TBMM Genel Kuruluda AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, iç tüzük uygulanması halinde 20 milletvekilinin ayağa kalkması gerektiğini söyleyerek, “Nasıl ki iki dakikada koşa koşa gelen bir milletvekilinin oy pusulasını dikkate almıyorsunuz, ayağa kalkmayan 20’nci milletvekilini saymamanız gerekir. Usulü bu şekilde tatbik ederseniz İç Tüzük’e uygun olmuş olur” ifadelerini kullandı.

TBMM Katip üyesi Ali Haydar Hakverdi, oylamalar başladığında görev aldıklarını söyleyerek, zarfların, pulların ve katılımcıların işaretlenmesini, düzgün, sistemli bir şekilde oy kullanılması için görev aldıklarını ifade etti. Hakverdi, “Dünle ilgili Divan tutanağını az önce getirdiler. Bakın, Meclis Başkan Vekilimizin gönderdiği tutanak. İçerisinde MHP Divan Üyesi yok çünkü dün MHP Divan Üyesi burada oturmuyordu, orada imzaya yetkili Divan üyesi ben idim; bugüne kadar hep böyle olmuştur. Ve Başkanla konuşmamızı aktarıyorum Divandan, yanlışsa, en ufak bir eksiği varsa hemen oradan açıklamasını yapabilir: ‘Sayın Başkan, saat gece üçü geçti, gerginlik artabilir bu imza dolayısıyla. Bakın, açık oylama yapıldı. Ben bu açık oylamayı tespit edeceğim ve imzamın altına bunu şerh vereceğim’ dedim. Başkan dedi ki: ‘Genel Kurul kararı aldı, imzanın altına şerh veremezsin’. ‘Benim imzam namustur, benim namusumdur, sizin iradenizle benim namusuma helal gelemez. Ben oraya şerh veririm. Asla namusumu sizin iradenize teslim etmem’.Başkan da dedi ki: ‘Tamam, gerginliği artırmayalım. İmzadan imtina ettiğini yazalım, siz ayrıca haricen şerh verin’ dedi. Bu hususta anlaştık Başkanla; sözünü tutmadı, hile yaptı ve benim haberim olmadan MHP Divan Üyesini getirdi, imzalattı” şeklinde konuştu.

TBMM Katip üyesi ve MHP Sakarya Milletvekili Zihni Açba, şunları kaydetti:

“Dün, Genel Kurul tutanağını, Kanunlar ve Kararlar Dairesinde Divanda görevli bulunan bir bürokrat ‘Divan kararıdır’ deyip, şurada, kürsünün etrafından dolaşırken önüme getirdi. Üzerinde ismimin yazılı olduğu bir kâğıt; eğer ben, bu Meclis Genel Kurulunda, üzerinde ismimin yazılı olduğu bir kâğıda imza atamayacaksam hangi kâğıda imza atacağım, o kadar güvenemeyeceksem hangi kâğıda güveneceğim? Önüme konulan bu kâğıda güvenmeyeceksem hangi kâğıda güveneceğim? Neticede, dünkü olan hadisenin şahsımla ve grubumuzla herhangi bir alakası yoktur, bir rol çalma, rol kapma veya yer tutma gibi bir gayretimiz de yoktur. Sadece, önümüze gelen Başkanlık Divanının kararını imzalamışızdır. Onun dışında, bu hadiseyle hiçbir alakamız yoktur.”

TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Meclis Başkanvekili’nin TBMM Genel Kurul oturumunu yönettiğini hatırlatarak, “Meclis Başkanvekili yönetir ve burada Meclis Başkanvekili söz vermeden ne şerh atabilirsin ne konuşma hakkın vardır. Herkes hakkını, hukukunu bilecek. Herkes hakkını, hukukunu bilecek. Etik olarak da doğru bulmuyorum ama az önce haddinizi de aşarak, hakaretvari bir türlü, bir şekilde Meclis Başkanvekili’ni tahkim ettiniz, bunu yapmayacaktınız, bunu yapmayacaktınız. Ben İç Tüzük’ü uyguluyorum ve bundan sonraki süreçte de bu İç Tüzük ne derse yine onu uygulayacağım ama arada ilişkilerimiz, kardeşlik hukukumuz, burayı yönetirken birlikte hukukumuz, konuşmalarımız, özel şeyler de konuşulabilir ama ne olursunuz, kalkın, doğruyu konuşun ya da hiç konuşmayın, vatandaş sizi doğru bilsin bari, hiç konuşmayın daha iyi” diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, TBMM Başkanvekili’nin 550 milletvekilinin temsil ettiğini hatırlatarak, içtüzük 161. maddeyi okudu.

Hakverdi, gizli oylama sırasında açık oylama yapıldığını tespit ettiğini söyleyerek, “Dedim ki: ’Sayın vekilim, lütfen, usulüne uygun oy kullanın ve kabine girerek oy kullanın’. Birçoğundan aldığım cevap şuydu: ‘Sen kimsin!’. İsim isim söylerim. Sadece bir vekiliniz, sadece bir vekiliniz -onun da ismini söylerim- ‘Çok özür dilerim, haklısın.’ dedi ve şaşırttı beni. Bakın, ben bu durumu tespit etmek zorundayım, ederim de. Çünkü ben imza koyuyorum, bir usulsüzlük varsa onu da şerh etmek benim hakkım. Gördüğümün dışında başka bir şeyi bana söyletemezsiniz. ‘Sayın Başkan, şu saatten sonra çok ciddi gerginlik olabilir az önceki kararınızdan dolayı, saat üçü geçmiş, gruplar birbirine düşmesin, daha fazla gerginlik olmasın’ dedim ve şerh konusunda anlaştık, konuşmamız budur, ‘Aksini benden beklemeyin’ dedim” ifadelerini kullandı.