“AMERİKA’NIN BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KUDÜS’E TAŞIMA KARARI İSRAİL YÖNETİMİNİ ADETA AZDIRMIŞTIR”

 “İsrail’in hak, hukuk, adalet, insanlık tanımayan saldırıları sebebiyle yarım asrı aşkın süredir huzur yüzü görmeyen Filistinliler bir kez daha zulme maruz kaldılar. Amerika’nın büyükelçiliğini, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumların kararlarını hiçe sayarcasına Kudüs’e taşıma kararı İsrail yönetimini adeta azdırmıştır. İsrail askerleri topraklarını savunmak dışında hiçbir amaçları olmayan, asla silaha, şiddete, zorbalığa başvurmayan masum Filistinlileri özellikle hedef göstererek çocuk, engelli, yaşlı, kadın demeden katlediyor. Dünyanın bir başka yerinde yaşansa, tüm uluslararası kurumların, tüm devletlerin ayağa kalkacağı bu saldırı, İsrail tarafından Filistinlilere uygulandığında maalesef büyük bir aymazlıkla karşılanmıştır.”

Türkiye’nin girişimleri, İslam coğrafyasındaki mazlum halkların yürek yakan isyanları ve kimi vicdanlı Batılıların itirazları dışında, bu trajediye sadece seyirci kalındığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, “Tüm dünya gözünü yumsa da, biz İsrail zulmüne rıza göstermeyeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin sadece kalbimizde değil tüm imkânlarımızla yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Kudüs’ün İsrail tarafından gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz” vurgusunda bulundu.

“FİLİSTİNLİLERLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Uzun zamandır işgal altındaki Filistin topraklarının, özgür Filistin devletinin sınırları içinde huzura ve güvene kavuşacağı günlere kadar, Filistinlilerin mücadelesini destekleyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Yanlarında kim olursa olsun İsrail yönetiminin uyguladığı teröre, döktüğü kana, yaptığı haksızlıklara karşı mücadele eden Filistinlilerle dayanışma içinde olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” sözlerine yer verdi.

Son hadisede, henüz olaylar başlamadan önce, İsrail yönetimini sağduyulu davranması konusunda ikaz ettiklerini, buna rağmen katliam başlayınca, tüm uluslararası ve insani mekanizmaları harekete geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı , Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunun bu konuyu özel olarak ele alması için girişimlere başladıklarını, BM Güvenlik Konseyi üyelerini daha etkili şekilde harekete geçirmeye çalıştıklarını aktardı.

Olayların başlamasının ardından pek çok ülke liderini aradığını, temaslarını bu gece ve yarın da süreceğini açıklayan Cumhurbaşkanı , İstanbul’da cuma günü İslam İşbirliği Teşkilatı’nı olağanüstü zirve toplantısını gerçekleştireceklerini hatırlattı. Ardından Yenikapı Meydanı’nda büyük bir miting düzenleyeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı , pazar günü de Diyarbakır’da bir miting yapılacağını ve bu mitinglerde dünyaya sesleneceklerini söyledi.

“AMERİKA VE İSRAİL’DEKİ BÜYÜKELÇİLERİMİZİ İSTİŞARELER İÇİN ANKARA’YA ÇAĞIRDIK”

Filistinlilerle dayanışma ve şehitlere saygı maksadıyla 3 gün süreyle ülke genelinde yas ilan ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı, şunları ekledi: “Yaralıların tahliyesi için Genelkurmay Başkanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız ve AFAD Başkanlığımız yoğun çaba gösteriyor. İsrail’in engellemelerine rağmen bu çabalarımızdan vazgeçmiyoruz. Amerika ve İsrail’deki büyükelçilerimizi istişareler için Ankara’ya çağırdık. İsrail’in Ankara Büyükelçisine de ülkesine gitmesini tavsiye ettik ve gitti. Ramazan ayı boyunca Filistinli mülteciler için tüm İslam ülkelerini kapsayan büyük bir yardım kampanyası yürütülecek.”

Filistin meselesinin, sadece bir toplumun topraklarını ve izzetini koruma mücadelesi olmadığının, aynı zamanda tüm insanlık ve onları temsil eden uluslararası kurumlar için de bir imtihan olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı, şu ana kadar bu imtihanın çok kötü geçtiğini dile getirdi.

İsrail’in hukuk tanımaz, hak ve adalet bilmez, şımarık, küstah, insanlık dışı uygulamalarına karşı sesiz kalınmasının, çok tehlikeli bir kapının açılması anlamına geleceğini söyleyen Cumhurbaşkanı, daha önce Bosna’da, Afrika’da, Somali’de, yakın zamanda Irak ve Suriye’de kötü imtihanlar veren uluslararası sistemin, Filistin’deki tavrıyla intihar ettiğini diye getirdi.

“DÜNYA HIZLA HAYDUTLUĞUN HÂKİM OLDUĞU BİR KAOSA DOĞRU SÜRÜKLENECEK”

“Şayet İsrail zorbalığına daha fazla sessiz kalınırsa, dünya hızla haydutluğun hâkim olduğu bir kaosa doğru sürüklenecektir” diyen Cumhurbaşkanı , güçlü olanın istediğini aldığı, mazlum olanın ise hep kaybettiği böyle bir düzenin, insanlığın sonu demek olacağını ve Türkiye olarak bu kötü gidişe itiraz ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bedeli ne olursa olsun, sonuna kadar hakkın, hakikatin, mazlumun yanında yer alacağız. Bizim için bu tavır konjonktürel değil, ilkeseldir. Aynı tavrı Suriye konusunda da, Irak konusunda da, Somali konusunda da, Bosna konusunda da, Kırım konusunda da, Karabağ konusunda da gösteriyoruz. Bugüne kadar mazlumun kimliğine hiç bakmadık, bakmayacağız. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olmamıza rağmen insani yardımlarda millî gelire oranla dünyada birinci sırada yer almamızın sebebi işte budur. Canlarını ve namuslarını kurtarmak için ülkemize sığınan 3,5 milyon Suriyeliye yıllardır ev sahipliği yapmamızın sebebi işte bu yaklaşımdır. İstikrarsızlığın ve açlığın pençesinde kıvranan Somali’de yaklaşık bir milyar dolarlık bir destekle tüm dünyaya örnek olacak bir kalkınma modelini hayata geçirmemizin sebebi işte bu insani davranıştır.”

“TÜM İNSANLIĞIN MUTLULUĞU VE REFAHINI SAĞLAYANA KADAR BU YOLDAN DÖNMEYECEĞİZ”

Filistinlilerin de aynı sebeple yanlarında olduklarının ve ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyerek, aynı sebeple uluslararası sistemi adalete davet ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı, “Ecdadımız böyle yapmıştı, biz de aynı yoldan ilerliyoruz. İnşallah kendimizden başlayarak tüm kardeşlerimizin, tüm insanlığın mutluluğu ve refahını sağlayana kadar bu yoldan dönmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Son 5 yılda darbe girişimi ve terör örgütlerinin kullanılması dâhil, her türlü alçaklığın kullanılarak Türkiye’nin istikrar ve güven ortamının tehdit edildiğine, Türkiye’nin güney sınırları boyunca bir terör koridoru oluşturulmaya çalışıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı, mevcut sistemle sorunların üstesinden gelmenin giderek zorlaştığını gördüklerini, bu yüzden de ülkenin yeni bir yönetim sistemine ihtiyaç duyduğunu yüksek sesle dile getirdiklerini söyledi.