Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kanal İstanbul aynı kararlılıkla devam ediyor. Şuanda bazı firma ve ülkelerin talepleri var. Bu taleplerle birlikte kanal İstanbul’u devreye sokacağız, onda da geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil. Onu o kadar önemsiyoruz ki dünyanın en saygın projesi olarak görüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayında gençlerin katılımıyla düzenlenen iftar programına katıldı. İftar sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerin sorularını yanıtladı.

“İHA’yı ve SİHA’yı ürettikten sonra terörle mücadelemiz katladı”

Savunma sanayinde ilerlemelerin olduğun söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “1974’te bizim telsizimiz bile yoktu, Amerika’nın verdiği telsizlerle askerimiz Kıbrıs harekatını yaptı. Hemen bir susturma tekniğini uyguladı, malum dostlarımız bizim orada telsizlerimiz çalışmadı. Kıbrıs barış harekatından sonra o bize Aselsan’ı kazandırdı., kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Onu geçelim, bu döneme gelelim. Biz terör ile mücadelede özellikle insansız hava aracı istedik, stratejik ortağımızdan bize vermediler. Ben kendilerini ziyarette anlattığımı zaman vermediler. En sonunda Bush döneminde yaptığım görüşmede, bana 48 saatliğine tahsis edebiliriz dedi. İnsansız hava aracını çok da koordinat tespitinde kullanıyoruz, ondan sonrada uçaklarımız vuruş yapıyor. Bu bizi Türkiye kendi insansızı hava aracın üretir noktaya getirdi. Onunla kalmadık, arkadan SİHA’lar üretilir hale geldi. İHA’yı ve SİHA’yı ürettikten sonra terörle mücadelemiz katladı. Öyle bir noktaya geldik ki biz İHA ve SİHA’yı ihraç ediyoruz. Daha da öteye geçiyoruz, SİHA’nın balinasını üretiyoruz, bu felaket bir şey, her iki tarafına 1,5 ton ağırlığında bomba yerleşiyor ve insansız gereğini yapıyor. Başbakan olduğum zaman savunma sanayinde yüzde 20 yerliydi, savunma sanayinde şimdi yüzde 68 yerlilik oranına ulaştık. Şimdi altyapı vesaire, bütün bunların mesela Eskişehir, ciddi manada merkez oldu, Ankara biz bunları yeterli bulmuyoruz. Yaptırım uygulama noktasına geldiğimizde hangi alanda neyin yaptırımı uygulayacağımızın hesabını yapmalıyız. Savaşında matematiği vardır. Şu anda Suriye’de yoğun bir şekilde gerekli dersleri veriyoruz. Vermeye devam edeceğiz. Artık biz acaba şunu verirler mi, vermezler mi diye düşünmüyoruz, çünkü elimizde var. Çok daha güçlü olmalıyız, güçlü olursak caydırıcılık çok önemli. Onu başarılı bir şekilde sürdürüyoruz” dedi.

“Muhalefet etmek için muhalefet edilmez”

Muhalefete ilişkin bir öğrencinin sorusuna yönelik değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batı dünyasında iktidar bir şey getirdi, muhalefet enine boyuna inceler, hakikaten faydalıysa kalkarlar desteklerler. Bizde şu beyaz, muhalefet ya ona siyah der. Muhalefet anlayışı bu olursa bundan ülke zarar görür, millet zarar görür. Muhalefet etmek için muhalefet edilmez. Ülkeye faydalı olacaksan delillendir getir ortaya koy. Anayasa mahkemesine yasaları götürürlerdi, çoğu da iade edilirdi. Yaptığın iş doğru olsun, iktidarda senden istifade etsin. Bunun adı muhalefet değil. Demokrasilerde hakikaten samimi dürüst muhalefet ülkeye güç katar. Eğer o samimi olmazsa art niyetli olursa bugün olduğu gibi, temenni ediyorum ki bunları aşarız” diye konuştu.

“Biz şuana kadar 36 milyar dolar harcadık, dürüst değiller, bu batı dürüst değil”

Mültecilerle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çin dünyadaki 3 önemli ülkeden bir tanesi Amerika Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya, Amerika’nın son zamanlarda sürtüşmeye girmesi olması çininde karşı bir hücuma geçmesine neden oldu. Bu da ona karşı yaptırım uygulamaya başladı. Rusya ile olan karşılıklı ataklar, yaptırımlar vesaire. Siyaseten Rusya Federasyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti aynı siyasi tercihlerde aynı blokta hareket ediyorlar diyebilirim. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Amerika İngiltere, Fransa bir blokta yer alıyorsa Çin’le Rusya federasyonu da bir yerde alıyor. Denge unsuru olmaları bakımından önem arz ediyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde önemli. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aslında kendi içinde ayrı bir güç ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine tercihte Birleşmiş Milletler 196 ülkenin onlar üzerindeki tesiri çok ta fazla olmuyor. 5 artı 15 geçici üyelerin daimi üyeler üzerinde bir tesiri yok. Sadece bir marke geçici üye. Onun içinde bende dünya 5’ten büyütür diyorum. Benim tezimde bu. Bunu dünyaya kabul ettirmemiz lazım. Uluslararası ilişkiler konusunda çok çok önemli, bunu yaygınlaştırmamız gerekiyor. Uluslararası toplantılarda aksini savunmuyor. Bu ama çok tehlikeli bir kelime. İddiamızın arkasında dursak, savunsak dünya bu kadar zulme rıza göstermez. Suriye’de İdlip’te olanlar yüzlerce binlerce kişi ölüyor. 3 milyon 600 bin Suriyeli bizde duruyor. Ana muhalefetin başındaki zat ben bunları kovarım diyor. Aynı şey Allah göstermesin bizim başımıza gelmiş olsa, biz varil bombalarıyla bombalansak, herkes bize kapısını kapatsa halimiz nice olur. Bu insanlar keyfine buraya gelmemiş ki. Biz hayvan haklarını konuşurken, insan haklarını niye konuşulmuyor. Dünyada insan hakları evrensel beyannamesi var, acaba dünya devletlerinin kaç tanesi İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine saygı duyuyor. 4 milyona yakın insan mülteci bizim ülkemizde bizi görünce siz ne kadar güzel şeyler yapıyorsunuz. Bize verdiğiniz sözler var, onları yerine getirin. Biz şuana kadar 36 milyar dolar harcadık, dürüst değiller, bu batı dürüst değil. Bu millet başka diyor ki ben bu Arap harflerini burada görmeyeceğim diyor. Terbiyesizlik bu ya. Senin görmek istemediğin Arap harfleri uluslararası literatürde Birleşmiş Milletlerde konuşma dili olarak kullanılıyor be cahil. Biz orada konuşma dili olarak kullanılmıyoruz. Basarsan parayı sende kullanılırsın, parayı vermezsen seni galiye almıyorlar. Arapça uluslararası literatürde yerini almış. Önemli olan insanlık, insani olarak bu insanlara biz ne yapıyoruz. Egede Akdeniz’de bu yavrular denizlerden kurtarıldığı zaman Allah katında olan karşılığı olan nedir ne değildir, biz buna bakacağız, onun için biz yaradanı yaradandan ötürü seveceğiz. Darda kalanın, fakir fukaranın her zaman yanında olacağız” ifadelerini kullandı.

“Dünya ile bir çok konuda entegre olmamız lazım”

Beyin göçü sorusu üzerine şaşırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben şaşırdım, dediğiniz 10 sene önce dediğiniz olabilirde ama batının bilimini alma noktasında beyin göçü noktasında göç minimize olmuştur. Geri göçle gerek üniversitelerde hastanelerde bunları almaya başladık, şuanda mesela bizim Avrupa’da hastalar var, Hollanda’da niye çünkü gerek hastanelerimizin kapasitesi, bir dönüş burada kalite var. Hastalarda buraya geliyor. Ciddi manada hasta noktasında hamd olsun sağlık turizminde faaliyetimiz artıyor. Biz yurtdışına kariyer için öğrenci gönderiyoruz. Bununla onu birbirine karıştırmazsak iyi olur. Dünya ile bir çok konuda entegre olmamız lazım. Yeni teknolojide dünya ile belirli ülkelerle entegre oluyoruz. S-400 le ortak üretimi için mühendislerimiz gönderdik. Nükleer enerji ile biz yüzlerce mühendisimiz Rusya’ya gönderdik. Nükleer enerjiyi ülkemizde aktif hale getireceğiz. Aynı şeyi Avrupa Amerika ile yapıyoruz. İnsanlığın bu alanlardaki ortak çalışma zemini gelişmekte ve genişliyor” şeklinde konuştu.

“Kanal İstanbul’u devreye sokacağız, ondanda geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil”

Projelerle ilgili detayları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şuanda boğazla ilgili olarak bir 3 katlı projemiz var. Bu proje denizin altından geçecek olan bir proje, bununla ilgili çalışmalarımız hazır. İhalesini yapıp onu uygulamaya sokacağız. Beklemek diye bir şey söz konusu değil. Kanal İstanbul aynı kararlılıkla devam ediyor. Şuanda bazı firma ve ülkelerin talepleri var. Bu taleplerle birlikte kanal İstanbul’u devreye sokacağız, onda da geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil. Onu o kadar önemsiyoruz ki dünyanın en saygın projesi olarak görüyoruz. Orada çift şehir planlıyoruz. Karadeniz’le Marmaray’ı ayıracağız. Orada her iki tarafında muhteşem şehirler oluşturacağız. Bunlar sıfırdan başlanacağı için proje de ihtişamıyla dünyada farklılık ortaya koyacak. Bu farklılıkla beraber, kanal İstanbul kendinden bahsettirecek. Süveyş kanalını, panama kanalını herkes bilir. İstanbul boğazıyla, kanal İstanbul’uyla dünyada farklı bir yere oturmuş olacak. Onunla ilgili bazı görüşmeler yapılıyor, dünyada bazı firmalarını talepleri var. Örneğin Marmaray yaptığımız zaman CHP çok karşı çıtı. Onun karşı çıkışları sebebiyle belirlediğimiz tarihte yetişmedi, ama 29 ekim 2013 te açılış yaptık, bu güne kadar Marmaray’dan 341 milyon 432 bin yolcu taşıdık. Görülen işi ortaya koyması bakımından önemsiyorum. Osmangazi Köprüsü İstanbul, Bursa’yı İzmir’i birbirini bağlayan bir hat, 2016 yılında Temmuz ayında 22 milyona yakın araç Osmangazi Köprüsünden geçti. Yavuz sultan Selim köprüsü 26 ağustos 2016 tarihinde açtık, şu ana kadar 41 milyon araç geçmiş bulunuyor. Bir diğer önemli adım Avrasya Tüneli 19 Aralık 2016 tarihinde açıldı, bugüne kadar 40 milyon araç geçiş yapmıştır. Biz geldiğimizde şehitler köprüsü vardı, Fatih Sultan Köprüsü vardı, ama yetmez dedik ve Yavuz Sultan Köprüsü ve Avrasya’yı yaptık. Son olarak da İstanbul Yeni Havalimanında Nisan ayında iç hatlarda 6 bin 581, dış hatlarda 20 bin 281 olmak üzere 26 bin 862 uçak iniş kalkış yapmıştır. Yolcu trafiği iç hatlarda 1 milyon 7 bin, dış hatlarda 3 milyon 405 bin olmak üzere toplamda 4 milyon 412 bin olarak İstanbul Havalimanından gidiş gelişler gerçekleşmiştir. Atatürk havalimanı millet parkı haline geliyor ve bir şey daha yapıyoruz, şu anda mevcut binaları fuar dönüştürmek istiyoruz. Burada hem fuar olacak, uçuşlarda iş adamlarının geleceği bir bölümünü şu anda ona ayırmış olacağız. Bu tür uçuşlara şehir içinde bir havalimanı bulunmuş olsun. Üçüncüsü de burası olmuş olacak. İstanbul’da inşallah uluslararası camiaya hitap etmiş olacağız” diye konuştu.

“Bu milletin değerlerine saygısızlık yapana eyvallah edemem”

İstihdamla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bu dediğiniz tipler burjuvazi sınıfı bunlar yerli, milli olmadılar. Bu milletin ekmeğini yediler, hala ekmeğini yedikleri halde bazıları ihanet etmeye devam ediyorlar. Geçenlerde bir tanesine bir toplantıda söylemek zorunda kaldım. Bu milletin değerlerine saygısızlık yapana eyvallah edemem. Çünkü kalkıp da hansın Corç’un ağzıyla konuşanlara haddini bildirmek gerekir. istihdam konuşuyor, sen bu kadar zenginsin ne olur fabrikana 50 kişi daha alsan, 25 kişi daha fazla alsan ölür müsün biter misin? yapmazlar. Ama onlar öyle yapmasa da biz yapanı bulacağız ve onlarla yolda yürüyeceğiz, 2,5 milyon istihdamda artış belirledik. Herkesi topladım, hepsinden söz aldım yıl sonu itibariyle 2,5 milyon istihdam sağlayacaklar sözünü verdiler. Bir tanesi çıkıyor sen diyor iktidarın yardımcısı mısın diyor, sen bakan mısın diye laflar ediyorlar. İktidar işsiz insanlara iş istiyor. Bu gemi hepimizin değil mi, batarsa beraber batmayacak mıyız? Krediye sıkıştığın zaman bizim kapıyı çalışıyorsun, bizden yardım istiyorsun. İşçiye işsize bu nokta da münasebet kurmak gerektiği zaman niçin devreye girmiyorsun. STK’larla birlikte çalışıyorum, yardımı isteriz, yapanlarla yolumuzda yürürüz” değerlendirmesinde bulundu.