Türkiye’de İslami Hizmetler
Birçok evliya ve Allah dostunu yetiştiren bu topraklar, İslam medeniyeti için tarih boyunca çok stratejik bir fonksiyon üstlenmiştir. Öyle ki, peygamberlere ve sahabelere bile ev sahipliği yapan Anadolu, asırlarca büyük İslami hizmetlerde lokomotif rolü üstlenmiştir. Genellikle Kadiri ve Nakşi tarikatlar olarak bilinen ehl-i sünnete bağlı bir çok grup içerisinde dünya çapında etki oluşturan hizmetler, insanlığın umut kaynağı olmuştur. Elbette bu hizmetlerde küresel güç odaklarının dikkatini çekmiştir.
Küresel güç odaklarının yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti içinde İslam’ı ve Müslümanları hedef alan çalışmaları, cumhuriyetimizin kuruluşuyla ilk olarak, Lozan Antlaşmasında (1923) tescillendi. Büyük Doğu’da (1943-1978) Necip Fazıl Kısakürek tarafından yayınlandı. Lozan Antlaşması’nın gizli maddeleri hakkında yayınlanan “Lozan’ın iç yüzü” başlıklı makalede bu durum, “Türkiye’de dinin öldürülmesi kararının alındığı” şeklinde yer aldı. Buna paralel olarak, Lozan Antlaşması sonrası, İngiltere Meclisinde, "Türklerin istiklalini niçin tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon şu yanıtı verdi: "İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet (güç) ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz.”
Türkiye Müslümanlarının sinesinden İslam’ı koparmanın zorluğu ve İslami hizmetlerin halk tarafından her zorluğa karşı benimsenerek güçlenmesi, güç odaklarının istedikleri ölçüde başarılı olamamasına neden oldu. Hal böyle olunca, İslami cemaatleri sulandırmak ve halktan koparmak için çalışmalar yürütülmeye başladı.
15 Temmuz’da kalbinde ki iman ve vatan sevgi ile küresel güç odaklarını ve taşeronlarını etkisiz hale getiren milletimizin duruşu büyük bir oyunu bozdu. Ancak milletin manevi olarak beslenmesine kaynaklık eden ve darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren dik duruşuyla dikkat çeken tarikat ve cemaatler şimdilerde güç odakları için daha stratejik bir hedef haline geldi. En çok hız kazanan hamleleri ise bu cemaat ve tarikatlardan daha cazip gayr-i İslami insani toplukları üretmek yönünde oldu. Böylelikle önceden beri aynı yöntemle kullandıkları FETÖ’nün son kullanma tarihi geçince, yeni ve daha çekici “güç odaklarına bağımlı sözde İslami hizmet grupları” yüceltilmeye başladı.
Devamını okumak için tıklayın.
Haberin Devamında Ne Var?
- Güç Odaklarına Odaklı Sözde İslami Hizmetler (4. sayfa)
- Türkiye’de Sapkın İslami Faaliyetler ve Yeni Senaryolar (5. sayfa)
- İslam Birliği ve Müslüman Dirliği (6. sayfa)
*Bu Analiz haberin ilk sayfası için tıklayın.
Kaynak: Beyaz Gündem (Analiz)