Chatham House’da bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail-Filistin gerilimi, Orta Doğu bölgesini on yıllardır istikrarsızlığa sürükleyen en önemli sorunların başında geliyor. Biz, 1967 sınırları dâhilinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılığa sahip bir Filistin Devleti’nin kurulmasının, bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisi için yegâne yol olduğunu hep söyledik. Bugün, ABD’nin Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma yönündeki kararını uygulama noktasında çok talihsiz buluyoruz” dedi.

“FİLİSTİN’DE, SON BİRKAÇ HAFTADA YAKLAŞIK 50 KİŞİ KESKİN NİŞANCILAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ”

İngiliz yazar William Shakespeare’in, bugün hayatta olması ve Hamlet adlı eserini tekrar yazması durumunda Prens Hamlet’e yine ‘Dünyanın çivisi çıkmış’ dedirteceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de yıllardır gözlerinin önünde çocukları katledilen annelere, ebeveynlerinin ölümünü izleyen çocuklara bakıp da başka bir şey söyleyebilmek mümkün değildir” diye konuştu.

Filistin’de, son birkaç haftada yaklaşık 50 kişinin keskin nişancılar tarafından özellikle hedef alınarak öldürüldüğünü, evlerine geri dönmekten başka talebi olmayan bin civarında insanın kasten vurulduğunu görüp de ‘Dünyanın çivisi çıkmış’ demekten başka bir şey söylemenin mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrika’da günde bir doların altında para kazanıp, ailesini doyurmaya çalışan bir babaya sorun bakalım, o başka bir şey söyleyebilecek mi?” diye ekledi.

Bu sorunların çözümüne öncülük etmekle sorumlu uluslararası toplumun, henüz terörizmle mücadelede ortak bir paydada buluşmayı dahi başaramadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, senin teröristin kötü, benim teröristim iyi mantığının, sorunları çözmeyip yeni sorunları ortaya çıkardığını söyledi.

“DEAŞ’LA MÜCADELEDE EN ETKİN OPERASYONU TÜRKİYE YAPTI”

Türkiye’nin Suriye’de yaşadığı sorunun böyle bir sorun olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ terör örgütüne karşı en etkin operasyonu yapan Türkiye’nin, 3 bin DEAŞ’lıyı etkisiz hale getirdiğini, DEAŞ bağlantılı 63 bini aşkın kişiye ülkeye giriş yasağı koyduğunu, yasadışı yollarla ülkeye giren ve örgütle ilişkisinden şüphelenilen 6 bin 200 kişiyi sınır dışı ettiğini, örgüte mensup 3 bin 563 teröristi tutukladığını hatırlattı. Türkiye’nin karşısında bir başka terör örgütünün daha bulunduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’deki boşluktan istifadeyle, sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturmaya çalışan PYD-YPG teröristlerine karşı mücadelemizde karışımıza, güya müttefikimiz, güya terör karşıtı, ülkeler çıkıyor” dedi.

Suriye topraklarında Türkiye’nin güvenli hâle getirdiği yerlere yüzbinlerce insan geri dönerken müttefik ülkelerin desteklediği terör örgütlerinin kontrolündeki bölgelere kimsenin geri dönmediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları ekledi: “İnsanlar, karşılarındakilerin, tıpkı DEAŞ’lılar gibi eli kanlı teröristler olduğunu biliyor, kendilerini güvende hissetmedikleri için de geri dönmüyor. Siz bakmayın, bu terör örgütünün Kürt kimliğini istismar ettiğine, bu terör örgütünün içerisinde Batı’nın birçok ülkesinden insan var. Ama adını Kürtçülük ve Kürtlerle kamufle etmek suretiyle dünyayı aldatmanın gayreti içerisindeler. Ayn’el Arab veya Kobani denen bölge, PYD-YPG teröristlerinin kontrolünde. İsmi üzerinde, Ayn’el Arab bir Kürt bölgesi değildir. Aslında Ayn El Arab ‘Arap’ın gözü’, yani Arapların aslında kendi yerleşim bölgesidir. Ama bu bölgenin halkı ülkemizde, şu anda Şanlıurfa vilayetimizde yaşıyor. Eğer burada gerçekten Kürtlerin hakkı ve hukuku gözetilseydi, bu insanlar Şanlıurfa’da değil sınırın karşı tarafında kendi evlerinde yaşıyor olacaktı. Demek ki mesele Kürt meselesi değil, terörizm meselesidir.”

Türkiye’nin, teröre karşı sürdürdüğü kararlı ve özverili mücadelenin bir hedefinin de FETÖ terör örgütü olduğuna işaret ederek, 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere, FETÖ’nün işlediği suçların, buzdağının görünen yüzü olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, örgütün ihtiraslarının tüm dünyayı tehdit edecek sapkınlıklara sahip olduğunu, İngiltere dâhil, tüm ülkelerden bu örgüte karşı adım atarak sınırları içindeki örgüt mensuplarını Türkiye’ye iade etmesini beklediklerini kaydetti.

“AVRUPA’NIN GÖBEĞİNDE İNSANLAR DİNLERİ, KÜLTÜRLERİ YÜZÜNDEN ÖTEKİLEŞTİRİLİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye bu krizlerle uğraşırken, Batıda çok tehlikeli bir sürecin işlediğine dikkat çekerek, Avrupa’nın göbeğinde insanların inançları, dinleri, kültürleri ve hayat biçimleri yüzünden ötekileştirildiğine, iç siyasi hesaplarla üç semavi dinin de kutsalı olan Kudüs’ün statüsünü değiştirmeye yönelik adımların uluslararası toplumun tüm itirazlarına rağmen hayata geçirildiğine değindi.

‘Dünya 5’ten büyüktür’ haykırışının gerisinde, küresel güvenliğin sağlanması konusundaki bu haksızlıklara, adaletsizliklere, çiftçe standartlara ve kayıtsızlıklara yönelik eleştirilerinin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyeyle dünyayı yönetmesini asla kabullenmediklerini, üye 196 ülkenin, dönüşümlü olarak daimi üye olarak konseyde görev alması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer adaleti arıyorsak ve Birleşmiş Milletler adalet üzere tesis edilmişse, bunun gereğini yapmalıyız. Susmak yerine, bana ne demek yerine, dayatmaları kabullenmek yerine mücadeleyi tercih ediyoruz. Dünyanın çivisi çıktıysa, o çiviyi yerine sokacak olan sert bir çekiç darbesi değildir, işleri düzeltecek olan umuttur, diyalogdur, zulme karşı ortak mücadele yürütmektir, paylaşmaktır” şeklinde konuştu.