'Mustafa Kemal Atatürk'ün Manevi Dünyası' adı altına hazırlanan ve Atatürk'ün dindarlığının vurgulandığı kitabın yazarı Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Ali Güler (Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre) ilginç anektotlar kaydetti. “İnsan Atatürk’ü, halkımıza doğru şekilde anlatmak, büyük kurtarıcının milletin değerleriyle barışık olduğunu, manevi dünyasında bazı kesimlerin iddia ettiği gibi dine karşı bir tutum içinde olmadığını ortaya koymak istedim" vurgusu yaparak bu urumu ifade eden Güler, çarpıcı bilgiler kaydetti.

YASİN SURESİ ŞAHANE YAZILMIŞ

Atatürk'ün Yasin Suresini çok sevdiği ve sıklıkla okuduğu vurgulanan ifadelerde ilginç bir ayrıntı yer alıyordu. Kur'an-ı Kerim'den genellikle "indirilmiş" olarak bahsedilirken Güler'in kitabına göre, Atatürk'ün "Yasin Suresi ne şahane yazılmış" demesi dikkat çekiyor.

"Yrd. Doç. Güler’in çalışmasında Atatürk’ün dikkatini en fazla çeken surelerin başında, Yasin Suresi geldiği, 22 Mayıs 1926’da Bursa Türk Ocağı’nı ziyaret eden Atatürk’ün ağzından şöyle aktarılıyor: Kur’an’da çok büyük hikmetler ve düsturlar vardır. Hele Yasin Suresi ne şahane yazılmıştır. Ben Kur’an okumak istediğimde çok defa Yasin Suresi’ni okurum."

DİNDE CİNSİYET AYRIMI YAPMAZDI


Atatürk'ün dinde cinsiyet ayrımı yapmaya karşı olduğunu kaydeden Güler, Atatürk'ün "alışılmışın dışında bir din yorumuna sahip olduğunu" belirtmeside dikkat çekiyor;

"Güneş doğarken çok müstesna bir Hadise oldu. Gazi’nin manevi kızlarından Nebile Hanım, Gazi’nin işaretiyle sandalyenin üstüne çıktı. Sabah ezanı okumaya başladı. Bir aralık baktım Nebile Hanım’ın ses damlalarına yaş damlaları karışıyordu. Gazi ağlıyordu! O’nun İslâm geleneğinin aksine, bir kadına ezan okutması, bu konuda cinsiyet ayırımı yapmaması, Atatürk’ün alışılmışın dışında bir din yorumuna sahip olduğunun tipik işaretlerinden biriydi..."

KUR'AN OKUTTUĞU HAFIZA 'APTAL' YAKIŞTIRMASI


Kur'anın okunması üzerinde Atatürk'ün çok hassas davrandığını vurgulamak isteyen Güler'in Atatürk'ün manevi yönünü övmek adına paylaştığı anektod da çok ilginç bilgiler yer alıyor;

Florya Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde yaşanan ve Mahmut Baler’in ilginç anılardan biri ise şöyle: Atatürk, güzel sesle okunan Kur’an dinlemeyi çok severdi. Hafız’dan Uşak makamında Kur’an okumasını istedi. Hafız Yaşar: ‘Hangi sureyi emredersiniz?’ diye sordu. ‘Ne istersen onu oku’ dedi. Hafız okumaya başladı. Atatürk, ‘Dur, Hicaz makamına geç’ dedi. Hafız birden bire hicaz makamına geçemedi. ‘Hıı...hıı’ diye makamı biraz aradıktan sonra buldu ve okumaya devam etti. Sonra Atatürk bana: ‘Kur’an okur musun? diye sordu. Okurum dedim. ‘Buyurun, okuyun.’ Hafızamda olan bir sureyi okumaya başladım. Biraz sonra bana da: ‘Hicaz makamına geçin’ dedi. Musikiye olan alâkama dayanarak hiç duraklamadan hicaz makamına geçtim. Atatürk Hafıza dönerek: ‘Bak buraya! İşte zeka ile aptallığın mukayesesi! Sana Kur’an oku dedim. Hangi sureyi istersiniz, diye sordun. Bu şarkı değil ki, beğendiğimizi okuyalım; Allah’ın kelamı..." dedi.

İMKAN BULURSA KADİR GECESİ ORUÇ TUTARDI


Atatürk'ün Kadir Gecesi oruç tuttuğunun vurgulandığı bölümde ise yine dikkat çeken noktalarla karşılaşmak mümkün;

Atatürk’ün Ramazan ayına verdiği önem ise kız kardeşi Makbule Hanım’ın şu şekilde anlatılıyor: “...Her Ramazanın bir günü ve ekseriyetle Kadir Gecesi bana iftara gelirdi. O gün imkan bulabilirse, oruç tutardı. İftar sofrasını eski tarzda isterdi. Oruçlu olduğu zaman iftara başlarken dua ederdi. Kur’an dinlemeyi sever, Kur’an yüksek sesle ancak makama aşina olanlar ve güzel sesliler okumalı derdi. Annemin ölümünden sonra ruhuna hatim okutmak istemiştim. Bu arzumu kendisine söylediğim zaman ‘bana, çok iyi edersin. Benim için de okut’ demişti.

Güler'in kitabının tanıtıldığı haberde, kitaptan paylaşılan farklı anektodlarda vardı. Bunlar Atatürk'ün; 'kandil gecelerinde saz çaldırmaması', 'cebinde Kur'an taşıması', 'Kur'an okunurken ağlaması' 'Çanakkale şehitleri için özel mevlit okutturması' gibi anektodlarıda kaydediyor.

Kaynak: Beyaz Gündem