MHP lideri Devlet Bahçeli’nin salı günü partisinin grup toplantısında yaptığı erken seçim çağrısı 24 saatlik görüşme trafiğiyle somutlaştı. Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesinden çıkan karar seçimlerin erkene alınması oldu. “Erken” olmaktan çok “baskın” seçim olarak nitelendirilen yeni takvimde özellikle muhalefet partilerini zorlu bir sınav bekliyor.

Zira başta aday sorunu yaşayan CHP olmak üzere diğer bütün muhalefet partileri YSK’nın takvimine yetişmek için olağanüstü çaba göstermeleri gerekiyor. Bu şartlarda seçime katılması mümkün olmayan İYİ Parti’nin genel başkanı Meral Akşener ise ilan ettiği üzere bağımsız aday olarak söz konusu yarışın bir başka ucunda yer alıyor. 

Siyasi Partiler Kanunu’nun “siyasi partilerin seçimlere katılması” başlıklı 36. maddesine göre, partilerin seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında oy verme gününden en az 6 ay evvel teşkilatlarını kurması ve büyük kongrelerini yapması veya TBMM’de grubu bulunması gerekiyor. Aynı hüküm, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’da da düzenleniyor. İYİ Parti henüz bu hükümleri yerine getiremediği için seçime katılamıyor.

KARARIN ARKASINDAKİ SEBEPLER?

Hükümetin seçim tarihini öne çekme kararının arkasında birden çok sebep olduğu söylenebilir. Bunların en başında ise kamuoyu araştırmalarına göre halk nezdindeki en büyük sorun olarak görülen ekonomik kırılganlık, döviz kurlarındaki hızlı yükselişin yol açtığı endişeler geliyor. Herkesin yatırım ya da projelerini hayata geçirmek noktasında yeni sistemin devreye girmesini beklediği bir ortamda hükümet ekonomik durgunluğu sonlandırmak ve ülkenin önünü açmak istiyor. 

Bir diğer sebep olarak ise MHP ile Cumhur ittifakını kuran iktidarın seçim takvimini öne alarak en nihayetinde bir yarış olan seçim öncesi muhalefet partilerinin kendi aralarında işbirliği yaparak sergileyeceği manevra alanını daraltma çabası olarak da yorumlanabilir. Ancak tablo bunu gösterirken CHP ile HDP erken seçime hazır oldukları mesajı verdi.

Başka bir açıdan bakıldığında MHP’nin normal şartlarda başkanlık seçimlerinden önce yapılacak olan yerel seçimlerde iki parti arasında yaşanacak rekabetin cumhur ittifakına zarar verebileceği endişesi de takvimdeki değişikliğin sebebi olarak gösteriliyor. Buna bir de her yerel seçimde genel seçime oranla düşük oy alan AK Parti’nin genel ve cumhurbaşkanlığı seçimine bu motivasyon düşüklüğüyle gitmek istememesi de ekleniyor.

KARARIN ONAY ALMASI GEREKİYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen erken seçim kararından sonra süreç nasıl işleyecek sorusuna gelecek olursak her şeyden önce bunun için bir Anayasa değişikliği gerekmiyor. Fakat bu kararın toplam 539 milletvekili bulunan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 276 milletvekilinin onay vermesiyle kabul edilmesi şart. Meclis başkanı dışında 317 milletvekiline sahip olan Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin toplam sandalye sayısı ise 352 olması kararın onaylanmasının önünde bir engel bırakmıyor.

TAKVİMİ YSK BELİRLEYECEK

Her seçimde olduğu gibi yarışın propaganda ve seçim kurallarını Yüksek Seçim Kurulu belirleyecek. Önümüzdeki günlerde YSK, ilan edilen 24 Haziran tarihine göre seçime gidecek partilerin belirlenmesi, adayların ilanı, seçmen kütüklerinin yenilenmesi, il ve ilçe seçim kurullarının belirlenmesi, oy pusulalarının bastırılması hazırlıklarını tamamlayacak.

1 Ocak itibariyle seçime girebilecek dokuz partiyi açıklayan YSK, 298 Sayılı ‘Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’ ile 2820 Sayılı ‘Siyasi Partiler Kanunu’nun ilgili maddelerini baz almıştı. Buna göre açıklamada, 1 Ocak’tan en az 6 ay öncesi itibarıyla illerin en az yarısında teşkilat kurdukları ve büyük kongrelerini yaptıkları saptanan partilerin seçime girebileceğini duyuruldu ve bu partilerin de AK Parti, Bağımsız Türkiye Partisi, BBP, CHP, DP, HDP, MHP, SP ve Vatan Partisi olduğu belirtildi.

Diğer yandan 25 Ekim 2017’de kurulan İYİ Parti, ilk kongresinden sonraki altı ayı 1 Eylül’de doldurduğu için örgütlenmesini tamamlayamama durumunda seçime girebilmesi için TBMM’de grup kurmak mecburiyetinde.

MUHALEFETİN İTTİFAK BİLMECESİ

Seçim kararına ilişkin teklifi hızla TBMM’ye sunan AK Parti ve MHP, Meclis’ten geçecek kararın hemen ardından YSK’nın seçim takvimini başlatmasıyla, hızla ittifak kararını bildirecek. Ancak muhalefetin henüz somut bir karar olmadığı için bu kadar hızlı hareket edemeyeceği görülüyor. Zira muhalefeti temsil eden her bir partinin kendi içinde çıkmazları bulunuyor.

Parti kimliklerinden çok değerlerin ön plana çıktığı yeni sistemde yarışta başarılı olmanın yolu ittifaklardan geçiyor. Buna karşılık toparlayıcı aday arayışı bugüne kadar sonuçsuz kalan muhalefet partilerinin hemen hepsi aday sorunu yaşıyor. Öyle ki Meral Akşener dışında, hiçbir siyasi partinin cumhurbaşkanı adayı netleşmiş değil.

Böyle bir ortamda ittifaka olanak tanıyan Seçim Yasası uyarınca, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim takvimini ilan ettiği günden sonraki kısa süre içinde siyasi partilerin ittifak kararlarını ve adaylarını YSK’ya bildirmesi zorunluluğu bulunuyor. Çünkü yeni sisteme göre partilerin aday ve milletvekili listelerini seçim tarihinden yani 24 Haziran’dan en geç 45 gün önce YSK’ya bildirmeleri gerekiyor.

UYUM YASALARI MECLİS’E GELECEK

Daha önce TBMM’den 26 maddelik seçim ittifakları düzenlemesini geçiren AK Parti ve MHP, bundan sonra ilk yapacağı iş, anayasa değişikliği uyum yasaları ve iç tüzüğü aynı şekilde Meclis’ten geçirmek olacak. Çünkü başbakanlığın kaldırılması sebebiyle çok sayıda kanunda yapılacak teknik düzenlemenin hükümete verilecek “yetki yasası” ile yapılması planlanırken, Cumhurbaşkanlığı seçim sistemi dâhil, seçim yasası değişiklikleri ve içtüzük için TBMM’nin yüksek tempoda çalışması hedefleniyor.

Böyle bir süreçte eylül ayında yapılması gereken AK Parti’nin olağan kongresinin, sonbaharda bir erken seçim olasılığıyla haziran sonuna alınabileceği konuşulsa da erken seçim kararı yeni bir durum ortaya çıkardı. Yeni durma bakıldığında erken seçim kararıyla birlikte bu hesabın da değişeceği ve kongrenin normal takvimindeki gibi Eylül ayına kalabileceği düşünülüyor. Seçimlerin normal yapılması halinde, parti yönetimi ve Bakanlar Kurulu’nda da Erdoğan’ın revizyona gideceği söylentileri de son minvalde gündemden kalktığı gibi artık herkeste hızla seçime odaklanacağı görüşü hâkim.

Yeni seçim sistemi neler getirmişti?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda adayların hiçbiri yüzde 50’ye ulaşamazsa en çok oyu alan iki aday ikinci tura kalacak. İkinci turda da en yüksek oyu alan isim 5 yıllık Cumhurbaşkanlığı koltuğuna geçecek. Cumhurbaşkanı en fazla iki defa seçilebilecek. Yeni anayasaya göre, meclisteki milletvekili sayısı da 550’den 600’e çıkarıldı. Yeni düzenlemede Ankara’da seçilecek milletvekili sayısı 32’den 36’ya, İstanbul’da seçilecek milletvekili sayısı da 88’den 97’ye yükseldi.

Kaynak: Diriliş Postası (Muhammed Şimşek)