Terörle mücadeleden daha çetin bir görev

Millet olarak terörle mücadeleye odaklanmış durumdayız. Lakin bu konuyu fazla abartmaya gerek yok. Zira terör, bizim için ciddi bir tehdit değildir.

Bu konuda millet olarak bize düşen, devletimize manevi cepheden, yani dua silahıyla destek olmaktır. Allah'a şükürler olsun ki, Devletimiz terör konusunda bir acziyet içinde olmamakla beraber, sınırları aşan bir destan yazmaktadır.

NESLİMİZİ KAYBEDİYORUZ

Millet olarak, bizim asıl endişemiz, yetişmekte olan neslimiz olmalıdır. Zira neslimize yönelik hadsiz ve cezbedici günah cepheleri açılmış durumdadır. Bu cephelerde kaybettiğimiz neslimiz ise, teröre şehit verdiğimiz gençlerimiz gibi sadace canlarını değil, imanlarını kaybetmektedirler.

Bu aşırı cazip günah cephelerine karşı, yetişen neslimize sunacağımız tek dayanak ise, ancak İslam'ı hakkıyla yaşamasını sağlamak olacaktır.

Ama ne yazık ki biz, önceliğimizi dünyevi ilimlere vermiş durumdayız. Elbette dünyevi ilimler önemlidir. Lakin öncelik dini ilimler olmalı ki, yetişen nesil başımıza bela olmasın.

Ama görünen o ki, okul dersleri için, çocuklara yapılan telkinin, onda, belki yüzde birini dahi, iman hakikatleri için yapmıyoruz.

MENFAATLER VE MANEVİ DEĞERLER

Haliyle onların gözünde dünyalık menfaatler, manevi değerlere nisbeten çok daha fazla revaç buluyor. Yani onları sadece dünya için yaratılmış gibi yaşamaya alıştırıyoruz. Sonuç olarak ta, menfaatperest bir neslin yetişmesine neden oluyoruz.

Elbette yaptığımız bu büyük hatanın bedelini çok açı bir şekilde ödüyoruz. Bu bedeli anlatmaya gerek yok. Çünkü hem anlatmakla bitmez. Hemde zaten her gün şahit oluyoruz.

Velhasıl, yetişen neslimize ilk olarak, dünyaya geliş gayalerinin ne olduğunu, yani İslam'ı anlatmlayız. Bu uğurda aynen derslerinde olduğu gibi, ve hatta daha fazla ısrar etmeliyiz ki, onları kuşatan cazip günah cephelerinden gelen ve doğrudan imanlarını hedef alan saldırılara karşı ayakta kalabilisinler.