Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, ne yaptığını bilmez bir perişanlık içinde, strateji belirlemeye çalışan muhalefetin durumunu analiz eden bir yazı kaleme aldı.  

Hatırlar mısınız..

16 Nisan anayasa değişikliği referandumunun hemen öncesinde..

Halkın oyuna sunulan Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin aksaklık çıkartabilecek yönlerini anlatırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çok ciddi bir gafa imza atmıştı..

Ne demişti Kemal Bey, birlikte okuyalım:

“Düşünün yeni modeli kurduk. Halk seçti cumhurbaşkanını, başbakan da başkası oldu. Cumhurbaşkanı başka partinin genel başkanı, başbakan da başka bir partinin genel başkanı. Asıl kavga o zaman çıkacak. Asıl onu düşünmemiz lazım.”

Kemal Bey’in bu sözleri, uzun süre tartışılmıştı..

“Yeni sistemi anlamadığı, Cumhurbaşkanlığı sisteminde başbakanlığın artık olmadığının farkında olmadığı” söylenmiş, Kemal Bey’in gaf hanesine, bir tane daha ekleme yapılmıştı..

Şimdi diyorum ki..

Muhalefetin yaptığı ittifak görüşmeleri de..

Benzer bir yanlış tespite dayalı olmasın?..

Öyle ya..

Muhalefet partilerinin açıklamalarına bakıyorum..

Hiçbirisinin, yapmayı düşündükleri ittifak ile neyi hedefledikleri belli değil..

Eskisi gibi sadece milletvekili seçimine birlikte girileceğini sanıyor olmalılar..

Esas sorunun seçilecek cumhurbaşkanının aynı zamanda yeni hükümetin başı olacağını düşünmeden, hatta yardımcılarının kimler olacağını bile tartışmadan, içi boş ittifak görüşmeleri yaptıkları anlaşılıyor..

Düşünsenize..

PARTİSİ OLMADAN HÜKÜMET KURUP NE YAPACAK?

Abdullah Gül, muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayı olursa..

Bu ne demektir?

Seçimden sonra kurulacak hükümetin başı, Abdullah Gül olacak demektir.

İyi de..

Partisi bile olmayan Abdullah Gül, hükümet kurup ne yapacak?

Siz; eski parlamenter sistemin devam ettiğini, TBMM içinden çıkan hükümetin yanı sıra, sembolik yetkileri olan bir cumhurbaşkanını seçeceğinizi mi sanıyorsunuz?

Seçilecek cumhurbaşkanı, aynı zamanda hükümetin de başı olacak, arkadaşlar..

Uyanın, uyanın..

Kış geçeli hayli oldu..

Kalkın kış uykusundan..

Dolayısı ile..

Abdullah Gül’ün ortak aday olması ve kazanması, (seçilme ihtimalini çok çok zor görüyorum ama.. Teorik bir ihtimal olarak varsayalım) CHP’lilerin oyları ile, Abdullah Gül’ün hükümet kurması demektir.

Benim tercihim Tayyip Erdoğan’ın kazanması ama..

Farzedelim böyle bir şey oldu..

CHP’liler, böyle bir ihtimali nasıl kabullenecek, izah edecek bir CHP’li var mı?

Çok bilmiş CHP’liler... Okumuş solaklar..

Dahası..

Sembolik yetkileri olduğu 2007’de bile, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesine itiraz eden ve “Seçtirmeyiz” diye ter ter tepinen CHP’liler..

Şimdi aynı Abdullah Gül’e..

Altın tepsi içinde..

Hem cumhurbaşkanlığını..

Hem de başbakanlığı, nasıl sunacaklar?

CHP yönetimi bunu sunsa bile..

CHP’li seçmen buna nasıl eyvallah edecek, bir bilen, anlatabilir mi?


Veya..

CHP’nin ödünç 15 milletvekili verdiği partinin genel başkanı Meral Akşener, dünkü son açıklamalarını esas alacak olursak..

“Sayın Meral Akşener her durumda Cumhurbaşkanı adayı olacaktır. Milletimiz bizden bunu açık ve net olarak beklemektedir” şeklindeki parti açıklamasını dikkate alırsak..

Meral Akşener’in seçilme ihtimalinin de hayal dünyasının bir ürünü olduğunu kabul etmekle birlikte sorayım: 

“Meral Akşener hükümeti kurulursa, CHP’liler bu hükümetin neresinde yer alacak?”

% 25’lik CHP oyları ile, bir rivayete göre % 4, en yüksek oy verenin tahmini ile % 17’lik Meral Akşener’e hükümet kurdurmanın izahını kim, nasıl yapacak?


Sonra dönelim Temel Abi’ye..

Temel Abi’nin cumhurbaşkanı adayı olma iddiası, göründüğü kadarı ile yok. Onun isteği, ortak bir isim bulmak..

Ama burda da.. İlk itirazımız yine gündeme geliyor..

CHP’nin, SP’ye sıcak bakan birisini kabul etme ihtimali, çok zayıf..

Bu durumda ne olabilir?

SP çatısı altında, hayatında hiç bulunmayan.. Belki SP’nin kapısının önünden geçmeyi bile uğursuzluk olarak kabul edecek bir adayda karar kılabilirler..

Böyle bir isim belirlenecek olursa..

SP’ye sıcak bakmayan, CHP kafasından bir şahsın kuracağı hükümetin sorumluluklarını, Temel Abi şimdiden kabullenecek mi?

Belki de laikçi, dayatmacı bir isim seçildiğinde, onun yapacağı icraatın vebalinide, Temel Abi üstlenecek mi?

Bunun da, şimdiden açıklanması gerekir diye düşünüyorum..

Temel Abi’nin, bunun taahhüdünü yapması gerektiğine inanıyorum..


Tüm bu ihtimaller gösteriyor ki, muhalefetin gerçeklerden hiç haberi yok..

Ya da..

Ne yaptığını bilmez bir perişanlık içinde, strateji belirlemeye çalışıyorlar..

Bu arada..

Şu ihtimali de belirteyim.

CHP’nin, Meral Abla’ya şöyle bir kazık atma ihtimali acaba olabilir mi?

Tamam, 15 milletvekilinin eklenmesi ile, Meral ablanın partisi grubu kurdu..

Partileri seçime girmeye hak kazandı..

Ama hangi seçime?

Milletvekili seçimine..

İyi de.. Milletvekili seçiminin parlamenter sistemdeki önemi, şimdi yeni sistemde yok ki..

Milletvekili seçimine girdiniz ama, hükümeti milletvekilleri değil, seçilecek cumhurbaşkanı kuracak..

Cumhurbaşkanlığı seçimine girmezseniz, seçime girip kazanan yeni cumhurbaşkanının icraatlarını, TBMM’de seyreder durursunuz..

Ne demek istiyorum?

Şunu: “Acaba CHP’den istifa edip, Meral Abla’nın partisine geçen 15 milletvekili, cumhurbaşkanı seçimi için yeni partilerinin dünkü açıklamasına uymazlarsa.. Meral Abla’nın cumhurbaşkanı seçimi için aday gösterilmesi teklifine imza atmazlarsa..”

Ne olacak?

Meral Abla’nın cumhurbaşkanlığı seçimine girebilmesi için, 100 bin imza toplaması gerekecek..

Ama “Kongre yapıyordum.. Yapacaktım” diye oyalanan Meral Abla..

15 CHP’liye güvenip, 100 bin imzayı da toplamazsa..

Seyredin işte o zaman, gümbürtüyü..

Kaynak: Yeni Akit