç ve Akşener’e destek hamlesi tamamen B planı. Ve A planın gerçekleşmesi durumunda B Planı, A Planın tamamlayıcısı konumunda olacak.

Aslında Meral Akşener ismi, Kılıçdaroğlu’nun kafasında bugünün yeni B planı olarak düşünülmüş değil. Zira halkın oyları ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapıldığı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazandığı seçim sürecinde de Kılıçdaroğlu, aklında Meral Akşener ismi ile MHP’nin kapısını çalmıştı. Ancak MHP’den gelen Ekmeleddin İhsanoğlu önerisi üzerine Meral Akşener Kılıçdaoğlu’nun aday önerisi olmaktan öteye gidememişti. 

Peki Kılıçdaroğlu’nun A planı nedir? CHP'nin A planı; Saadet Partisi önerisi doğrultusunda eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylığıdır. CHP liderinin Abdullah Gül’ün adaylığına desteği karşılığında Gül parlamenter sisteme geri dönüş garantisini verirse, yani CHP güçlü başkanlık sisteminden geri dönüş hususunda Gül'den garanti alırsa CHP’nin A planının Gül olması bekleniyor.

Şartların karşılıklı kabul görmesi durumunda önümüzdeki bir kaç gün içinde CHP-Saadet ortak girişimi ile Gül’e adaylık teklifi götürülecek, A Planı devreye sokulacak. Yani Kılıçdaroğlu A Planında beklediği cevabı alırsa daha önce olduğu gibi bu seçimlerde de Akşener’i unutabilir mi, şaşırmam... Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’nun işaretini beklemeden adaylığını açıkladı. Bu hamle A planı kurgulayıcılarını şimdilik şaşırtmış gözüküyor. Zira şimdi eski Cumhurbaşkanı Gül’ü ikna etmek biraz daha zaman alabilir. 

Öte yandan şu ana kadar mevcut siyasi partilerin hiçbirinden HDP’ye resmi görüşme talebi gelmedi. HDP’nin gönlünden geçen Demirtaş’ın aday gösterilmesi. Ancak Kandil bu öneriye çok sıcak bakmıyor. Kaldı ki daha önce Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde beklenenden daha fazla oy alması Kandil’de “Demirtaş, Parti’nin önüne geçti “ şeklinde yorumlanmıştı. Ardından özeleştirisi alınmıştı. Parti içinde Demirtaş aday olsun önerisi baskın bir şekilde yer alırken Kandil’in Salı ve Perşembe günü yapacağı polit büro toplantısı HDP’nin adayını belirleyecek. Kandil’in ve HDP’nin artık eskisi gibi konsolide etmekte zorlandığı Kürt seçmenin oyu bu seçimde kritik öneme sahip olacak. 

Bu durumda muhalefetin temel hedefi seçimleri ikinci tura sarkıtmak olacakken Ak Parti ve MHP’nin hedefi ise seçimleri ilk turda kazanmak olacak. Ak parti şimdilik avantajlı konumda zira bu seçimlerin ana gündem konusunu dış politikada atılan hamleler belirleyecek.

Kaynak: Haber Türk