Başbakan Adnan Menderes'in ipini çeken cellatın parasını karısı Berrin Menderes'ten tahsil etmişler.

Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi 27 Mayıs'ın üzerinden 56 yıl geçti. Yassıda'da çığrından çıkan yargılama sonrası Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi.

SİYASETİN KARA GÜNÜ

Türk siyasetinin en kötü dönemlerinden biri olarak tarih sayfalarına kazınan 27 Mayıs darbesinin yıl dönümü, köşe yazarlarının da gündeminde.

ADAM BAŞI 150 LİRA

O dönemi yakından takip eden gazetecilerden Sabah yazarı Yavuz Donat, 1961 yılında Adnan Menderes'in idamına ilişkin hazin bir ayrıntıyı böyle paylaştı:

"Celladın ücreti... Adam başına 150 lira.
Menderes'in idamında görev yapan cellat... Devletten parasını aldı.
Sonra... "150 lira cellat parası" Menderes'in ailesinden istendi.
Eşinden... Berin Menderes'ten.
Hem de mahkeme kararıyla.
Menderes'in avukatlarından... Rahmetli dostumuz Talat Asal... "Güneş Batmadı... Müvekkilim Adnan Menderes ve Yassıada" kitabında... Cellat parası olayını da yazmıştı (Selis Kitaplar-2003)."

MENDERES'İN GELİNİ O GÜNLERİ ANLATTI

O dönemin en önemli şahitlerinden, merhum Adnan Menderes'in 2011'de vefat eden oğlu, siyasetçi Aydın Menderes'in eşi olan Ümran Menderes, AA muhabirine aile albümlerinden paylaştığı fotoğraflarla açıklamalarda bulundu.

ÇOK ACI BİR GÜNDÜ

Adnan Menderes'in idam edildiği dönemde henüz aileye katılmadığını ve genç bir kız olduğunu anlatan Ümran Menderes, "Çok acı bir gündü hepimiz için. Bunları dışarıdan izleyen bir insandım ama Menderesçiydim. Ne olduğunu anlayamamıştım. Kimse dışarıya çıkamıyordu. Bilmediğimiz, alışmadığımız çok tuhaf bir dönemdi. Bizler, 1960'daki ihtilalle ayrıştık. Pek çok insan 1960 darbesine 'iyi', 12 Eylül darbesine 'kötü' diyor. Halbuki darbelerin hepsi kötüdür, darbelerin iyisi olamaz." diye konuştu.

Menderes, o dönem mahkemelerin başlaması ile birlikte sonu baştan belli bir sürece girildiğine ama umutlarını her daim içlerinde taşıdıklarına işaret ederek, "Çok büyük acılar çektik. Başbakanımız, bakanlarımız haksız yere suçlandılar. İşkencelere maruz kaldılar. Maalesef biz o ihtilalle ayrıştık. Demokrat Partililer, aileleri çok mağdur oldu. Çok zor günlerdi, çok acılar çekildi. Bunları hak etmediler ama çok şükür o devir bitti, darbe dönemleri kapandı." dedi.
Aydın Menderes'in babasıyla ilgili en büyük ukdesinin helalleşememek olduğunu anlatan Ümran Menderes, "Aydın hep 'helalleşemedik, helalleştirmediler' derdi." ifadesini kullandı.

CENAZEYİ TEŞHİS ETTİK, MEZAR BOŞ DEĞİLDİ

Ümran Menderes, bir dönem öne sürülen "Adnan Menderes'in cenazesinin aslında denize atıldığına" dair iddialara, şu anısını anlatarak yanıt verdi:
"Cenazelerin Anıt Mezar'a nakillerinden önce, birkaç proje ve yer önerilmişti. Bir proje üzerinde beraber karar verdik. İstanbul'da düzenlenen nakil töreninde ben de bulundum. Nakil öncesi süreç Aydın için çok zordu. Zira, 'ya mezar boş çıkarsa' diyordu, haklı olarak. Ancak, böyle bir şey olmadı. Emektar koruma polisleri vardı, İbrahim Bey. Mezar açıldığında merhum Başbakanımız Adnan Menderes'i altın dişinden tespit etti."

MEZARINDAN ÇIKARIP BİR DAHA MI ASALIM

Menderes, sözlerine şöyle devam etti:
"Seçimle gelenlerin seçimle gitmesi gerekir. Demokrasi bunu gerektirir. Partiler iktidara daha çok çalışarak gelebilirler. Maalesef bizim anamuhalefet partimiz, tek parti döneminden geldikleri için olsa gerek, çalışarak iktidar olmak yerine farklı yöntemlerle iktidar olma kolaycılığını tercih ediyor."

Hala Adnan Menderes'i suçlu gören radikal CHP'lilerin olduğunu ifade eden Menderes, "Gelip bana bunları söylediklerinde 'ne yapalım, mezarlarından çıkarıp bir daha mı asalım?' diyorum. İnsanların hala bu düşünceleri taşıması inanılmaz bir şey." dedi.

Kaynak: İnternet Haber