Nisan ayı içinde tertip edilen bu yılki Women in the World Summit (Dünya Zirvesinde Kadınlar) programına Amerikan eski Dışişleri Bakanı ve son seçimlerde Trump’a mağlup olan Demokratların adayı Hillary Clinton yöneticilik yaptı. Programda ayrıca üç diğer konuşmacıyla birlikte Ece Temelkuran’a da yer verildi. Clinton ile Temelkuran’ın birlikte Türkiye ve Erdoğan’a hücum ettiği görüldü.

CLİNTON’DAN DİKTATÖR İMASI VE KÜSTAH ‘SOVYETLER’ KIYASLAMASI

Hillary Clinton, E. Temelkuran’a söz vermeden evvel, “Türkiye hâlihazırda, bütün kuvveti toplamak konusunda inanılmaz derecede açık olan bir lidere sahip ve şu an elinde tuttuğu başkanlığı yaratmasını havi olarak öyle de yaptı. Bu nasıl oldu?” diye sordu ve ardından Rusya'da bir Sovyetler Birliği tarihi olduğunu ve orayı anlayabildiklerini ancak Türkiye'nin göreceli olarak son dönemde farklı yolda olduğunu, böyle olduğu halde nasıl bu hale geldiğini sual etti.

Clinton’ın hem geçmiş Türkiye’yi daha özgür, bugünküne nazaran hak ve hürriyetlerin daha tanınmış bir yer olduğu şeklindeki cahile yakışır sunumu, hem de Sovyet geçmişiyle bağ kurulan bugünkü Rusya ile aynı kefeye koyması hadsizliği karşısında Ece Temelkuran, ondan da öte memleketi kötüleme çabasına girişti.

“TÜRKİYE ÇILGIN BİR ÜLKE… ERDOĞAN DELİ BİRİ”

Temelkuran cevabında, Putin, Xi Jinping gibi kimselerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da aynı kefeye koyup esas olarak bu adamları çıkaran sistemi tartışmak gerektiğini söyledikten sonra şöyle ifadeler sarf etti:

 “15 yıl önce Türkiye çılgın bir ülke değildi... Türkiye'de çok üzücü bir surette yaşanıyor bu durum. Benim ülkem çok güzel bir ülke ve o (ülke) kendisini Batılı bir ülke olarak düşündü. Ve ülke Avrupa Birliği'nin bir parçası olmak için hazırlanıyordu... Fakat Türkiye'de 15 yıldır gerçekleşen bütün algı değişimi sadece bir adam sayesinde değil, aynı zamanda o adam deli taktiklerini uygularken susanlar yüzündendir.”

Ece Temelkuran’ın bu son cümlesi akabinde dinleyenlerin kendisine alkış yağdırdığı görüldü.

Konuşmanın ilerleyen kısımlarında Hillary Clinton, bu sefer “otoriter rejimlerde” kadınlara ne olduğunu evvela Ece Temelkuran’dan sual etti. Temelkuran’ın evvelde olduğu gibi yine, kötüleme ve ülkesi ile idarecisine hücumda Clinton’ın önüne geçerek hakaretleri müstehzi ifadelerle daha da arttırdığı görüldü.

Recep Tayyip Erdoğan’a “zorba” demekle yetinmeyen bu kimse, Putin, Xi Jinping, Trump gibi diğerleriyle birlikte Reisicumhurumuzu da aynı kefede anıp hepsine birden “deli” dedi.

Temelkuran ayrıca, “Kadın düşmanlığı sağ görüş popülizmin bütünleyici parçasıdır” diyerek birbirlerinden çok farklı fikriyattaki bu insanları hiçbir “temel kurmadan” aynı potada eritip Erdoğan ve onla aynı fikirde olanları özünde “kadın düşmanı” olmakla itham edecek kadar atıp tutmakta da bir beis görmedi.

Türkiye’den ayrılmış bu katılımcının konuşması kahir ekseriyetle Türkiye ve idarecisini kötülemek, hakaretler savurmak üzerine kurulu olduğu halde, daha sonra instagram paylaşımı ve bazı haber sitelerinde yansıyan sözlerinde konuşmasının, “Amerika’yı Amerikalıların önünde ve gözleri içine baka baka eleştirmek” olarak lanse edildiği görüldü. Konuşmanın bütününde dinleyicilerin çoğunun aklında kalmayacak kadar küçük yer işgal eden bir dokundurmayı konuşmanın esası gibi yansıtmak suretiyle çarpıtma yapılması da ayrıca dikkat çekti.

Kaynak: Yeni Akit (Ömer  E. Keçeci)