Hrant Dink Vakfı tarafından Ocak-Nisan 2017 tarihleri arasında “Medyada Nefret Söylemi İzleme Raporu” adlı ‘kin dolu bir rapor’ hazırlandı.
Tüm yaygın gazeteler ile 500'den fazla yerel gazete taranarak hazırlanan sözde raporda, güya “ayrımcı, ötekileştiren ve hedef gösteren bir dille kaleme alınmış içerikler” tespit edilmeye çalışılmış. Ermeni Agos, Yahudi Şalom, ateist Birgün ve Evrensel'in aklandığı, geri kalan tüm gazetelerin suçlandığı sipariş rapor, medyada benzersiz bir fişleme yaptı. Nefret ve kin dolu bir tefrika olarak kayda geçen raporu Alman derin devletinin Friedrich Naumann Vakfı, Soros'un Açık Toplum Vakfı ve başkanlığını Fuat Keyman'ın Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi destekliyor.

HRANT'IN KATİLLERİNE ÖDÜL VEREN VAKIF

Malum çevrelerin verdiği paralarla ısmarlama rapor uyduran Hrant Dink Vakfı; Ermeni kökenli olup Türk kimliğini göğsünü gere gere taşıdığı için FETÖ maşası tarafından katledilen gazeteci Hrant Dink'in adını kullanarak, ‘Ermeni ırkçılığı' yapan bir vakıf görünümünde. Mütevelli heyeti Dink ailesinden oluşan vakıf, Hrant Dink'in katilleri FETÖ'cülere ve Ahmet Altan gibi FETÖ işbirlikçilerine ödüller verdiği için çok tartışılmıştı. Bugüne kadar Dink'in katili FETÖ'cüler hakkında hiçbir açıklama yapmayan vakıf, katilleri gizlemeye çalışanlarla dirsek teması kurmaya da devam ediyor.

RAPORUN SONUCU ÖNCEDEN BELİRLENMİŞ!

151 sayfalık sözde rapor için anlaştıkları medya takip ajansından, “Türk düşmanı, hain, yobaz, gâvur, mülteci” kelimelerinin geçtiği haberler istenmiş. Sırf kasıtlı seçilen kelimeler yüzünden, Türkiye'de nefret söylemine en çok uğrayan kesimler Ermeniler, Süryaniler, Yahudiler, Hıristiyanlar, Yunanlılar ve Rumlar olarak belirlenmiş. Bunları Gayrımüslimler, Almanlar, İngilizler, Batılılar, Sırplar hatta Budistler izliyor. Ancak ne hikmetse Türkiye'de en çok zulme ve hakarete uğrayan, en çok mağdur edilen Müslümanlar listede yok. Bu rapor müsveddesine göre, PKK gazeteleri dâhil hiçbir gazete Türkler ve Müslümanlar hakkında tek kötü kelime kullanmamış.

RAPORA GÖRE ‘TERÖR VE TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI' MEŞRU!

Raporda azınlıkların nasıl ‘nefret söylemine' maruz kaldıkları ile ilgili bölümler, raporun asıl amacını da ortaya koyuyor. Skandal rapora göre; “Müslümanların şehit edildiği Hocalı Katliamı için Ermenileri eleştirmek küstahlık; ASALA terör örgütü değil; örgütlerini feshedip PKK'ya katıldıklarını kendileri ilan eden ASALA'yı PKK ile bir tutmak yanlış; İsrail Filistinlilere zulmetmiyor; zulme uğrayan Müslüman ise “zulüm” demek nefret söylemi sayılır; ‘Siyonist' demek suç; Mescid-i Aksa yasağını eleştirmek suç; Yunanlılara ‘FETÖ'cüleri iade edin' demek ise Yunan düşmanlığı” olarak kaydedilmiş.

VAKIF YETKİLİSİ SORULARA DAYANAMADI

Hrant Dink Vakfı'ndan telefonla görüştüğümüz bir yetkili, raporun Alman Vakfı tarafından fonlandığını kabul ederken, imada dahi bulunmadığımız halde agresifleşerek “Açık Toplum Vakfı'nın Sorosçu olduğunu, Soros'un Yahudi olduğunu dolayısıyla da kendilerini de Yahudi uşaklığı yapmakla suçladığımızı” ileri sürdü. Raporun tarafsız olmadığını kabul eden vakıf yetkilisi, “Biz bize gönderilen örnekler üzerinden rapor hazırlıyoruz. Siz de gönderin ona göre yapalım” dedi. Raporun finansörü Alman istihbaratına çalıştığı bilinen Friedrich Naumann Vakfı, Gezi kalkışmasında çapulcu sürüsünü besleyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle PKK'ya para aktaran ve referandum sürecinde ‘Hayır' çıkması için canla başla çalışan bir kurum.

SEÇ BEĞEN AL: 4 DALDA NEFRET SÖYLEMİ

Raporda, istedikleri yayınlara “nefret söylemi” etiketi yapıştırmak için kavramı 4 kategoriye bölmüşler. Buna göre bir ifadenin nefret söylemi olması için “abartma / yükleme / çarpıtma” yapması gerekiyor. O yoksa  “küfür / hakaret / aşağılama” gerekiyor. O da yoksa “düşmanlık” içermeli. Hiçbiri yoksa “simgeleştirme” kafi geliyor. Yani vakıf bir yayına ‘nefret söylemi' demek istiyorsa, illa ki bir kriter buluyor.

Kaynak: Yeni Söz